Topbaş, İstanbul Çevre Koruma Atık Maddeleri Değerlendirme Sanayi ve Ticaret A.Ş'nin (İSTAÇ) faaliyetlerinin tanıtıldığı toplantıda, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
İhalesini Sama Dubai Gayrimenkul Yatırım A.Ş'nin kazandığı Levent'teki İETT arazisinin son durumuna ilişkin bir soru üzerine Topbaş, buranın satışından gelecek geliri ulaşımda kullanmak istediklerini anımsatarak, şunları kaydetti:
''Maalesef farklı değerlendirmeler, farklı bir takım fikirler ortaya çıktı. Bölgede plaza veya gökdelenler olarak daha önce çok daha farklı yoğunlukta yapılmış yapılar olmasına rağmen, bunun üzerinde biraz daha farklı duruldu. Politikanın bu yönlere doğru kaydırıldığını görmekten duyduğum üzüntüyü ifade etmek istiyorum. Biz ne yaptığımızın farkındayız.''
Satışın ardından yeşil alana ilişkin tepkilerin var olduğunu ifade eden Topbaş, İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi'nin 500 dönüme yakın bir arazinin yeşil alan olması kararı çıkardığını hatırlattı. Topbaş, ''İmarlı olan bu arsamızın, gayrimenkulümüzün bir şekilde değerlendirmesini yapıp, ulaşımda kullanmak üzere bu kaynağı kasamıza almak istiyoruz'' dedi.
Topbaş, şunları söyledi:
''Verdiğimiz kararın, Meclisimizin verdiği kararın arkasındayız. Belediye başkanı olarak ben ve Meclisimiz bu kararın arkasındayız. Çünkü bu kararı Meclisimiz bize verirken satış yetkisini verdi. Satış yetkisini aldıktan sonra bunun üzerinde iyi bir değer alabilmemiz için 3 emsal olan bu arazideki inşaat değerini, zemin altı emsal dışı tutmak suretiyle artırdık. Meclis bu kararında ısrarlı, başkanlık olarak da biz de ısrarlıyız.''
Satın alan firmanın, konu dava sürecinde olduğu için bir tedirginliğinin bulunup bulunmadığının sorulması üzerine de Topbaş, ''Satın alan yurt dışından bir yatırımcı olduğu için tabii ki bizim ülkedeki yasalara, ülkedeki kararlara güvenmek durumunda. Bir tedirginliği tabii ki söz konusu olabilir'' diye konuştu.
-KÜRESEL SERMAYE-
Topbaş, küresel sermayenin kente getirilerine de dikkat çekerek, ''Küresel sermayenin geldiği bir kentte olumsuz bir karar oluşturulduğu takdirde, biz kararımızın arkasında durmadığımız takdirde, diğer küresel sermayelere karşı söyleyeceğimiz söz kalmaz ve bize olan güvenleri sarsılır. Bu güveni sarsmamak adına bu satışın gerçekleşmesi lazım ve bunun için bekliyoruz'' dedi.
Kadir Topbaş, ülkelerin ve kentlerin küresel sermayeyi getirme konusunda hassasiyetlerinin var olduğunu belirterek, ''Geçtiğimiz günlerde Fransa Cumhurbaşkanı'nın kendi ülkesinin menfaatine ticari ilişkilere nasıl girdiğini biliyoruz. İngiltere'de Kraliyet ailesinin nasıl devreye girdiğini biliyoruz. Küresel sermayeyi ülke ve kentine aktarma konusunda tüm yöneticilerin hassasiyetleri vardır. Kendi kaynaklarınız, kendi zenginlikleriniz yoksa, gelişmek istiyorsanız, yatırım yapılmasını, istihdam oluşturmayı istiyorsanız, katma değer üretmek istiyorsanız bu sermayeleri getirmek durumundasınız'' şeklinde konuştu.
Satış konusunda bir risk olup olmadığının sorulması üzerine de Topbaş, ''Bu risk bizde yok. Risk hissettiğini düşünen bir firma var. Biz her türlü verilen kararın arkasında olduğumuzu söylüyoruz. Ama bu sürecin bitmesini beklediklerini görmekteyiz. Ama konunun neticeleneceğini de umuyorum'' dedi.
Satışın yaklaşık 1 yıl önce gerçekleştirildiğinin hatırlatılması ve parasının henüz ödenmemesinden İstanbul'un zararının olup olmadığının sorulması üzerine de Topbaş, şöyle dedi:
''Onu, konuyu yargıya taşıyanlara sormak lazım. Bunu yargıya taşıyanların, İstanbul'un ulaşım konusundaki sorunlarını çözmede atacağımız adımlara ne kadar engel oldukları değerlendirmesini yurttaşlarımıza bırakmak istiyorum. Mart ayında bir yıl olacak. Taze olarak, nakit olarak kasamıza koyacağımız parayı geciktirmenin bu kente ve ülkeye verdiği zararı ve zararı verenlerin bu ülkede kaç tane çivi çaktığını, kaç tane ağacı olduğunu sormak lazım. Her şeye olumsuz noktasından bakarak, maalesef ülkeye verdikleri zararın farkında olmayanlar var.''
Bu konuda yargıya giden sivil toplum kuruluşlarından birinin yöneticisinin ''Bu şehir bu kadar çok gelişirse, bu şehirde biz nasıl yaşayacağız?'' dediğini ifade eden Topbaş, şunları söyledi:
''Ülkem gelişiyor diye endişe ediyor. Bir yerlerde takılı kalmış. Diyor ki; 'Benim düzenim bozulmasın, gayet iyi gidiyorduk, ne oldu bu kadar gelişiyor bu ülke? Ne güzel tutuyorduk duvarların arkasında.' Böyle bir mantık olur mu? Sormak lazım, cep telefonunu niye kullanıyorsun? Gelişmiş bir aygıt. Böyle bir mantıktaki kişiler gidiyor, yargıya taşıyor bu olayı. Ondan sonra da herhalde bu yaptıkları işi başarı olarak görüyorlar.''
Yargıya ilişkin hukukçuların gerekli değerlendirmeleri yaptığını anlatan Topbaş, ''Biz de maalesef bu süreçte yapmak istediklerimizi gerçekleştirmede gecikiyoruz. Tünel yollar dedik. Bakın oralarda hızlı gidemiyoruz. Toptan ihalelere çıkamıyoruz. Temkinli ve kaynaklarımıza göre adım atmak durumunda oluyoruz. Hesabımızı ona göre yapıyoruz. Yoksa biz bu kaynağı kasamıza almış olsaydık bugün İstanbul'da çok daha farklı mesafeler alırdık bir yıl içerisinde'' dedi.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...