Selcuk Gültaşlı / Zaman
Sarkozy'ye suçüstü yapan soru
Kısa boyu sebebiyle Napolyon'a benzetilen Nikolas Sarkozy, ikinci yurtdışı gezisini Brüksel'e yaptı. Basın salonunun tıka basa dolu olmasının sebeplerinden biri hiç süphesiz Sarkozy'nin Türkiye'ye ilişkin kanaatlerinde bir yumuşama olup olmadığını tespite çalışan gazetecilerin çokluğuydu.
Türkiye sorusu beklendiği gibi geldi gelmesine; ama ondan önce bir sual vardı ki Sarkozy'yi Türkiye meselesinde cürm-ü meşhud halinde yakaladı. Fransız bir gazetecinin "Strasbourg'un statüsünü müzakereye hazır mısınız?" sorusuna öyle bir hiddetlendi ki Fransız Cumhurbaşkanı soruyu "tehlikeli" olarak nitelemekle kalmadı, "Strasbourg bize kimseden hediye değil. Strasbourg'un statüsü anlaşmalarla tespit edilmiştir ve müzakereye açık değildir." diye de kükredi. Strasbourg'un pazarlığa tabi olmadığını belirten ve statüsünün değiştirilmesinin AB'nin "kurucu dengelerini" bozacağının altını çizen Sarkozy, kısa cevabında birkaç defa anlaşmalara saygı gösterilmesinden dem vurdu.
Strasbourg meselesi şu: Avrupa Parlamentosu her ayın bir haftasını Strasbourg'da geçiriyor. 785 üyeli AP, her ay bir haftalığına Strasbourg'a taşınıyor. Yıllık yüz binlerce Euro sadece vekillerin iki şehir arasında gidip gelmesine harcanıyor, enerji ve zaman kaybı da işin cabası. Birçok milletvekili bu israfı durdurmak için kampanyalar açıp, imzalar topluyor; ama Fransa tavize yanaşmıyor.
Şimdi Türkiye meselesine dönecek olursak: Sarkozy, anlaşmalara saygıdan dem vurduğu cevabının hemen ardından Türkiye suali ile karşı karşıya kaldı. Strasbourg konusunda anlaşmalardan söz eden Sarkozy, mesele Türkiye olunca AB ile Ankara arasında neredeyse 50 yıldır yapılan bütün anlaşmaların, akitlerin hükümlerini yok edip, Türkiye'ye yeni bir anlaşma öneriyordu. Strasbourg'un kimsenin hediyesi olmadığını sinirlice vurgulayan Sarkozy, Türkiye'ye üyelik perspektifi bahşedilmişçesine bu sürecin durdurulmasını talep ediyordu. Strasbourg'da ahde vefa ilkesine sarılan Sarkozy, sanki bir dakika önce bu lafları etmemiş gibi Türkiye için yapılan onlarca anlaşmanın ahde vefa kapsamına giremeyeceğini ima ediyordu.
"Strasbourg'un statüsünü müzakereye hazır mısınız?" sorusunu tehlikeli, AB dengelerini sarsıcı bulan Fransa Cumhurbaşkanı, Türkiye'nin adaylık statüsünü tekrar müzakere etmek için can atıyor. Sadece AB dengelerini değil, belki de dünya dengelerini sarsacak böyle bir adımı ise tehlikeli bulmuyor.
Geçen hafta birkaç dakika içinde iki farklı Sarkozy ile tanıştı Brüksel. Bir tanesi ilkelere, verilen sözlere sıkı sıkıya bağlı tam bir devlet adamı. Verilen sözleri değiştirmeyi, gözden geçirmeyi teklif edenleri paylayan bir lider. Diğeri ise günü kurtaran, "dün dündür, bugün bügündür" diyen bir Sarkozy.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...