Önce Danıştay Başkanı Sumru Çörtoğlu, ardından Türkiye Barolar Birliği Başkanı (TBB) Özdemir Özok, hükümete laiklik ve irtica eleştirisi yaptı. Devlet adına yetki kullanan makamların irtica tehdidini hafife aldıklarını savunan Çörtoğlu, "Türkiye'de tehdit düzeyinde irtica yok." denilerek bazı çevrelerin cesaretlendirildiğini ve kanlı eylemlere ortam hazırlandığını öne sürdü. Laikliğin anlamı ve içeriğinin Anayasa'da ve yargı kararlarında açıkça belirtildiğini anlatan Çörtoğlu, konuşmasında yeni bir irtica tanımı yaptı: "Atatürk ilke ve inkılaplarına aykırı her türlü hareket irticadır." CHP'den milletvekili adayı olması beklenen Özdemir Özok ise cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesine karşı çıktı. Özok, "Demokrasiyi sadece oy ve sandık olarak algılayan, hoşgörü, uzlaşma ve hepsinden önemlisi bir yaşam biçimi olarak algılamayan ben-merkezli liderler yönetiminde ülke içinden çıkılamaz siyasi kriz ve kaoslara sürüklenir." dedi. Genelkurmay Başkanlığı'nın yayımladığı gece yarısı bildirisinin suçunu da hükümete yükleyen Barolar Birliği Başkanı, iktidarın sebep olduğu kriz ve gerginlik ortamının Silahlı Kuvvetler'in açıklama yapmasına yol açtığını söyledi.
Danıştay Başkanı Çörtoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Önem ve öncelik sıralaması zaman içerisinde değişkenlik göstermekle birlikte Türkiye'de irtica tehdidi her zaman olmuştur, olmaya da devam edecektir. Türkiye Cumhuriyeti'nin ulusal birliğine ve bütünlüğüne yönelik her türlü irticai faaliyet üzerinde kararlılıkla durulmalı, bireyin iç dünyasına yönelik olan din ve vicdan özgürlüğünün kamu düzenini bozucu eylemlere dönüşmesine izin verilmemelidir."
17 Mayıs 2006'da Danıştay'a düzenlenen saldırının insanlık tarihinde kara bir leke olarak anılacağını vurgulayan Çörtoğlu, olayın başta laik devlet düzeni olmak üzere Cumhuriyet'i, demokrasiyi, hukukun üstünlüğünü, yargı ve yargıç bağımsızlığını hedef aldığını söyledi. Cumhuriyet tarihinde ilk kez bir yüksek mahkemeye bu düzeyde saldırıda bulunulduğunu kaydeden Çörtoğlu, "Mesai saatleri içinde 2. Daire'mizin toplantı odasına kadar girilmek suretiyle mensuplarımıza saldırılmasında cesaretin ve gücün nereden alındığı, ayrıca üzerinde durulması gereken konuların başında gelmektedir." diye konuştu. Danıştay saldırısına zanlının yakalanmış olması nedeniyle 'çözüldü' diye bakılamayacağını dile getiren Çörtoğlu, olayın peşini bırakmayacaklarını kaydetti. Çörtoğlu, bilgi ve istihbaratı elinde bulunduran güvenlik birimlerinin 'istemde bulunulmadı' bahanesine sığınmadan kişi ve kurumları korumak için re'sen harekete geçmesini istedi.
YAŞ kararları yargıya açılsın
Çörtoğlu, her türlü işleminin yargı denetimine açık olması gerektiği ilkesini hatırlatarak Yüksek Askerî Şûra (YAŞ) ile Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) kararlarının yargı denetimine açılmasını istedi. Yargı bağımsızlığıyla ilgili sorunlara da değinen Başkan Çörtoğlu, en son, yüksek yargı organlarına üye seçimi konusunda Adalet Bakanlığı ile HSYK üyeleri arasında ortaya çıkan sorunun yargı bağımsızlığı ve hukuk devleti ilkesi ile bağdaşmadığını kaydetti. Çörtoğlu, Danıştay'ın iş yükündeki artışı, anlatarak, daire ve personel sayısının artırılmasını, Danıştay'a yeni bir bina tahsis edilmesini talep etti. Çörtoğlu, Danıştay'ın 139. kuruluş yıldönümü dolayısıyla Devlet Konukevi'nde resepsiyon verdi. Resepsiyona, TBMM Başkanı Arınç, Başbakan Erdoğan, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin de katıldı.
Baro başkanından hükümete eleştiri
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Özdemir Özok konuşmasında yargının sorunlarına değinmekten çok, hükümete yönelik eleştirilerde bulundu. Cumhurbaşkanını halkın seçmesine ilişkin Anayasa değişikliğine karşı çıkan Özok, şöyle konuştu: "Cumhurbaşkanı, altyapısı hazırlanmadan halk tarafından seçilme yoluna gidilirse, demokrasiyi sadece oy ve sandık olarak algılayan; hoşgörü, uzlaşma ve hepsinden önemlisi bir yaşam biçimi olarak algılamayan benmerkezli liderler yönetiminde ülke, içinden çıkılamaz siyasi kriz ve kaoslara sürüklenir." Özok, hükümetin yargı kararlarını kabullenemediğini belirterek, isim vermeden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Danıştay'ın verdiği bir iptal kararından sonra 'bu konuyu ulema bilir' ve Anayasa Mahkemesi'nin bir iptal kararından sonra 'demokrasiye kurşun sıkılmıştır' dediğini aktardı. Özok, dinleyiciler arasında yer alan Deniz Baykal'ın Anayasa Mahkemesi'nin cumhurbaşkanı seçimiyle ilgili başvuruyu karara bağlamadan önce söylediği 'Başvurumuz reddedilirse çatışma çıkar' şeklindeki sözünü ise gündeme getirmedi. Özok, iktidarın sebep olduğu kriz ve gerginlik ortamı nedeniyle Silahlı Kuvvetler'in bildiri yayınlamasına yol açıldığını dile getirerek, "Türk demokrasisi, halkın içten saygı duyduğu 'kışla' ve 'cami' kurumlarının korumasından ve el atmasından mutlaka kurtulmalıdır." dedi.
Zaman
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
|
|||||
|
Bunlar da ilginizi çekebilir...