Derya Sazak / Milliyet
Erdoğan gider mi?
Başbakan Erdoğan ile eşi Emine Erdoğan’ın “Tac Mahal hatırası” çektirdikleri Hindistan gezisinden akılda kalan, AKP liderinin 29 Mart 2009’daki yerel seçimlerle ilgili sözleri oldu:
“Oy kaygım yok. Milletim beni iktidardan alırsa başımızın üstünde yeri var. Hiçbir şeyi iktidar kaygısıyla yapmıyorum. Seçimlerde partim ikinci olursa genel başkanlığı bırakır, giderim!” Tayyip Erdoğan benzer çıkışı, 22 Temmuz 2007 seçimleri öncesinde de yapmıştı.
Partisinin oyları yüzde 47 ile rekor kırdı.
AKP’nin 2004 yerel seçimlerinde İstanbul, Ankara gibi büyük kentleri kazanırken il genel meclisi oyları yüzde 41.9’du. “Çankaya krizi” nedeniyle muhalefetin iktidarı seçime zorlaması, Genelkurmay’ın “e-muhtırası’ ve Anayasa Mahkemesi’nin 367 kararının ardından AKP 22 Temmuz seçimlerinden zaferle çıktı. Menderes, Demirel ve Özal’dan sonra merkez sağ-muhafazakâr partiler liginde Erdoğan gibi “iki seçmenden biri”nin oyunu alan lider çıkmamıştı.
AKP o rüzgârla Abdullah Gül’ü Cumhurbaşkanı seçtirdi.
2007 sonunda yapılan kamuoyu yoklamaları AKP’nin 2009’da belediye seçimlerinin de mutlak galibi olacağı yönündeydi.
Ancak iki yılda köprülerin altından akan sular değişti.
Ekonomik kriz dengeleri altüst etti.
Seçime dört ay kala, Başbakan Erdoğan, “Partim ikinci olursa genel başkanlığı bırakır, giderim” diyebiliyor.
AKP’nin “düşüşte” olduğu bir gerçek.
22 Temmuz 2007 seçimlerinde Erdoğan ve Gül’ün oylarını yüzde 47’ye çıkarmalarında askerin siyasete müdahalesine karşı toplumdan yükselen sivil tepki kadar, AKP iktidarının enflasyon başta sosyal ve ekonomik konularda, konutta, sağlıkta, eğitimde yarattığı iyimser havanın etkisi büyüktü. 2001 Şubat krizi ertesinde hükümet olan AKP, yoksul insanların gerçek sorunlarına eğilerek çözümler üretti. “İş ve aş”a öncelik verdi. 2008 başındaki “türban açılımı” ise partiyi “kapatılma davası” gibi bir sorunla karşı karşıya getirirken “sivil anayasa” hazırlığını gündemden düşürdü. AKP, “reformist” kimliğinden uzaklaştı.
Erdoğan açısından 2009 Mart seçimleri hayli zor geçecek.
ANAP da 1983-87 seçimlerinde elde ettiği “tek başına” iktidar avantajını, Özal’ın Çankaya hevesi nedeniyle 1989 yerel seçimlerinde oyunun yüzde 21’e düşmesiyle yitirmişti.
Başbakan Erdoğan, derinleşen ekonomik krizi, durgunluğa giden ekonomiyi, işsizliği önleyemezse AKP de Özal gibi yenilgiye uğrayabilir. Kazanırsa zaten “Putin” gibi olur, Gül’den sonra Çankaya’ya çıkar.
Tayyip Bey’in şansı alternatifinin “çarşafa sığınan” bir muhalefet olmasıdır.
Keşke her seçime başka bir söylemle giren CHP lideri Baykal da “çarşaf açılımı”ndan sonra “Kaybedersem ben de giderim” diyebilse!
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...