ŞAKİR SÜTER SON YOLCULUĞUNDA 

Yakalandığı akciğer kanserine yenik düşerek önceki sabah saat 03.30’da tedavi gördüğü Acıbadem Kozyatağı Hastanesi’nde hayata gözlerini yuman onurlu kalem Şakir Süter, bugün sevenlerinin katılacağı törenlerle İstanbul’da toprağa verilecek.

Süter için ilk tören saat 10.00’da 11 yıl görev yaptığı AKŞAM Gazetesi’nin Davutpaşa’daki binası önüne getirilecek. Buradaki törenin ardından Süter’in naaşı, Cağaloğlu’ndaki Türkiye Gazeteciler Cemiyeti önüne getirilecek. Bu törenden sonra Süter’in cenazesi, Altunizade Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Camii’nde öğle namazını müteakip kılınacak cenaze namazının ardından Çengelköy Mezarlığı’nda toprağa verilecek.

UNUTMAYACAĞIZ

AKŞAM Gazetesi girişine Şakir Süter için bir anı defteri kondu. Gazeteye başsağlığına gelenler deftere onunla ilgili duygu ve düşüncelerini aktardı.

ACI HABER BASINI YASA BOĞDU

Süter’in ölümü, ailesi, yakınları ve çalışma arkadaşları dışında hemen hemen birçoğuyla 37 yıllık meslek yaşamının bir döneminde birlikte görev yaptığı meslektaşlarını da yasa boğdu. Yazarların birçoğu Süter’in onurlu duruşunu yazılarında ön plana çıkardı. Gazeteler acı haberi birinci sayfalarından duyurdu.

Tercüman Gazetesi, Şakir Süter’in ölüm haberini manşetinden duyurarak

“Ölümüne” başlığını kullandı.


Güneş Gazetesi ise acı haberi “Türk Basınında Dev Kayıp” sürmanşetiyle duyurdu.

Yavuz Donat: Güle güle Şakir’im: Bir bir gidiyor eski dostlar “haber vermeden, veda etmeden, bir Allahaısmarladık bile demeden.” Akşam’da ve Tercüman’da yıllarca birlikte çalıştığımız, daha sonra da sık sık buluşup konuştuğumuz Şakir Süter de “gitti gider.” Dürüst, candan, haysiyetli bir gazeteciydi.

Hıncal Uluç: Bir dost daha gitti. Ve de her gün keyifle okuduklarımdan bir tane daha azaldı. Hastaydı yıllardır. Sessiz sedasız mücadele ederdi, kimselere hissetirmeden. Ara ara telefonda konuşurduk. “Bomba gibiyim derdi” üzülmeyelim diyeymiş meğer.

Mahmut Övür: “Şakir Ağabey’i kaybettik...” Düşüncelerimiz farklı da olsa, o farklılıklarla bir arada yaşamamız gerektiğini en iyi bilen gazetecilerden biriydi. Ayrıca, gerçek anlamda gazetecilerin “Ağabey” iydi. Hep destek oldu. Şakir Süter, Babıali’de bunu başaran ender insanlardan biriydi. Seni özleyeceğiz.

Umur Talu: İçim acıdı, acıdı. En yakınlarınızda zaten kıyasıya bir “hayat-ölüm” mücadelesindeyken bir haber daha geliveriyor. Şakir Süter’e çok çok üzüldüm. Siyasi, ideolojik olarak belki başka dünyaların insanları ama “aynı gazetecilik dünyası”nın dostlarıydık. Yakalandığı hastalığı yenmekte olduğunu düşündü. Yahut şöyle denebilir. Yenilgiyi kendisine ve bizlere de asla yakıştırmadı Bergamalı. Üç dönem Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu’nda birlikteydik. Bizim mesleğin ciddi kısmını işgal eden “oportünist cılklık”a karşı ortak tavırlar da paylaştık. Şu son zamanlarda kimseye çaktırmadan verdiğin mücadeleye saygımla.

Taha Akyol: Üzüntüm büyüktür. Tam yirmi bir yıl önce yollarımız birleşti. Şakir Süter en yakın çalıştığımız iş ve dostluk ekibinin en önde gelen isimlerinden biri oldu. Dostum, kardeşim, değerli meslektaşım Şakir Süter’i saygıyla, özlemle, rahmetle anıyorum.”

Melih Aşık: Bir basın emekçisini daha genç denebilecek yaşta kaybettik. Şakir Süter, doğruların peşinde inatla koşan, özü sözü bir, doğru bildiğini pat diye söyleyen, dürüst bir arkadaşımızdı. Hep halk için yazdı. Kalemini hiç satmadı... Nur içinde yatsın...

Güneri Cıvaoğlu: 1980’li ilk yıllarda Şakir’le beraber çalıştık. Ben genç bir genel yayın yönetmeni, o da haber bölümünün 2. adamı...Çalışkan, nazik, efendi, yetenekli ve güvenilir bir gazeteciydi.Yazarlığa daha sonraki yıllarda geçti.O alanda da başarılı oldu. Abi-kardeş ilişkimiz sık sık bir araya gelmesek de hep sürdü. Şakir’in üzerine ışık yağsın.

Yalçın Bayer: Süter dostumuzdu; dürüst, saygın, güvenilir, üretken ve çalışkan bir arkadaşımızdı. ‘Ben iyi haberciyim’ derdi ısrarla. Siyasi fıkraları çok severdi. Son olarak hazırladığı “Fıkralar ve Fıkracıları” göremeden aramızdan ayrıldı, dostlarını derin acılar içinde bırakarak.”

Akşam