Ağar’ın ‘Zümrüt-ü Anka’sı
Biz gazeteciler, siyasette marka olmuş isimleri yazmaya bayılırız. Okuyucusu hazır olduğu için, riski de sıfırdır. Oysa Türkiye Ankara’dan ibaret değil. Bir çok siyasi ‘yerel marka’ sırf bu saplantımız yüzünden unutulup gidiyor. Bana bu girizgahı yaptıran siyasetçinin adı, Salih Yazıcı. DYP’nin Silivri İlçe Başkanı olan Yazıcı, yolu Silivri’den geçen dostlarımın dillerinden düşürmedikleri bir isim. Yazıcı’yı benim gözümde özel yapan iki unsur var. Birincisi; Neredeyse tüm partilerin ondan sevgiyle bahsetmeleri, ikincisi de ; bana gönderdiği protesto mailleri. Ne zaman DYP Lideri Mehmet Ağar’ı eleştiren bir yazı kaleme alsam elektronik postam Salih Yazıcı’nın “Sen Ağar’ı değil, bir efsaneyi eleştiriyorsun” satırlarıyla başlayan protesto mailleriyle dolar. Ankara’nın samimiyetten uzak siyasi atmosferini bilenler için Yazıcı gibileri siyasetin ‘zümrüt-ü anka’sıdır.. İnanır ve inandığı gerçeği herkese, her şeye rağmen savunur. Kazanmaya kodlanmaz. Samimiyetinden ve katıksız Ağar sevgisinden çok etkilendiğim Salih Yazıcı’yla tanışmak için telefonla aradım. Söz Yazıcı’nın: “2 dönem meclis üyeliği yaptım. DYP’nin kurucu üyesiyim. Şimdi ise DYP’nin Milletvekili aday adayıyım. Mehmet Ağar bu milletin ta kendisidir. Ağar’ı eleştiren aslında milletin bizzat kendisini eleştirir. Lütfen, liderimizin kıymetini bilelim...” Salih Yazıcı bu sözleri o kadar samimi söylüyordu ki; içimden itiraz etmek gelmedi. Bakalım, bu samiyet DYP’de ne kadar karşılık bulacak?..
Oğlu için siyaseti bıraktı
3 AK PARTİ Milletvekili, sessiz sedasız Başbakan Erdoğan’a çıkarak ‘siyasete veda’ ettiklerini açıkladılar. Her biri ayrı sebeblere dayanan vedalar şöyle gerçekleşti: AK PARTİ Hakkari Milletvekili Mustafa Zeydan, bir süre önce Başbakan Erdoğan’la makamında gözlerden uzak bir görüşme yaptı. Başbakan’a ”Efendim, çok uzun bir süredir Milletvekili olarak görev yapıyorum. Baba-oğulun aynı anda siyaset yapması toplum tarafından hoş algılanmayabilir. Bu yüzden oğlum Rüstem Zeydan’ın önünü açmak için siyaseti bırakıyorum” dedi. Mustafa Zeydan’ın bu gecikmiş jestiyle önü açılan Rüstem Zeydan, Sağlık Bakanlığı Müsteşar Yardımcılığı görevinden istifa ederek AK PARTİ’den aday adayı oldu. Başbakan Erdoğan’ın da sevdiği bir bürokrat olan Rüstem Zeydan’ın, Hakkari’nin tarihinde çıkan ilk Bakan olma ihtimali az değil.. Erdoğan’ın yanına veda için çıkan ikinci Milletvekili AK PARTİ Adıyaman Milletvekili Mehmet Özyol oldu. Başbakan Erdoğan’a “hakkınızı helal edin artık aday olmayacağım. Gençlerin önünü açmak istiyorum” dedi. Erdoğan’ın ısrarlarına rağmen Özyol kararından vazgeçmedi. Erdoğan’dan son ‘helal’lik isteyen isim Yalova Milletvekili Şükrü Önder’in mazereti ise ”sağlığım bozuk” şeklinde oldu.. Milletvekilliği için sıra bekleyenlerin gözü aydın!..
Uzan, ‘asla’ dedi
8 ay önce “Genç Parti yüzde 12,5 oy alır” dediğimde akıl almaz hakaretlere maruz kaldım. Hem telefonla, hem de elektronik posta yoluyla akla-hayale gelmeyecek ‘psikolojik siddet’le karşılaştım. Yaklaşık 1 hafta önce Sonar’ın anketinde Genç Parti 10,07 çıktı. Demek ki; küfürün faydası yokmuş!.. Neyse, Uzan’ın Habertürk’ten Taki Doğan’a ”AKP ile asla koalisyon yapmam” sözleri üzerine iki çift lafım olacak. Uzan’ın “ASLA” kelimesinin Genç Parti’yi, AKP’ye muhalefet eden kitlenin odağı yapacağını düşünüyorum. Seçmen, iktidarın muktedir olanını, muhalefetin de net olanını seviyor. Genç Parti geçen hafta bazı partilerle ittifak görüşmeleri de yaptı. Bana gelen maillerden anladığım kadarıyla Genç Parti’nin seçmeni, seçimlere ‘tek başına’ girmek istiyor. Şayet olursa bir tek DSP’ye sıcak bakıyor...
Tuğcu sürprizi
AK PARTİ’nin çıkardığı bazı yasalar için, Baykal ve Teziç’in söylediği” rejimi değiştiriyorlar, çatışma çıkacak” sözlerine yanıt hiç beklenmeyen yerden geldi. Anayasa Mahkemesi Başkanı Tülay Tuğcu ”Bu yasalar rejim değişikliği getirmiyor” dedi. Bana göre son ayların en beklenmeyen sürprizi Tuğcu’nun bu açıklamasıydı. AK PARTİ’yi çok rahatlatan bu açıklamayı bir parça zihin egzersiziyle açarsak; Tuğcu, Anayasa Mahkemesi’nin üzerine yapıştırılmaya çalışılan ‘politize mi oluyorlar?’ yaklaşımını bertaraf etmek istedi. Diğer bir yorumla ; devletin bazı kurumları arasındaki ‘diyalog paslaşmasında’ bir parça uyum sıkıntısı olabilir...
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...