Ülkeler komşularını seçemez, coğrafya seçer. Coğrafya seçtiği için, komşu ülkelere birlikte yaşama, işbirliği veya bütünleşme formülü aramak dışında bir şey kalmaz. İstanbul, Mahmud Ahmedinejad isimli zor bir ziyaretçiyi karşıladığı zaman, bir Türk yetkilinin ifade ettiği cümle bu. Ahmedinejad’ın değiştiği yönünde bir düşüncenin hakim olması için, İstanbul’a gitmesi yeterli değil. İki ülkenin bakış açıları birbirinden uzak. Fakat Türkiye, İran’a biraz güven duygusu hissetmenin, rejimi yüzünden endişe duymasına neden olan mantıktan çıkmasına destek olabileceğini düşünüyor.
Aslında İstanbul’un yaşadığı randevu ironilerle doluydu. Ahmedinejad, ülkesine komşu bütün ülkelere gittikten sonra, Türkiye’yi ilk kez ziyaret etti. İslami köklere sahip bir partiden gelen, ancak laik anayasanın gölgesindeki bir cumhurbaşkanıyla görüşmelerini gerçekleştirdi. Sonra, İran cumhurbaşkanı NATO üyesi bir ülkeyi ziyaret etti. Bu ülke AB üyeliğini ve bu üyeliğin dayattığı, siyasetten kültüre ve insan haklarına kadar uzanan demokratik kriterleri hayal ediyor. Ayrıca Ahmedinejad İsrail’le, diplomatik ve siyasi ilişkiler kuran bir devleti ziyaret etmiş oldu. Dahası Türkiye, İsrail ile Suriye arasında dolaylı görüşmelerde arabuluculuk yapıyor. Bu müzakereler, başarılı olması durumunda Şam ile Tahran arasında hali hazırdaki koalisyonun defterini dürebilir.
ABD VE İSRAİL ZİYARETTEN MEMNUN OLMADI
Türkiye, ziyaretçinin zor olduğunu biliyor. George Bush yönetimi, nükleer dosyasındaki üslubu sebebiyle altı ülkenin Tahran’a ek yaptırımlar dayatmayı masaya yatırdığı bir zamanda, Ahmedinejad’a başını uzatacağı bir NATO kürsüsü verilmesinden pek mutlu olmadı.
İsrail, Türkiye’nin Yahudi Holocaust’unu inkar eden, İbrani devletinin sonunu müjdeleyen, Yahudileri Filistin’i terk etmeye teşvik eden, Hizbullah’ı füzelerle donatan ve Hamas’a desteğini gizlemeyen bir lidere ev sahipliği yapmasından rahatsızlık duyduğunu açıkça dile getiren bir diğer ülkeydi. Türkiye ayrıca, Avrupa ve Ortadoğu’da birçok ülkenin İstanbul’dan başını uzatan Ahmedinejad’ı görmekten pek mutlu olmadığını biliyor.
İki yıl önce Ahmedinejad, Türkiye’yi ziyaret etme eğilimini ifade etmişti. Ancak Ahmedinejad’ın ABD ve İsrail’e yönelik ateşli açıklamaları, ziyaretin olumsuz ve olumlu yönlerini etüt eden Ankara’nın işini kolaylaştırmadı. Türk yetkililer, zor ziyaretçiyi karşılamayı seçtikleri zaman kendisine İstanbul’da randevu önerdiler. Çünkü bu ziyaretçinin, laik Türkiye’nin kurucusu Atatürk’ün kabrine çelenk koymanın zorunlu olduğu Ankara’da ağırlanması zordu. Türk yetkililerin Ahmedinejad’ı bu kuralın dışında tutmayı kabul etmeleri kolay olmadı ama ziyaret için İstanbul seçildi.
TÜRKİYE İRAN-TÜRK-ARAP ORTAKLIĞI İSTİYOR
İstanbul’un ziyaretçisi, Tahran’ın askeri gücünü göstermekte abartıya kaçtığı yolunda sözler dinledi. Türk yetkililer arasında, İran’ın uçurumun kenarında manevra yaptığı izlenimi var ve İran’ın kendisine dayatılan tecridin sona ermesine bazı garantiler sağlanması karşılığında ikna olabileceğini düşünüyorlar. Çünkü savaş İran için felaket olacak, bölge ülkelerine ve dünya ekonomisine zarar verecek.
Türkiye, Tahran’ın bölgede liderlik hayalini bırakacağına ve işlerin idaresinde İran-Türk-Arap ortaklığını isteyeceğine güveniyor. Bu yüzden Türkiye güçlü ve parlak bir Arap Irak’ının kurulmasını destekliyor ve Suriye-İsrail çekişmesinin son bulmasına bel bağlıyor. Zira her iki dosyada başarı sağlanması, bölgede ortaklık mantığının, çatışma mantığından baskın olmasını sağlayacaktır. Türkiye’nin İran gazına olan ihtiyacı ve gelecek dönemde Irak’ın en büyük ekonomik ortağı olması isteği de önemli etkenler.
Tesadüfler, Ahmedinejad’ın kaldığım oteli tutmasını istedi. Fransız bir turistin güvenlik önlemleri sebebiyle Ahmedinejad’la aynı otelde kalmanın zorluğundan dert yandığını gördüm. Bu sözleri duyunca kendisine “Peki bu zor komşu veya ziyaretçiyle birlikte yaşamak zorunda olan bölge halkları ne desin?” dememek için zor tuttum.
* Londra’da Arapça yayımlanan El Hayat gazetesi, Lübnanlı yazar, 15 Ağustos 2008, Arapçadan çeviri: Halil Çelik
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...