Değerli yazar Mine Kırıkkanat birkaç gün önce ki yazısında mucizevî bir aşkı anlatıyordu.
60 yıl devam etmiş bir aşktı.
Ünlü filozof Andre Gortz ile eşi Dorine aşklarını, geçen ay, 25 Eylül 2007'de yaşamlarına son vererek bitirmişlerdi.
Andre Gortz aşkı şöyle tanımlamıştı:
"Aşk, toplumsal bir aykırılıktır. Çünkü bir insanı topluma yeğler. Bu nedenle totaliter rejimler için tehlike yaratır. Aşk bu yüzden, Nazizim ve Stalinizmde topluma ihanet olarak kabul edilmiştir. Evlik toplumun aşkı zapt-ı rapt altına almak için icat ettiği bir yöntemdir."
Ancak yine de Gortz, Dorine'le onun ısrarları karşısında evlenmişti.
Ancak sevdiği kadını kimse ile paylaşmak istemediği için çocuk sahibi de olmamıştı.
Andre Gortz iki yıl önce bu aşkını kitaplaştırmıştı.
70 sayfalık bir kitap olarak basılan "D.'ye Mektup", şöyle başlıyordu:
"Seksen iki yaşına basacaksın. Altı santim kısaldın, sadece kırk beş kilosun, ama yine güzel, narin ve arzulanırsın. Elli sekiz yıldan beri birlikte yaşıyoruz ve seni her zamankinden çok seviyorum. Göğsümde hâlâ taşıdığım soğuk boşluğu, senin vücudunun sıcaklığı doldurabiliyor ancak."
Birbirlerinden sonra yaşamak istemedikleri için de yaşamlarına birlikte son vermişlerdi.
***
Aşağıda anlatacağım iki olayı ve kahramanlarını ise ben biliyorum.
***
Kadın,doktor ve 26 yaşında. Dört sene önce kendisinden yaşça büyük bir adama rastlıyor. Aralarında önce hoşlanma, sonra sevgi ve daha sonra da tutkulu bir aşk başlıyor.
Dört yıl mutluluk ile dolu geçiyor. Birbirlerini çok seviyorlar. Beraber olmadıkları zaman saatlerce telefonda konuşuyorlar. Birbirlerinden hiçbir beklentileri olmuyor. Yaş farkı sorun yaratmadığı gibi ek katkıları oluyor. Kadında eksik olan şefkat duygusunun doyumu gibi.
Aşk ve tutku, bu dört yıl içinde her gün daha çok yoğunlaşıyor.
Ve hiçbir sorun yaşamıyorlar.
Ve aşkın tam zirvesinde iken, kadın erkeğe "Güzel olan her günü seninle tekrar tekrar yaşamak. Sevmek, seni tanrılar gibi seninle tanrılaşmak" diye mesaj çektiğinin üç gün sonrası adama telefon açıyor:
" Hoş bir adamla tanıştım. İki defa yemeğe çıktık. Ben ilişkimizi bitiriyorum!"
***
Adam Anadolu'da bir ilçede avukat ve 30 yaşında Kadın da aynı ilçede, öğretmen ve 22 yaşında.
Birbirlerini severek evleniyorlar. Hemen de bir çocukları oluyor.
Evliliğin üzerinden bir yıl geçtikten sonra adamın tavrı değişiyor.
Karısını devamlı aşağılıyor. Dövüyor, sövüyor, aç bırakıyor. Kadın için dayanılmaz bir hal alınca evlilik, adamın devamlı boşanalım ısrarlarına karşı gelemiyor ve kadın boşanmayı kabul ediyor. Bir çocuğu ile ortada kalıyor. Adam evlilik süresince karısının çalışmasına izin vermediği için kadın işsiz. Sadece bir emekli maaşı olan babasının evine sığınıyor.
Bütün bunlara rağmen kadın kocasını deli gibi sevmeye devam ediyor:
"Ben kocamı seviyorum. O bebek tenli, bebek kokulu idi." Diyor.
Şimdi bu aşk denilen şey nasıl bir şeydir?
Ünlü filozof Andre Gortz'un Dorine'e olan aşkı mı gerçek aşk?
İkinci olayda genç Doktor Hanımın aşkı mı gerçek aşk?
Yoksa Öğretmen Hanımın kocasına olan aşkı mı ?
***
Andre Gortz, Dorine'i topluma yeğ tutuyor.
Sevdiği kadını kimse ile paylaşmak istemediği için çocuk sahibi bile olmuyor.
60 yıl aşkları devam ediyor.
Dorine'in daha fazla yaşamayacağı anlaşılınca birlikte yaşamlarına son veriyorlar.
***
Doktor Hanım, dört yıl yaşadığı ve çok mutlu olduğunu söylediği ve bir saniyede bitirebildiği aşkının bitişini ise şöyle açıklıyor:
"Benim bir tercihim değil bu. Hayatın ta kendisi" diyor.
***
Öğretmen Hanım ise uğradığı büyük haksızlığa isyan ediyor sadece, ve kendisini boşayan kocasını sevmeye devam ediyor.
***
İşte çeşit çeşit aşk ve hayatlar!
Hangisini tercih ederdiniz?
Şahnaz Çakıralp/Turktime
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |