E-posta :
  Şifre :
    ► Üye olmak istiyorum
    ► Şifremi Unuttum

TÜRKİYE-SURİYE SAVAŞININ EŞİĞİNDE 

1998’de yaşanan sıcak günlerin en kritik tanıklarından Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek, Türkiye ile Suriye'nin savaşın eşiğine geldiği günlerin bilinmeyenlerini anlattı.

16.01.2008 - 10:57
TÜRKİYE-SURİYE SAVAŞININ EŞİĞİNDE

Suriye'nin Abdullah Öcalan ve PKK kurmaylarına kucak açması, kamplara ev sahipliği yapması 1998 Eylül’ünde Ankara’nın sabrını taşırdı. Türkiye kararlı bir biçimde Şam yönetimini köşeye sıkıştırmak için düğmeye bastı. Ve iki ülke bir anda savaşın eşiğine geldi. İşte o dönemin en kritik tanıklarından Mısır Devlet başkanı Hüsnü Mübarek, krizin bilinmeyenlerini KANAL D Haber’den Mehmet Ali Birand’a anlattı. Mübarek, “Savaşın yaklaştığını hissettim ve hemen müdahele edip barışı sağladım” dedi.

Esad aradı, Mübarek geldi

Gerilim, dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Atilla Ateş’in, 16 Eylül 1998’de Hatay’dan Suriye’ye ateş püskürmesiyle başladı: “Apo denen eşkıyayı destekleyerek, Türkiye’yi terör belasına bulaştırdılar. PKK destekçisi Suriye, sabrımızı taşırmaya başladı. Suriye iyi niyetimizi suiistimal ediyor ve PKK’yı topraklarında besliyor. Gerektiğinde bu halk sorumlulara dersini verecektir.”

Ardından dönemin Cumhurbaşkanı Demirel, 1 Ekim’de Suriye’yi çok sert bir dille uyardı. İşte o gün Hafız Esad Mübarek’ten yardım istedi. Mübarek, hemen Şam’a hareket etti. O günü Mübarek şöyle anlattı:

BİRAND: Başkan Hafız Esad size ne dedi?

MÜBAREK: Bana bütün hikayeyi anlattı. Pek çok yanlış anlaşılma vardı.

BİRAND: Türkiye ile görüşmek mi istiyordu?

MÜBAREK: Esad benimle de görüşmek istemiyordu. Olanları önlemek istiyordu.

BİRAND: O’na Öcalan’ı dışarı çıkartacağınızı söylediniz mi?

MÜBAREK: “Neden bu adamı burada tutuyorsunuz. Başka bir ülkeye verin. Neden kendinizi böyle bir duruma sokuyorsunuz” diye sordum.

BİRAND: Ve Ankara’ya gittiniz.

MÜBAREK: Ankara’ya gittim, Demirel ve grubuyla görüştüm. Bir önerim vardı..

(Mübarek 2 Ekim günü Demirel, resmi temaslar için Makedonya’daydı. Mübearek telefonla aradı. Mübarek ile 3 Ekim’de Ankara’ya dönüşünde konuştu. Mübarek, “Neden bu kadar kızgınsınız? Arap Dünyası endişeli, merak ediyor. Yarın geleyim, görüşelim...” dedi. Mübarek 6 Ekim’de Ankara’ya geldi.)

BİRAND: Neydi öneriniz?

MÜBAREK: Her şeyi açık açık konuşmak, karşılıklı beraberce oturup halletmek. Sınıra yakın bir yerde. Burada, ya da orada. O bu teklifimi orduya gönderdi. Sonra sivil giyimli biri geldi. Biraz düşündü. Bana, “tamam, teklifini kabul ediyoruz” dedi. Mesajımı gönderdi. Kabul ettiler. Sonra havaalanına doğru gitti. Aslında gitmeyecekti.

BİRAND: Demirel mi?

MÜBAREK: Evet. Helikopterle havaalanına gittik. Ve ona dedim ki ısrarcı olacak. Onunla görüşmeye ihtiyacımız var mı? Onunla şimdi birlikte geçebilirim diye sordum. Saat akşamın altısı mıydı ya da yedisi miydi neydi. Savaşın hazırlandığını biliyordum. Savaş çıkabilirdi.

Savaş çok yakındı

BİRAND: Biliyordunuz?

MÜBAREK: Hissedebiliyordum. Kimsenin bana bunu söylemesine ihtiyacım yoktu ama içinde bulunulan durumu tartabiliyordum, atmosferi hissediyordum. Ve çok çok çok yakın bir zamanda nelerin olabileceğini hissediyordum. Hafız Esad’la havaalanında konuşabilir miyim diye sordum. Hafız Esad’a söylediler.

(Mübarek mesajı alıp aynı gün özel uçağının rotasını Şam havalimanına yönlendirdi. Hafız Esad ile havaalanında buluştu ve Türkiye’nin ultimatomunu elden verdi.)

MÜBAREK: Esad’a herhangi bir şey söylemedim. Zaten her şeyi çok iyi biliyordu. Dedim ki “Beraberce oturun, problemleri konuşun ve bu sorunu barışçıl yollarla halledin. Sadece dedim ki, arkadaşım Demirel’i arayın. “Evet, size katılıyoruz” dedi. Sonra Demirel ile Esad görüştü. Sınırda ya da sınıra yakın bir yerlerde buluştular. Hatırlamıyorum şimdi. Ve Türk tarafından 10 maddelik bir teklif listesi vardı.

(Mübarek’in dediği gibi bir Demirel-Esad zirvesi yapıldığı konusunda bilgi yok. Ama 9 Ekim 1998’de Apo, Suriye’den dışarı çıkarıldı.)

BİRAND, MÜBAREK'İ SELAMLA NASIL KANDIRDI?

Mübarek'e Süleyman beyin selamını götürdüm (!)

Bazen protokol veya liderleri çevreleyen halkalardan kurtulmak için, beyaz yalan söylemek gerekiyor. Şimdiye kadar birkaç defa başıma geldi, ancak böylesi ilk defa oldu.
Mısır Devlet Başkanı Mübarek ile randevum vardı. Tam içeri girerken enformasyon bakanı geldi ve "buraya sadece fotoğraf makinası girer, kamera olmaz" dedi.
Şaşkına döndüm. Oysa tüm ayarlama TV söyleşisi ve POSTA için yapılmıştı. Baktım, kurtulamayacağım, sesimi çıkartmadım. Yapacağımı biliyordum.
İçeri girince, açıkça beyaz bir yalan attım. Süleyman Demirel ile iyi arkadaş olduklarını biliyordum. "Sayın Başkan, Süleyman beyin size selamını getirdim" dedim. Herhalde Süleyman bey beni affeder. Başka türlü Mübarek'in gözlerinin parlamasını sağlayamayacağımı biliyordum.
Nitekim, bu girişten sonra kameramı da içeri aldım ve 2 dakikalık fotoğraf çekimi sahnesi, 15 dakikalık bir söyleşiye dönüştü. Merak ettiğim de, 1998'de Öcalan'ın Suriye'den çıkarılması öncesindeki arabuluculuk çabasıydı.
Demirel ile Hafız Esad arasında gidip gelip arabuluculuk yapmış ve savaşı önlemişti. Sonunda da Öcalan Şam'dan atılmıştı.
Mübarek, sanki o günleri yaşar gibi anlattı. Hele Ankara'dan ayrılıp doğruca Şam'a geçisini ve Hafız Esad'a söylediği sözü hatırladı:
"Bu adam için Türkiye ile savaşmaya değer mi? Türkler çok ciddiler" deyip Ankara'da kendine verlen 10 maddelik istek listesini Suriye Devlet Başkanının önüne koymuş.
"Bunları oku, kararını ver, dedim ve ayrıldım. Kahire'ye inerken haber geldi. Hafız kabul ediyormuş. Ancak bu defa Demirel'e ulaşamadım. Arıyorum, arıyorum bulamıyorum. Kendi kendime zarar yok, dedim. Bir savaşı önlemiştim. Bu da bana yeterdi" dedi.
En unutamadığı sahne, Hafız Esad'ı Şam havaalanına getirtip, Türkiye'nin listesini vermesi ve Hafız'ın gözlerindeki kaygı işaretiymiş.
Mübarek, 1998'de yaşanan bu olayı kolay kolay unutamıyor. Hikayesini bitirdiği sırada, aşağıdan koşarak geldiler. Cumhurbaşkanı Gül'ün korteji yaklaşıyormuş. Hemen yerinden fırladı ve son sözü "Süleyman beye benden de selam götürün. Çok severim. Önemli devlet adamıdır" dedi.
Bu "selam" vallahi doğru. Mübarek'in sesi banda kayıtlı...



POSTA

YORUMLAR
Toplam 1 yorum var, 1 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.
Üye girişi yapmadınız. Misafir olarak yorum ekleyebilirsiniz. Üye olmak için tıklayın.
  Yorumcuların dikkatine…

İmlası çok bozuk,
Büyük harfle yazılan,
Habere değil yorumculara yönelik,
Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan,
Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren,
Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen,

yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR.
selcuk 2 Ocak 2008 Çarşamba 

kardesim Bahceli kokune kadar haklidir.. bu kendini imam zanneden sahis..cahilligine gelip bos laf atmis..cuma namazini kilmakla siyasetin isi ne...sisaset yalan dolan..arkadan vurma..etc lutfen bu kutsal isi politika ile karistirmayin....hem sisaset yapip hem dini gorevlerni yapmak ..zaten didnimizin her kuralina karsidir..niyemi siyaset = hirsiklik..dolandiricik. yalancilik..hile.arkadan vurma.. bunlarin hangisi didnimize uyar allah icin siz dusunun saygilarimla

Yorumu oyla      18      10  
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Türköne Konuşuyor: Eşimle Aram Kötü Olursa, Ak Parti'ye Muhalefet Ediyorum… MİT İşe Yaramaz, İlhan Selçuk Faşist, Çatlı Arkadaşımdı... Türkeş Bana Komünist Derdi…
Zaman’dan başka gazetede yazmam… Çok yakında medya savaşı çıkacak… Milliyetçilik ...
Cem Uzan Turktime'a Konuştu: Beni Kesebilirsin, Öldüerbilirsin ama Bana İnananlara İhanet Ettiremezsin!!!
Genç Parti Genel Başkanı Cem Uzan Türk Basınında evinin kapılarını ilk ...
MENDERES TURKTİME'A KONUŞTU! : “AĞAR, DEMOKRASİNİN YANINDAN BİLE GEÇMEMİŞTİR!”
Sağ siyasetin patent sahibi ve DP’nin biyolojik ve siyasi varisi Aydın ...
 
BAŞÖRTÜSÜ ÖZ DEĞİL, SEMBOLDÜR!
(TURKTİME-ERSİN TOKGÖZ) 5 bini aşkın üyesi ile Türkiye’nin ...
Emin Çölaşan Turktime'a Konuştu
(ÖZEL-TURKTİME) Türk basının usta kalemi, Hürriyet Gazetesi yazarı Emin ...
AMERİKAN DERGİSİNDE KÜRDİSTAN SKANDALI
Amerikan dergisi 'The Atlantic Monthly', Ocak-Şubat sayısında Irak'ı parçaladı, ...
 
FRANSA İRAN'A KARŞI KÖRFEZ'DE ÜS KURACAK
Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, çıktığı Körfez ülkeleri ziyareti ...
CEVDET SUNAY DARBEDEN KÜVETTE YATARAK KURTULDU
21 Mayıs 1963'te başarısızlıkla sonuçlanan darbe girişiminde Genelkurmay ...
VATANDAŞ BİZE RÜŞVET DEĞİL 'BAHŞİŞ' VERDİ!
Vatandaştan tapu işlemleri karşılığı aldıkları rüşvetleri aralarında pay ...
 
SOSYAL MEDYADA TAKİP ET
FACEBOOK'TA TURKTIME
TWITTER'DA TURKTIME
 
KATEGORİLER
FOTO GALERİ
VİDEO GALERİ
ETİKETLER
  •KÜNYE
  •İLETİŞİM
  •REKLAM
 
 
  •Güncel
  •Siyaset
  •Dünya
  •Medya
  •Magazin
  •Spor
  •Kültür
  •Sağlık
  •Ekonomi
  •Dünya
  •Spor
  •Kültür
  •Ekonomi
  •Sağlık
  •Medya
  •Siyaset
  •Güncel
  •Dünya
  •Spor
  •Kültür
  •Ekonomi
  •Sağlık
  •Medya
  •Siyaset
  •Güncel
  •Aktüel
fransa
şampiyonlar Ligi
CEV Şampiyonlar Ligi
eyfel kulesi
yakmak
Ezgi Mola
İslam
Necmettin Erbakan
Okan Buruk