İsveç Svea İstinaf Mahkemesi Başkanı Fredrik Wersäll, “Bu izni iki yıllığına aldılar, bir kere bile kullanmak için mahkemeye başvurmadılar” dedi.
İSVEÇ Svea İstinaf Mahkemesi Başkanı Fredrik Wersäll, dinlemeler, soruşturmanın gizliliği ve Ergenekon soruşturmasıyla ilgili Hürriyet’e değerlendirmelerde bulundu. Savcının inisiyatifiyle ön soruşturmadaki gizliliği ihlal eden bazı bilgi ve belgelerin dışında, yargılama aşamasındaki tüm belgelerin basına açık olduğu İsveç sisteminin, soruşturmanın tamamen gizli olduğu Türkiye’nin tersi olduğunu belirten Başkan Wersäll, şunları söyledi:
‘Dinleme’ bizde hâlâ tartışılıyor
“Bizde de dinleme konusu hâlâ çok tartışılıyor. Polis bu hakkı geniş şekilde kullanmak istiyor ama İsveç’teki hiçbir kesim bu iznin genişletilmesini istemiyor. Bizdeki bütün kesimler buna karşı. İki yıl önce İsveç Güvenlik Teşkilatı için hükümet dinleme kararı çıkardı. Ama iki yıllık dönemde teşkilat bir kez bile bu hakkı kullanmak için mahkemeden izin istemedi. Her bir kişi için ayrı izin alınması gerekiyor. Eğer bu dinlemenin süresi uzatılacaksa hükümetin yeniden karar alması gerekecek. Bu amaçla dinleme ancak çok ciddi suçlarda, terörizm ve devlete karşı suçlarda kullanılabiliyor. Polis de diğer suçlar için mahkemeden izin alabiliyor. Ama bu da ancak çok ciddi suçlarda olabiliyor.
Suçu engelleyecekse gizli belge yayınlanır
Dinleme sürecinde bütün olay gizli. Ama dava dosyasına girecekse o zaman hepsi alınabiliyor. Gazeteciler bu belgelere (tape) ulaşabiliyor. İsveç’te hiçbir belge gizli değildir, içindeki bazı bilgiler çıkarılarak verilebilir. Bilgi vermek devlet memuru için de bir haktır. Medyaya memur gizli belge sızdırsa da hakkında soruşturma yapılamaz. Kimin sızdırdığı da araştırılamaz. Bu araştırma yapılırsa, o zaman araştıran kişiye soruşturma açılır. İsveç’teki tüm politik güçlerin ortak görüşü şu: Gizli de olsa bir belgenin yayınlanmasını, rüşvet ve yolsuzluğun önlenmesi için yeğleriz. Açıklık prensibi toplumun yararınadır.
Gazeteci yayınlar ama polis belge sızdıramaz
Bir gazeteci ele geçirdiği tüm belgeleri yayımlamakta özgür olmalı. Gazetecinin görevi yayınlamak. Buna karşılık polisin bilgi sızdırması bir rezalettir. Dolayısıyla bu polisler polis değil, yolsuzluk yapan insanlardır. Dolayısıyla polislerin de meslek etiklerini tartışmaları gerekebilir. Her gazetede yazı işleri müdürü vardır, yazarı belli ise de haberden yine de yazı işleri müdürü sorumludur. Gazetecinin kendisi sorumlu tutulamaz. Şimdiye kadar İsveç’te hapse giren kimse yok. Ama bizde de tazminat ve hapis cezası var.”
Gazeteci haber yaptı diye yargılanmaz
İSVEÇ Svea İstinaf Mahkemesi Başkanı Fredrik Wersäll, “Türkiye’de Ergenekon soruşturması nedeniyle gazetecilere soruşturma açılmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusunu ise şöyle yanıtladı:
“Türkiye’nin adalet kültürünü bilmeden bu konuda fikir beyan etmem yanlış. Her ülkenin kendi adalet gelenekleri çerçevesinde incelenmeli.
Ülke güvenliği dışında basın tamamen özgürdür
Medyanın çok hassas bir davanın ön soruşturma aşamasına yaptığı etkinin olumsuz olduğu konusunda ben de hemfikirim. Ama burada şöyle bir ayrım var. Bizde 1860’lardan gelen çok köklü bir basın özgürlüğü geleneği var. Basının ele geçirdiği belgeyi yayınlaması acayip karşılanmıyor, doğal görülüyor. İsveç bakış açısına dönersek bir gazetecinin yayın nedeniyle yargılanması söz konusu olmaz. Ülke güvenliğini ilgilendiren konular dışında böyle bir olayı kabul edemeyiz. İfade özgürlüğüne aykırıdır.” (hürriyet)