Baykal, rakipsiz girdiği kurultayda geçerli oyların tamamını alarak güven tazeledi. Uzun bir konuşma yapan CHP lideri, muhaliflere hükümete karşı kenetlenme çağrısında bulunurken, açılım beklentilerini boşa çıkardı. Baykal, liderlik konusunda ise partililere net mesaj verdi: "Allah sağlık verdikçe beraberiz."
CHP'nin 32. olağan kurultayında genel başkanlık yarışı sönük geçerken, partililerin durgun hali gözlerden kaçmadı. Bu durum 'sonucun belli olmasına' bağlandı. Geçmişte Ricky Martin'in şarkıları ve konfetilerle salona giren Baykal, bu kez 10. Yıl Marşı'yla karşılandı.
Baykal, yerine oturmadan önce tur attı. Bu sırada izdiham yaşandı. Divan oluşturulduktan sonra kürsüye çıkan Baykal'ın açılış konuşması 2 saat 40 dakika sürdü. Aday adaylarından Haluk Koç taraftarları zaman zaman "Yeter artık" ve "Yuh" diyerek tepki gösterdi. Ancak bu sesler, Baykal taraftarları tarafından "Türkiye seninle gurur duyuyor" sloganıyla bastırıldı. Baykal, konuşmasının ilk bölümünde iktidara yönelik eleştirilerini tekrarladı.
Son yarım saatini ise muhaliflerin iddialarını cevaplamakla geçirdi. Genel başkanlığı neden bırakmadığı eleştirilerine, "İki kez bıraktım, tekrar çağırdınız." cevabını veren Baykal, 1994'te yüzde 4,7 oy aldıklarında CHP için "Ne hali varsa görsün." diyenlerin, yüzde 20 aşılınca partinin liderliğine talip olduklarını savundu. Baykal, "Artık bırak" diyenlere de net mesaj verdi: "Allah sağlık verdikçe, sizler uygun gördükçe, bir işe yaradığımızı karşılıklı gördükçe sizlerle birlikte mutlu olurum. Eğer inanıyorsanız, 'CHP'ye, laik demokratik ülkenin sahiplenilmesine yönelik bir mücadelede Deniz Baykal'ın katkısı olacaktır' düşüncesiyle destek veriyorsanız, sizinle beraber olmaktan kıvanç duyarım." CHP liderinin kurultay konuşması özetle şöyle:
İslam ve laiklik altın sentez
Herkes mezhebini, inançlarını özgür şekilde yaşayacak. Camiler, ezanlar özgür olacak; isteyen hacca gidecek, herkes çocuklarına dinini öğretecek, namazını kılacak, kurbanını kesecek ama devletimiz laik bir ülke olmaya devam edecek. Herkes diniyle, mezhebiyle iftihar edecek ama hukukumuz eğitim ve siyasetimiz, laik bir cumhuriyetin eğitim, hukuk ve siyaseti olacak. Siyasi krizden böyle çıkarız. 51 Müslüman nüfusu olan ülke içinde bu altın sentez sadece Türkiye'de var. İslamiyet ve laiklik... Bunun dışındaki sorun halledilir; türban da halledilir, başka dert varsa o da halledilir.
Beğenmiyorsan kur partini
Birileri CHP genel başkanını, genel sekreterini, MYK'yı, tüzüğünü, programını beğenmiyor ve 'CHP'nin başına geçeyim' diyor. Bu yok, bu yok; Allah yok, diyeceksin ama dinim var, diyeceksin... Sen CHP'yi bu kadar beğenmiyorsan, beğendiğin fikirlerle eşsiz şahsiyetin ve yüksek siyasi birikiminle çık meydana, kur partini, al sonucunu da görüverelim. Aramızdaki yarışmayı ve tartışmayı yaparken de bunu CHP'yi hedef alarak değil de, ne olur bu iktidarı hedef alarak yapabilsek. Marifetinizi CHP'ye saldırarak değil, ülkeyi tehdit eden AKP'ye karşı mücadele ederek gösterin. Herkes CHP'nin kimliği ve manevi ağırlığı karşısında diz çözüp saygı göstermek zorundadır.
Türkiye Cumhuriyeti bir yol ayrımına gelmiştir. İktidar partisi bugün Anayasa Mahkemesi'nin alacağı kararı bekler noktadadır. Bu bir kriz halidir. Siyasetin, yol ayrımı noktasından çekilip çıkarılması için net bir siyaset zeminine çekilmesi lazımdır. Her işin başı budur. Siyaset zeminimizi kaptırmak istemiyoruz. Atatürk cumhuriyetinin temellerinin bozulmasına seyirci kalmak istemiyoruz.
Batı'ya düşmanlığımız yok, ama Batı'nın bize saygı göstermesini istiyoruz. Biz bağımsızlık mücadelemizi kendi başımıza verdik. Batı, demokrasiyi kurarken destek vermedi. Demokrasimiz tökezlerken demokrasi yanlılarına AB ve ABD mi destek oldu? Ne yaptılar, askerî müdahaleyi yapanlarla irtibat kurdular. Biri opera izliyormuş, darbe haberi gelince yanındakilere dönüp 'bizim çocuklar' demiş. Her şeyi göze alarak, mücadeleyi verip başarıya ulaştık. Şimdi yeni bir krize geldi Türkiye. Laiklik olsun mu olmasın mı tartışıyor. Laik bir düzeni de biz kendi başımıza Türkiye olarak halledeceğiz.
Devletin gözü, etnik kimlikler konusunda kör olmalı
Türkiye bir ırk devleti değildir, bir kafatası devleti değildir, bir kan devleti değildir. Devletin hakkı insanları yeniden tanımlamak değildir, benim kim olduğumu bana söyleme hakkı devlette yoktur. Neysek oyuz. Kürt'ü, Çerkez'i, Gürcü'sü, Arnavut'u bir aradayız. İyi ki bir aradayız, birbirimizi seviyoruz. Hep bir arada olmaya devam edeceğiz. Biz diyoruz ki devletin görevi kimlik talep etmek değildir. Devlet insanların etnik kimliğini göremez, devletin gözü insanların mezhebini, dinini görememelidir. Devletin gözü o noktada kör olmalıdır. Herkes kimliğini özgürce kullanmalı, dilini kullanmalı, yayınını yapmalıdır. Çocuklarına anadilini öğretmelidir, kimse karışmamalıdır."
Koç 168, Oran 15 oyda kaldı
CHP'nin 32. Olağan Genel Kurultayı'nda genel başkan aday adaylarından Samsun Milletvekili Haluk Koç, işadamı Umut Oran ve PM üyesi Ayhan Yalçınkaya, resmî adaylık için gerekli 253 imzayı bulamadı. Haluk Koç 168, Umut Oran 15, Ayhan Yalçınkaya ise 1 oy aldı. Baykal ise bin 16 delegenin oyuyla tek aday oldu.
Kurultay salonunda saflar netleşti
Tuncay Özkan şov yaptı
Kurultaya CHP'nin 3 milyon YTL'lik usulsüz para aktardığı Kanaltürk televizyonunun sahibi Tuncay Özkan da geldi. Gözünü genel başkanlığa veya parti genel sekreterliğine diken Özkan, Baykal engeline takılmıştı. Parti üyeliği kabul edilmeyen Özkan'ın salona basın kartıyla girdiği gözlendi. Salonda genel başkan adayı gibi tur atan Özkan, Baykal'dan sonra en büyük alkışı alan isim oldu.
'Korktuğumuz tüm şeyler başımıza geldi' Baykal'ın konuşmasının ardından söz isteyen delegelerden sadece 7'sine izin çıktı. En ilginç konuşmayı İsmet İnönü'nün torunu Ayşe Gülsün Bilgehan yaptı. Bilgehan, "Cumhurbaşkanlığı seçiminde sorumlu tavrımızı sürdürdük, diyoruz. Ancak korktuğumuz tüm kötü şeyler gerçekleşti. Bundan daha kötüsü ne olabilir? Çankaya'yı kaybettik." dedi. Faaliyet raporunun Kuzey Irak'la ilgili bölümüne itiraz eden Bilgehan, "Terörle mücadele kapsamında yapılan askerî harekâtın büyük bir kurgunun parçası olduğu söyleniyor. Ben İsmet Paşa'nın torunu olarak bunu kabul edemiyorum." tepkisini gösterdi.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
|
|||||
|
Bunlar da ilginizi çekebilir...