E-posta :
  Şifre :
    ► Üye olmak istiyorum
    ► Şifremi Unuttum

Tatlıses'e Ağır Çete Suçlamaları 

Sauna Çetesi'nin yargılandığı dağvada, ifade veren mağdur Hüseyin Bozan, çeteye ismi karışan İbrahim Tatlıses'le ilgili ağır iddialarda bulundu.

29.05.2008 - 15:41
Tatlıses e Ağır Çete Suçlamaları

Kamuoyunda ''Sauna Çetesi'' olarak bilinen ve eski Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Ertuğrul Çakır ile İbrahim Tatlıses'in de aralarında bulunduğu 18 sanığın yargılandığı davada ifade veren mağdur Hüseyin Bozan, ''Bu davada ifade vermemem için İbrahim Tatlıses bizzat ya da adamlarını göndererek beni duruşmaya girdiğim takdirde öldürmekle tehdit etmişlerdir'' dedi.

Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesindeki davanın bugünkü duruşmasına, sanıklar Hüseyin Osman Selçuklu, Ertuğrul Çakır, Tamer Topsakal ve Siyami Gündüzoğlu ile sanık avukatları katıldı.

Mağdur Hüseyin Bozan, 2001-2002 yılları arasında İbrahim Tatlıses'in korumalığını yaptığını belirterek, ''Tatlıses'in, 14 Ekim 2002 tarihinde, kendisinden Derya Tuna'yı öldürmesini istediğini ve bunun karşılığında 500 bin dolar vereceğini söylediğini'' iddia etti.

''İbrahim Tatlıses'in, olay günü kendisini Günay Restoran civarına bıraktığını'' ileri süren Bozan, daha sonra Derya Tuna'nın ayağına doğru ateş ederek baldırından yaraladığını, bu sırada çevrede bulunan bir gazetecinin de yaralandığını, bu olay nedeniyle 11 yıl hapse mahkum edildiğini ve 4 yıl cezaevinde yattığını söyledi.

''Tatlıses'i çok sevdiği ve saydığı için yargılanması sırasında mahkemede başka bir hikaye uydurduğunu'' savunan Bozan, hapisteyken Tatlıses'in kendisine bakmadığını ve hiç para vermediğini belirtti.

Cezaevinden çıktıktan sonra Tatlıses'i telefonla aradığını, ancak görüşemediğini kaydeden Bozan, ''telefona çıkan sekretere maksadını aşan sözler söylediğini, bunun üzerine Tatlıses'in, daha sonra kendisini arayarak ölümle tehdit ettiğini, 'Sana araba, ev vereyim. Sus' şeklinde sözler sarf ettiğini'' iddia etti.

Daha sonraki günlerde isminin Kasım Zengin olduğunu sonradan öğrendiği Emre Köroğlu adlı şahsın kendisini aradığını, Tatlıses ile aralarındaki konuya ilişkin konuşmak istediğini aktaran Bozan, ancak bu kişinin, daha önceden belirledikleri buluşma yerine gelmediğini ve görüşemediklerini kaydetti.

İbrahim Tatlıses'in korumalarından ''Ayı Nuri'' lakaplı kişinin, kendisini telefonla aradığını ve sonra bir çay bahçesinde buluştuklarını belirten Bozan, söz konusu kişinin yanında iki kişi daha bulunduğunu, daha sonra bu kişilerin, kendisini silah zoruyla ''İbo Show'' adlı programın yapıldığı televizyon binasına götürdüğünü ileri sürdü.

Burada Kasım Zengin ile dostane bir şekilde konuştuklarını belirten Bozan, Zengin'in, İbrahim Tatlıses ile görüşüp mağduriyetini gidereceğini söylediğini ifade etti.

Programdan sonra, İbrahim Tatlıses ile soyunma odasında görüştüklerini aktaran Bozan, Tatlıses'in kendisine ''Olayı, daha önce seninle adı geçen kişilerin üzerine at, benimle ilişkilendirme. Bu durumda sana vaat ettiğim parayı Salı günü veririm'' dediğini iddia etti. Bozan, söz konusu konuşmanın, gizli kameraya alındığını ileri sürdü.

Kendisinin de bu teklifi kabul ederek oradan ayrıldığını belirten Bozan, daha sonra parayı almak için Tatlıses'i telefonla aradığını söyledi. Bozan, ''Telefonda kendisine küfür eden Tatlıses'in 'Konuştuğun her şey kamerada kayıtlıdır. Sana hiçbir şey vermeyeceğim. Hakim ve savcılar benim adamlarımdır. Bana bir şey olmaz. Bu kaseti verip seni tekrar cezaevine yollatırım' şeklinde sözler sarf ettiğini'' iddia etti.

-''ÖLÜMLE TEHDİT EDİLDİM''-

Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesinde süren davanın sanıklarından sadece İbrahim Tatlıses ve Kasım Zengin'i tanıdığını kaydeden Bozan, ''Bu davada ifade vermemem için İbrahim Tatlıses bizzat ya da adamlarını göndererek beni duruşmaya girdiğim takdirde öldürmekle tehdit etmişlerdir'' diye konuştu.

''İbrahim Tatlıses'in, daha önceden yeğenim diye tanıştırdığı bir kişinin de aralarından bulunduğu kişilerce 2007 yılının Ramazan ayında kendisine silahlı saldırı bulunulduğunu'' ileri süren Bozan, söz konusu saldırıda, 11 yerinden kurşunla yaralandığını söyledi. Saldırganlardan birinin, olay sırasında, ''Nefesini kesemedik ama kalbini doldurduk'' diye kendisine bağırdığını kaydeden Bozan, ''olay öncesinde yaptıkları bir telefon görüşmesinde de İbrahim Tatlıses'in, kendisine 'Nefesini kesip, kalbini doldururum' şeklinde tehditte bulunduğunu'' savundu.

Cumhuriyet Savcısı Mustafa Bilgili, Bozan'a, ifadesinde belirttiği telefon kayıtlarını getirmesi için süre verilmesini talep etti.

İbrahim Tatlıses'in avukatı Aslıhan Barış Girgin ise Bozan'ın ifadelerinin ''tutarsız, asılsız ve yersiz'' olduğunu ve çelişkiler taşıdığını öne sürerek, söz konusu beyanları kabul etmediklerini kaydetti.

Girgin, ''Yazılı olarak ayrıntılı şekilde, Bozan'ın ifadesinin doğru olmadığına dair beyanda bulunmak için süre talep ediyorum. Gerekirse müvekkilim İbrahim Tatlıses'i mahkeme huzurunda bizzat hazır edeceğim'' dedi.

Mahkeme Heyeti Başkanı Hasan Şatır, Tatlıses'in avukatı Girgin'e, mağdur Bozan'ın ifadesine karşı diyeceklerini ve kanıtlarını sunması için süre verilmesine karar verildiğini açıkladı.

Mağdur Hüseyin Bozan'a da ifadesinde belirttiği kaset ve telefon kayıtlarını mahkemeye sunması için süre verilmesine karar veren mahkeme, dava dosyasındaki eksikliklerin tamamlanması için duruşmayı erteledi.

YORUMLAR
Toplam 9 yorum var, 10 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.
Üye girişi yapmadınız. Misafir olarak yorum ekleyebilirsiniz. Üye olmak için tıklayın.
  Yorumcuların dikkatine…

İmlası çok bozuk,
Büyük harfle yazılan,
Habere değil yorumculara yönelik,
Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan,
Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren,
Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen,

yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR.
süleyman karaca 23 Mayıs 2008 Cuma 

Sayın Fırat, sanırım yorumu eksik değerlendiriyorsunuz. Yargı kurumları, adalet dağıtma hem öğretide/teoride hem de pratikte adaleti tevdi edecek kurumlardır. Herhangi bir konuda, önlerine gelecek muhtemel konulara ilişkin, orijinal deyimle ifade edeyim; ihsas-ı rey’de bulunurlarsa, o zaman o konuda “kendine taraf” olanlar kendilerine dayanak, karşı olanlar da kurumu, “hasım taraf” olarak görecekler ve verilecek kararlara güven kalmayacaktır. Bunun pratikteki doğuracağı vehamete bir örnek vereyim; şu veya bu sebeple, haklı veya haksız bazı insanlar, adalete güvenşerini yitirdikleri zaman, kendi adaletini uygulama(ihkak-ı hak) yoluna gidiyorlar. Bu vahim örneği genişletirseniz sanırım konu daha açık anlaşılır; Yargıçlar, eylemleriyle değil, kararları ile konuşmalıdırlar. Literatüre katkı sağlayacak görüşleri varsa, onları eserleriyle ortaya koymalıdırlar. Sanırım vicdani yük ve sosyal kısıtlılık açısından bu zor mesleği seçenler, bu evrensel doğrulara da riayet etmek zorundadırlar.

Yorumu oyla      18      10  
fırat 23 Mayıs 2008 Cuma 

sayın s. karaca anayasanın kuralları çeçeçevesinde üç erk ten bahsediyorsunuz sonrada hakları yok diyorsunuz demokrasi,cumhuriyet ,krallık,monarşi bunlar birer siyasi yönetim şekilleridir.buna istinaden yargınında anayasal çerçevede görüş belirtmesi,ülkenin gelicegi açısından çok normaldir vede hakkı vardır . bu yargının siyasallaşması deyil,aksine cumhuriyetin temel ilkelerine sahip çıkmaktır.

Yorumu oyla      18      10  
süleyman karaca 23 Mayıs 2008 Cuma 

Yorum sayfasına giren “Antivirüs” imzasında büyük bir yanlışlık var. Herhalde adını kullanmaktan utanası bir durum var ki, kendinin “virüs” olduğunun açığa çıkmaması için “Antivirüs” imzası ile “Antidemokrat” kimliğini kamufle ihtiyacı duymuş. Bu ülkede demokrasi isteyenler altmış yıldır hep aynı totaliter kafanın “yobaz/dinci” veya “komünist” damgası ile yaftalandılar. Kendi totaliter zihniyetlerini kamuflajın tek yolu, karşı oldukları düşünceyi karalamak, onları millete “öcü” olarak göstermek. Ne toplum yararına bir projeleri, ne siyasette yeni açılımları, ne globalleşen dünya gerçeği karşısında vizyn sahibi bir pozisyon alacaklarını bilmeyen, deyim yerindeyse kırık plak gibi takılmışlar çağın gerisinde kalmış bir zihniyete, “dön baba dönelim, hacılara gidelim” tekerlemesindeki aynı yerde körebe gibi dönüp duruyorlar.

Yorumu oyla      18      10  
VATANDAS BEKIR 23 Mayıs 2008 Cuma 

Degerli yorumcular falan partinin militani,filan partinin militani diye birbirinize yorum yazincaya kadar.Partiler üstü düsünün.Eskiden Asker derbe yapardi,simdi yargi bu isi üstlenmis.Olmuyormu,ben simdi böyle söylüyorum diye yargiya mudahalemi etmis oluyorum.Yargi kendisini tartisir hale kendisi getirmedimi.silahli veya silahsiz darbeler olmasin.Kaos ortami olmasin,kaos ortamindan medet umanlarin ve ancak bu yolla iktidar olmak isteyenlere imkan saglamayalim.

Yorumu oyla      18      10  
TOLGA 22 Mayıs 2008 Perşembe 

Antivirüs, Yeter artık hazineyi talan ettiğiniz. Ülkeyi soyup soğana çeviren HORTUMCULARA neden gerekli cezayı vermiyor bu yargı sstemi? Alacakaptanın hukuk bürosuna git sor bakalım, Yüce divan yargılamalarının önünü arkasını anlatsınlar sana. HORTUMCULARIN nasıl yırttığını anlatsınlar sana. Türk halkı kurtulacak çok yakında sizin gibi ÇAĞIN GERİSİNDE KALMIŞ KAFALARDAN. YAŞASIN SİVİL ANAYASA. Yaşasın uygar dünyaya yetişebilmek için mücadele veren TÜRK aydınları. Defolun STALİNİST gerici kafalar.

Yorumu oyla      18      10  
Antivirüs 22 Mayıs 2008 Perşembe 

Sitedeki yorumlara şöyle bir baktımda s.karaca adlı şahıs habire akp li bir tarikatçi, Tolga isimli şahısda Dtpli bir militan ağzı ile ile konuşuyor.. Bu iki kişinin savundugu partilerin kapatma davası ile karşı karşıya kalması aynı zamanda devletle askerle yargıyla bunun dışında onlara muhalif kim varsa Kavgalı olmaları çok manidar değilmi! PEki bakınca arkadaşları kim? Amerikalı ve avrupalı azılı Türk düşmanları ile onların istihbaratçı işbirlikçileri.. Manzara acık ve net. Aldanmayalım...

Yorumu oyla      18      10  
TOLGA 22 Mayıs 2008 Perşembe 

DARBE ANAYASASI ve ONLARIN OLİGARŞİK KURUMLARINA HAYIIIIIR. YAŞASIN SİVİL ve DEMOKRATİK ANAYASA. Faşizme Hayır !

Yorumu oyla      18      10  
süleyman karaca 22 Mayıs 2008 Perşembe 

Dün Yargıtay Başkanlar Kurulu, bugün Danıştay.. ne oluyor? Anayasamıza göre üç temel “Erk” var; Yasama, Yürütme ve Yargı. Yasama, gücünü millet egemenliğinden; Yürütme, gücünü Yasama organının güven oyundan; Yargı, gücünü Anayasa ve Yasalardan alır. Peki bu gerilim ne diye irdelediğimizde; Yargı’nın bir parçası –bugün ikiye çıktı- diğer bir parçanın önündeki iki davada Savcıya rağmen bir karar almamasını telkin, tavsiye ve dikte ettirmeye çalışıyor. Bunu yaparken de Yasama organını “yasa yapmama”, Yürütme organını da kendi “vesayetlerine baş kaldırmama” yönünde ikaz ediyorlar. Bu yetkileri var mı; elbette YOK. Ne Anayasa’mızda ne de kendilerinin kurumsal yapılarına ilişkin kanunlarda böyle bir hak ve yetkileri yok. Sanki iki ayrı ülkenin düşman güçleri gibi, ültimatom üstüne ültimatom yayınlıyorlar. Oysa bu her üç “Erk”te bu ülkenin “görev” ve “sorumluluk” alanları birbirinden farklı, birbirleri üzerinde “imtiyaz”, “rüçhan hakkı” ya da “vesayet”i olmayan kurumlar. Danıştay’ın bugünkü açıklamasında yer alan, 'Öncelikle belirtmek isteriz ki yargıyı doğrudan ilgilendiren konularda yargı organlarının görüşlerini kamuoyuyla paylaşmalarının siyasi bir niteliği bulunmamaktadır' cümlesini çok komik buldum. Bir de, Yasama ve yürütme organları nasıl yetkilerini halk oylaması ile kabul edilen 1982 Anayasası'ndan alıyorlar ise yargının da Türk milleti adına kullandığı yetkisini aynı anayasadan aldığı vurgulanan açıklamada, 'Yetkisini Anayasa'dan alan organların meşruiyetlerinin tartışmaya açılması, bu organların kamuoyundaki güvenilirliklerini zedeleyeceği gibi böyle bir yaklaşımın devleti zaafa uğratacağı gerçeği de gözlerden uzak tutulmamalıdır' ifadesini düşündürücü buldum. “Düğün değil, bayram değil; eniştem beni niye öptü?” sorusu, herhalde bunun için hep tazeliğini koruyan bir hal deyişi olsa gerek.

Yorumu oyla      18      10  
Şafağın sesi 22 Mayıs 2008 Perşembe 

BU iş bitti beyler bayalanlar AKP kapatılır, erken seçime de koşacak hükümet.. Perşembe'nin gelişi gibi oldu.. Hükümet, kapanmanın ciddi olduğunu anlayınca efeleniyor.. Ama nafile artık. Bence vuruşmadtan gitmeliler.. Bİr ara dönem yaşamasın bu ülke, bundan sonraki gerginlik hükümetin eseridir bunu da herkes böyle BİLE...

Yorumu oyla      18      10  
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Kızılay Başkanı Küçükali Turktime'a Konuştu: Veli Küçük'ün Kızılay’dan İhale Aldığını Sizden Öğrendim!
Kızılay Genel Başkanı Tekin Küçükali'den Turktime'a çarpıcı açıklamalar: ...
Türköne Konuşuyor: Eşimle Aram Kötü Olursa, Ak Parti'ye Muhalefet Ediyorum… MİT İşe Yaramaz, İlhan Selçuk Faşist, Çatlı Arkadaşımdı... Türkeş Bana Komünist Derdi…
Zaman’dan başka gazetede yazmam… Çok yakında medya savaşı çıkacak… Milliyetçilik ...
Cem Uzan Turktime'a Konuştu: Beni Kesebilirsin, Öldüerbilirsin ama Bana İnananlara İhanet Ettiremezsin!!!
Genç Parti Genel Başkanı Cem Uzan Türk Basınında evinin kapılarını ilk ...
 
MENDERES TURKTİME'A KONUŞTU! : “AĞAR, DEMOKRASİNİN YANINDAN BİLE GEÇMEMİŞTİR!”
Sağ siyasetin patent sahibi ve DP’nin biyolojik ve siyasi varisi Aydın ...
BAŞÖRTÜSÜ ÖZ DEĞİL, SEMBOLDÜR!
(TURKTİME-ERSİN TOKGÖZ) 5 bini aşkın üyesi ile Türkiye’nin ...
Emin Çölaşan Turktime'a Konuştu
(ÖZEL-TURKTİME) Türk basının usta kalemi, Hürriyet Gazetesi yazarı Emin ...
 
OKS Sınav Yerleri Belli Oldu
Orta Öğretim Kurumları Seçme Sınavı’na (OKS) girecek adayların sınav yeri ...
Mahkeme'den CHP Lehine Karar
Anayasa Mahkemesi, 5749 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri ...
Diyanet'in Sitesi Dünya Basınında
Diyanet Başkanlığı'nın internet sayfasında flörtün "zina", parfüm sürmenin ...
 
SOSYAL MEDYADA TAKİP ET
FACEBOOK'TA TURKTIME
TWITTER'DA TURKTIME
 
KATEGORİLER
FOTO GALERİ
VİDEO GALERİ
ETİKETLER
  •KÜNYE
  •İLETİŞİM
  •REKLAM
 
 
  •Güncel
  •Siyaset
  •Dünya
  •Medya
  •Magazin
  •Spor
  •Kültür
  •Sağlık
  •Ekonomi
  •Dünya
  •Spor
  •Kültür
  •Ekonomi
  •Sağlık
  •Medya
  •Siyaset
  •Güncel
  •Dünya
  •Spor
  •Kültür
  •Ekonomi
  •Sağlık
  •Medya
  •Siyaset
  •Güncel
  •Aktüel
fenerbahçe
Avrupa Ligi
Sağlık
Beyaz Saray
ölüm haberi
Mersin İdmanyurdu
Ahmet Kural
Endonezya
Vedat İnceefe