Novo Nordisk, Türkiye'deki yatırımlarını ikiye katladı 

Şirketten yapılan açıklamaya göre, sağlık sektöründe faaliyet gösteren Novo Nordisk, 20 Mayıs Dünya Klinik Araştırmalar Günü dolayısıyla Türkiye'deki klinik araştırmalara yönelik çalışmalarını paylaştı.

Novo Nordisk, Türkiye’yi 2018’de "Klinik Araştırmalar Bölgesel Merkezi" olarak konumlandırarak, ülkeyi sadece bir uygulayıcı değil, aynı zamanda bölgesel araştırma koordinasyon noktası haline getirdi. Türkiye merkezli yapı, Cezayir, Fas, Lübnan, Mısır, Umman ve Suudi Arabistan'ın da aralarında bulunduğu 7 ülkedeki araştırmaları yönetiyor.

Geçen yıl Türkiye'de 570 hekim ve 462 hastanın dahil olduğu 23 uluslararası klinik araştırma yürütülürken, son 5 yılda bu rakam toplamda 822 hekim ve 1838 hastaya ulaştı.

Şirket, küresel satışlarının yaklaşık yüzde 16'sını araştırma ve geliştirme faaliyetlerine ayırarak bu alandaki öncü şirketlerden biri konumunda bulunuyor. Türkiye'deki yatırımlar da bu stratejik büyümenin bir parçası olarak önem taşıyor.

- Bölgesel merkezden küresel katkı

Novo Nordisk'in Türkiye'de yürüttüğü çalışmalar, diyabet, obezite ve nadir hastalıkların yanı sıra kardiyovasküler hastalıklar, Alzheimer ve alkole bağlı olmayan karaciğer yağlanması gibi yüksek tedavi ihtiyacı olan alanları da kapsıyor.

Şirket, yakın dönemde ABD merkezli biyoteknoloji firması Septerna ile obezite ve tip 2 diyabet tedavisinde kullanılmak üzere küçük moleküllü ilaç geliştirme amacıyla stratejik işbirliği kurdu. GLP-1, GIP ve glukagon reseptörlerini hedefleyen çok sayıda aday molekülün araştırıldığı bu iş birliği kapsamında şirketin 2,2 milyar dolar düzeyinde yatırım taahhüdü bulunuyor.

Novo Nordisk halihazırda 60 ülkede 195 klinik çalışmayı 10 bin 600'den fazla araştırmacı ve 39 binden fazla hastayla sürdürüyor.

Açıklamada görüşlerine yer verilen Novo Nordisk Türkiye Kıdemli Klinik, Medikal ve Ruhsatlandırma Direktörü Dr. Ömer Buğra Bahadır, klinik araştırmaların, sadece yeni ilaçların geliştirilmesini değil, aynı zamanda daha geniş bir hasta kitlesine umut olmayı da ifade etti.

Bahadır, "Türkiye'deki klinik araştırma altyapımız, hem uluslararası standartlarda bilimsel üretime hem de yerli sağlık ekosistemine katkı sağlıyor. Bilimi merkezimize alarak sağlıkta sürdürülebilir çözümler sunmayı sürdüreceğiz." değerlendirmesini yaptı.