Koru'dan Şener Analizi: Yolu Kapalı... Bari Bahtı Açık Olsun!

Ak Parti'nin dört öncüsü ve önemli kurucusundan biri olan Abdüllatif Şener son seçimde aday olmadığı için milletvekili değil, ama halen partisinin yönetiminde... Önceki akşam düzenlenen yemekli bir toplantıda 'siyasete dönüş' sinyalleri vermiş... Gazeteler böyle yazıyor. Dinleyiciler önünde dediği şu: “Toplumda siyasete dönmem için bir talep olması halinde bunu karşılayabilirim; şimdi bunu hissediyorum, ama daha güçlü hissetmem lâzım...”

Yakında o sinyaller daha güçlü gelmeye başlar ve kendisini sonu şimdiden bilinemeyecek bir maceranın içinde bulabiliriz.

Milletvekili olmama kararını açıkladığında bazı yazarlara veda telefonu açtığı biliniyor; onlardan biri de benim. Bana uzun uzadıya teşekkür ettikten sonra şu sözleri söylemekten geri duramadığı zihnimde çakılı: “Hakkımda yazdığınız olumsuz değerlendirmelere rağmen...”

O gün bugündür Abdüllatif Şener'le ilgili yazdığım 'olumsuz' yazıları hatırlamaya çalışıyorum, aklıma tek bir yazım veya öyle bir yazıya vesile olabilecek bir olay gelmiyor. Hatırladıklarım şunlar: Abdüllatif Şener bakanlığı süresince olumlu veya olumsuz bir kanaat belirtmemi gerektiren bir icraatla kamuoyu karşısına çıkmamıştı. O sıralar 'Ters Köşe' diye konuklu bir TV programı yapıyordum; iki kez kendisini programa konuk ettik, ikisine de hazırlanmadan geldiği ayrıntısı aklımda...

Belki de 'ekonominin bütününden sorumlu' devlet bakanlığı görev alanını sevmediği içindir. Başbakan Yardımcılığı unvanı ise Başbakan kendisine görev verdiği takdirde önem taşıyan bir makama işaret eder; o tür bir öne çıkışı da görülmedi Abdüllatif Şener'in...

Belki bundan sonra kulvar değiştirerek çıkacağı politik yolculuğunda daha başarılı olur. Herhalde kendisinin de beklediği budur. Güçlü sinyal almaktan muradı güçlü bir halk desteği olmalı. Ancak henüz sırtından atmadığı partili gömleği yarın kendisinin önünü kesebilir. Ak Parti kapatıldıktan sonra (tabii kapatılırsa) ortaya çıkması ile boşalacak yeri doldurma hevesini bugünden belli etmesi arasında büyük bir fark var çünkü.

Hiç unutmaması gereken gerçek şudur: Politika içeriden kalkışmaları başarılı kılmayan bir zemin; geçmişte Mesut Yılmaz gibi karton bir lidere karşı omuz omuza vermiş ANAP büyüklerinin kalkışması bile başarılı olamamıştı. Adalet Partisi'ni kuran kadronun neredeyse hepsi Süleyman Demirel'e isyan edip kendi partilerini kurdular; bir seçimlik ömürleri olduğunu yazıyor politika tarihimiz... Abdüllatif Şener'in tek başına başlatacağı bir hareketin başarı şansını buradan çıkarabiliriz.

Çıkışı ve tutturacağı söylem Ak Parti'nin kapatılması sürecinde zaten karışık olan kafaları biraz daha karıştırmaktan başka bir işe yaramayacaktır. Abdüllatif Şener parti kapatma sürecinin nasıl beklenmedik gelişmelere gebe olduğunu en iyi bilenlerdendir; Fazilet Partisi'nin kapatılma davasında siyasi yasaklı olması beklenen isimler arasında o da vardı çünkü...

Genç bir insan Abdüllatif Şener, bir kere bulaşanları her zaman etkisi altında tutan bir özelliği bulunan politikanın kokusu hâlâ üzerinde. “Bir daha mı, asla, tövbe” diyerek ayrıldığı eski uğraş alanına görkemli bir dönüş yapma arzusu duyması bu yüzden doğal. Belki kenara çekildiğinde de kendisine daha yüksek bir görev düşeceğini hesaplamıştı. Gönüllerde ne aslanlar yattığını kim bilebilir? Belli ki, politika, bugün yaptığı işten daha cazip görünüyor gözüne.

Bu yazı kendisini caydırmak amacıyla yazılmıyor; hayır, öyle bir niyetim yok. Geçmişte kendisini olumlu veya olumsuz bir yazısına konu etmemiş bir yazarın gecikmiş bir değerlendirmesi olarak kabul edebilir bu yazıyı. Belki kendisinden önce aynı yoldan gidenlerin beceremediğini o becerebilir; henüz keşfedilmemiş öyle bir yeteneği, gizil gücü vardır belki; kalkışmadan bunu kim, nereden bilebilir?

Yolu kapalı görünüyor, hiç değilse bahtı açık olsun.

Fehmi Koru/Yenişafak