Prof. Doğu Ergil: “Ergenekon operasyonlarıyla Türkiye orta vadede bağırsaklarını temizliyor. Bağırsaklarda kanserojen hücreler oluşmuştu. Ve bu bütün bedeni tehdit ediyordu. Şimdi kemoterapiye girdi. Çeteler ülkenin gelişimini baltaladı. Temizlik devam etmeli edecektir de...”
— 10. Dalga Ergenekon operasyonu ve sonrasında yaşanan gelişmeler hakkında ne düşünüyorsunuz?
Türkiye orta vadede bağırsaklarını temizliyor. Bağırsaklarında kanserojen hücreler oluşmuştu. Ve bu bütün bedeni tehdit ediyordu. Şimdi kemoterapiye gidildi. Artık parklara, alışveriş merkezlerine ve yollara mühimmatlar bırakıldığına göre bu işin ciddiye alındığı ve sürekli olacağı anlaşılıyor. Elinde cephane olan sağa sola bırakmaya başladı. İşte bu psikoloji çok önemli… Susurluk’tan sonra bu derin yapının üzerine gidilmedi ve bu kanser ile bu zamana kadar yaşandı. 12 yıl kanserli yapı ile bugüne kadar gelinirken, çeteler ülkenin refahını, demokrasisini, hukukunu hep baltaladı. Ülkeyi dünya ile bütünleşmekten alıkoydu. Artık kurumlar dahi anladılar ki, bünyelerindeki kanserli hücreler ile kendileri asli görevlerini yerine getiremiyorlar. Zaten Ergenekon’un bir amacı da, askeri yapının tamamıyla bütünlüğünü bozarak toplum ile karşı karşıya getirmekti. Onun için arınma operasyonuna karşı derhal toplumda bir konsensüs sağlanmalı ve gerçekler iyi anlatılmalıdır. Toplumun desteği operasyonun devamı açısından çok önemlidir. Buna benzer ve daha güçlü dalgalar bekliyorum. Bu çok büyük bir dalga olarak görülse de ötesi olacaktır.
— Bürokrasi üstüne düşen görevi yerine getiriyor mu?
Tam olarak getirdikleri söylenemez. Ancak artık bütün kurumlar ve siyasi yapılar ‘Biz demokrasi ve özgürlükten yana mıyız, değil miyiz?’ diye kendilerine sorarak cevap vermek zorundalar. Soracakları bir diğer soru ise, ‘Biz halkın emrinde miyiz ve ona hizmet etmek için mi varız?’ olmalıdır. Ama en önemli soru da şu olmalıdır: ‘Biz toplumu devletin hizmetine sokmak ve emir komuta içinde hizada tutmak için mi varız?’ Bu sorulara verecekleri cevap ile halkın karşısında olacaklar ise, Türkiye’de ‘demokrasinin var olmasını istemedikleri’ ve topluma ‘hizmet etme gibi dertlerinin’ olmadığını ortaya koymuş olurlar.
— Her kesime bir mesajınız var. Peki bürokrasiye bir mesajınız yok mu?
Olmaz mı? En önemli mesajım onlara. Hem de tırnak içinde ve altını çizerek: “Siz devletin hizmetkârı değil, toplumun hizmetkârısınız. Topluma hizmet için varsınız ve maaşınızı onların vergisi ile alıyorsunuz. Atılan her mermi de ve imzada bu milletin alın teri vardır. Bağırsakların temizlenmesi için bir neşter de siz vurun.”
SİYASİLERE: GERİ ADIM ATMAYIN VE DİK DURUN
- Peki siyasetçiler…
Gerçekten topluma hizmet ettiklerini iddia ediyorlarsa ve gerçekten Anayasa’ya inanıyorlarsa bu ülkenin antidemokratik örgütlenmelerinden, yasadışı faaliyetlerden temizlenmesi için demokrasinin gereğini yerine getirmek zorundalar. Her siyasetçiye çağrım; ‘Hukuk kurallarının arkasında durun.’ Asla geri adım atmayın ve dik durun.
“KERİNÇSİZ’İN BÜYÜK HUKUKÇULAR BİRLİĞİ NE İSE YARSAV DA ODUR”
- 10. Dalga sonrasında ortaya çıkarılan derin ilişkiler ile birlikte Ergenekon yandaşlarının bile sessizliğe gömüldüğü bir anda YARSAV’ın çıkışını nasıl görmek gerekir?
Çok ciddiye almıyorum. Almamak da gerekir. Ergenekon’un önüne çıkan er ya da geç tasfiye olacaktır. YARSAV da bunlardan biridir. Bu derneğin sözcüsünün ağzından köpükler çıkartarak konuşması çok yadırganacak bir durumdur. On binlerce savcı ve yargıç kitlesinin ancak yüzde 5’ini oluşturan bu derneğin Büyük Hukukçular Birliği yani başkanlığını Ergenekon sanığı avukat Kemal Kerinçsiz’in yaptığı dernekten bir farkı yoktur. O nasıl şimdi paspas olmuşsa, YARSAV da yanlış işler yaparsa paspas olacaktır. Değişimin önüne çıkarsanız, ezilip geçilir ve yalnız kalırsınız.
Sahtekârlara kanmayın
— Ergenekon konusunda millete uyarılarınız olacak mı?
“Yav ne oluyor?” şeklinde bir düşünceye halk kendini kesinlikle kaptırmamalıdır. Çünkü ne olduğu çok belli… Bu kadar faili meçhul cinayet, bu kadar çok darbe, antidemokratik gelişmeler, işkenceler, kayıplar, insan haklarının hiçe sayıldığı dönemleri bu millet yaşadı ve bedel ödedi. Bu ülkenin Cumhurbaşkanı ve Başbakanlarına suikastlar yapıldı. Bütün bunlar bilinirken ‘yav ne oluyor?’ şeklindeki bir sahtekârlığa kendimizi kaptırmayalım. Bazı medyanın ve güdümlü çevrelerin yönlendirmelerine de asla inanmayalım. ‘Ne oluyor?’ sorusunu gündeme getirenlerden değil, ‘nasıl kurtuluruz?’ sorusuna cevap arayanlardan yana olalım. Millet ne olup bittiğini biliyor ve bildikleri kadarının temizlenmesi için temizlik hareketinin içinde olanlara arka çıkmak zorundadır.
“CHP GEÇMİŞTE KALDI DEĞİŞİMİ ENGELLİYOR”
— CHP’nin tutumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
CHP, tarihinden gelen yükü taşımak adına yok oluyor. Devleti kuran, toplumu şekillendiren, kendisi için uygun gördüğü biçimde yöneten ve yönlendiren bir geçmişe sahip olan CHP, bu anlayışından kopamadı. Bu nedenle örgüt ve devlet arasındaki organik ilişki zihinlerde halen devamlılığını sürdürüyor. Değişime ayak uyduramayınca da, giderek azalan destekçisi yok olmaya başladı. Artık o geçmişin bugün geçerliliği kalmamıştır. Çünkü CHP’yi destekleyenler artık 1960’lardan sonra Türkiye’de siyaseti belirleyen çizgiyi oluşturan gruplardan oluşmuyor. Ama her zaman veto yetkilerini kullanarak demokrasiyi engelleyebiliyor ve saptırabiliyorlar. CHP’nin bugün amacı, gündemi oluşturmak değil bu kapsamda saptırmaktır. Değişimi engellemek için mücadele veriyorlar. Ama tutmaz.
“CHP, DEVLETİN SORGULANAMAZ İDARESİNİ TEMSİL EDİYOR”
— CHP’nin Ergenekon’a bakışını aslında tam olarak da anlamış değiliz. Bir siyaset bilimci olarak bize yardımcı olabilir misiniz?
‘Devlet hata yapmaz.’ ‘Hata yaparsa da doğru gördüğü konular hakkında olur.’ İşte CHP’nin anlayışı bu… Bunun için de cezalandırılması gerekmez. İşte CHP’nin Ergenekon’a bakışı bu… Halkın iradesi değil devletin sorgulanamaz idaresini temsil eden CHP’nin bu şekilde davranması da şaşırtıcı değildir. CHP hiçbir zaman halkın partisi olmamıştır. CHP ilkesi olan ‘egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ hiçbir zaman gerçekleşmemiştir. Bunun en büyük engeli de CHP olmuştur. Egemenlik her zaman ‘devletin’ oldu. CHP de bu yolda devam ederek, günün değil geçmişin partisi oldu. CHP bu sorunu çözemediği için de giderek eriyor. Çünkü; ne çağı anlayabiliyor ne de yeni politikalar üretebiliyor. Sivil iradenin artık kökleşmesi ve devleti kontrol eder hale gelmesi AK Parti’ye yarayacaksa, CHP engellemeye devam eder. Halkın iradesini şu anda en fazla AK Parti temsil ettiğine göre CHP doğru olan her şeyin önüne çıkar. Bu çok oportünist bir davranıştır. Halkın iradesi işte bu yüzden bir türlü oluşamıyor. CHP, devleti kullanarak bunu yapmak için elinden geleni yapıyor. Ama sonunda devletin kurumları ile de ters düşecek. Bunun ilk işareti de K. Irak operasyonu ile birlikte geldi. Ordu komploları görüyor.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
|
|||||
|
|
|||||
|
|
|||||
|
|
|||||
|
|
|||||
|