İŞTE MİLLİYET'TEKİ HABER
İslam Savunması
Yeni YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, 1995'te yazdığı "İslam, ekonomik gelişmeye engel midir?" başlıklı makalesinde, "Her Müslüman, İslam'ın kurallarına göre yaşasaydı, ortada oldukça az problem olurdu" satırlarına yer verdi.
Özcan, doçentken İslami Araştırmalar dergisinde yayımlanan makalesinde, İslamın yanlış anlaşıldığını savundu. Özcan, bu makaleyi Kuala Lumpur'daki Malezya Uluslararası İslam Üniversitesi'nde misafir öğretim üyesi olarak çalışırken yazdı.
Özcan, makalesinde, Marx, Durkheim ve Weber'in toplumun gelişimini destekleyen veya engelleyen temel özellikleri tanımlamaya çalıştığını ifade ederek, "Weber'i İslam hakkında hiçbir şey bilmemekle itham etmek mümkündür. Her dinde, o dini gelişmeye engelmiş gibi gösterecek sayısız örnekler bulunabilir" dedi.
İslamın yanlış anlaşıldığını savunan Özcan, şunları kaydetti:
"Bunlar İslam'ı, Müslümanların uygulamalarıyla karıştırma eğilimindedirler. İnananların dini prensiplere göre hareket etmeleri ideal bir durumdur, fakat gerçek, her dinin kurallarından her zaman sapmaların olabileceği şeklindedir.
Eğer her Müslüman İslam'ın kurallarıyla yaşasaydı, ortada oldukça az problem olurdu. Müslüman ülkelerin tarihi, İslami kuralların yakından izlendiği zamanlarda, Müslümanların hayatın birçok alanlarında dünyayı yönettikleri gerçeğine şahitlik eder. Tarih ayrıca, Müslümanların İslami kurallara olan zayıf bağlılıklarından dolayı geriledikleri zamanları da göstermektedir.
Bu yüzden suçlama, İslamın kendisinden çok Müslümanlara ve onların İslamı yorumlayışlarına yöneltilmelidir. Eğer aynı mantık pek çok günah ve sapkın davranış biçimlerinin kaynağı olan Batı dünyasına uygulanırsa, Hıristiyanlığın suçlanması gerekir ki, böyle bir sonuç doğru değildir."
İŞTE RADİKAL'DEKİ HABER:
Kendi ifadeleriyle yeni YÖK Başkanı
Kamuoyunda 'sürpriz' olarak değerlendirilen bir kararla Yükseköğrenim Kurulu (YÖK) Başkanlığı'na atanan Prof. Yusuf Ziya Özcan'ın, görev yaptığı Ortadoğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) bünyesindeki forum sitesinde dile getirdiği bazı görüşler, AKP ve türbana ilişkin yaklaşımına ışık tutuyor. Kendisine ait kişisel bir bilgi içermediğini ve getirildiği görev gereği görüşlerinin bilinmesinde kamu yararı bulunduğunu göz önünde tutarak Özcan'ın bir meslektaşıyla arasındaki yazışmalarda yer alan bu ifadelerini okurlarımızın dikkatine sunuyoruz.
3 Mayıs 2007: Mesajlarınızı zevkle okuyorum ancak bu son mesajınız artık meselelere pek objektif bakamadığınız konusunda gelişen kanaatime delil oldu. Kısaca Baykal'ın mealen 'Anayasa Mahkemesi'nden ret kararı çıkmazsa ülkede çatışma çıkar' sözünü tehlikeli bulmuyorsunuz ama tamamen siyasi bir karar veren Anayasa Mahkemesi için Başbakan'ın söylediği fevkâlâde doğru bir sözü eleştiriyorsunuz. Hocam, lütfen artık köşe yazarlarının yazdıklarına değil, biraz da halkın ne düşündüğüne bakın. Çıkın, insanlarla konuşun. Bakkal, boyacı, pazarcı, temizlikçi kadın, taksi şoförü, berber gibi. Size bugünlerde onların konuştuğu meselelerden bir ikisini söylememe müsaade edin. Diyorlar ki 'Ordu bu sefer sınırı aştı, Anayasa Mahkemesi haksızlık yaptı, Baykal her zamanki gibi uzlaşmaz ve durumu çıkmaza soktu, Mumcu dönekliğini ispatladı ve askerlerle olan iyi ilişkilerinin kendisine başbakanlık getirmeyeceğini anladı' vb. Bu tepkiler ışığında seçimlerde AKP'nin çok daha kuvvetle geleceğini görmemek saflık olur. Siyasete yapılan bu tür tarafkâr ve haksız müdahalelerin nasıl hüsranla bittiği konusunda siyasi tarihimiz çok değerli örnekler sunmaktadır.
25 Temmuz 2007: Zannederim sizi hiç tatmin edemeyeceğiz. Önceleri AKP, oyların üçte biri ile toplumun üçte ikisini temsil ediyor diyordunuz ve bunu bir haksızlık olarak görüyordunuz. Şimdi söz konusu parti neredeyse iki kişiden birinin oyunu aldı ve siz hâlâ yetmez diyorsunuz. Zannederim oyların yüzde 99'unu alsalar bu sefer de yüzde 1'i açıkta kaldı diyeceksiniz. Türk siyasi tarihinde kaç kez bu kadar yüksek oy alındığını tahmin edersiniz? İkinci nokta, halkın cumhurbaşkanına karşı tepkisiyle alakalı. Bu konuda yapılmış araştırmalarda sorular var. Polmark şirketinin bir araştırmasında bunu gördüğümü hatırlıyorum. Bulursam size de yollayacağım. O zaman da tahminim bu şirket güvenilir mi diye soracaksınız. Hocam, her gün alıntı yaptığınız köşe yazarları, seçim zamanı ve tatilleri hariç, bulunduklari şehrin dışına çıkmayan insanlar. Onlara böylesine güvenip bu listede yazı yazan herkese şüpheyle yaklaşmanız biraz garip geliyor insana. Üstelik doğru bir şey söylemek için illa araştırma yapmak gerekmiyor. Aziz Nesin hiç sosyal araştırma yapmamıştır ama Türk toplumu hakkında hiçbirimizin beceremeyeceği kadar keskin ve tutarlı görüşleri vardır.
24 Eylül 2007: Son zamanlarda bu listede gördüğüm en gerçekçi ve yürekli yazılar, sizin dikkatimize sunduğunuz sayın Engin Ardıç'ın ve listeye kendisi katkıda bulunan Teoman Pamukçu'nun yazılarıdır. Sizin ve hemen her konuyu son derece ideolojik alan bu listedeki pek çok kişinin en küçük bir kritiğe bile tahammülleri olmuyor. Sizin katılımdan anladığınız, zannederim herkesin bir ağızdan aynı fikirleri tekrar etmesi ve kesinlikle çatlak seslerin çıkmaması. 'Başörtülü öğrenciye ders vermem' anlamına gelecek bir söz söyleyen öğretim elemanına söylenecek hiçbir sözünüz olmuyor ama bunu kritik edenleri, kaynağı belli olmayan bir otorite edası ile ve beş yaşındaki çocuğa ders verir şekilde tersliyorsunuz. Bugüne kadar başörtüsü veya başka nedenlerle üniversite dışında bırakılan binlerce öğrenci hiç mi vicdanınızı rahatsız etmiyor? Bu insanların hayatlarını kararttığınızın farkında değil misiniz? Bunun onları öldürmenizle eşdeğer olduğunu göremiyor musunuz? İnsan haklarına saygınız yok mu? Hem siz ve sizin gibiler kim oluyorsunuz da başka birisine nasıl giyineceğini söylemeye kalkıyorsunuz? Hangi meşruiyetle bunu yapıyorsunuz? Bu tutumla ikide bir siyasete müdahaleden, ordunun ki her zaman demokrasi yanında olduklarını iddia ederler, tutumu arasında ne fark var? İnsan onuruna göstermediğiniz saygı beni fevkâlâde rahatsız ediyor.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
|
|||||
|
Bunlar da ilginizi çekebilir...