Yahudilerin tarihine dair en eski belge olan üç yazıt İstanbul'da. Konuyla ilgili uzmanlar "Bunlar Kudüs'ün Yahudi yerleşimi olduğunu kanıtlar" dyor. İsrail Cumhurbaşkanı Peres, 2008 yılında ülkesinde sergilenmek üzere yazıtları Cumhurbaşkanı Gül'den istedi.
İstanbul Arkeoloji Müzesi'nde bulunan, Museviler'den kalma
ve Kudüs'ten gelen üç adet yazıt siyasi bir görüşmeye konu oldu. İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'la buluştuğu tarihi Ankara ziyaretinde Türkiye' den ilginç bir talepte bulundu. İsrail'in kuruluşunun 60. yıldönümü olan 2008'de sergilenrnek üzere müzedeki üç yazıtı Türkiye' den isteyen Peres'in talebi, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından, "Gerekli güvenlik şartlan yerine getirilirse neden olmasın" diye yanıtlandı.
YAHUDİ YERLEŞİMİ
Yahudiler, 1880 yılında bir kazı sırasında bulunan 2 bin 700 yıllık kitabeleri, Kudüs'ün geçmişte Yahudi yerleşimi olduğuna delil olarak. görüyor. İstanbul'da yaşayan Haham Rev Mendy Chitrik, Dostluk Dergisinde yayımlanan makalesinde üç kitabeden birisi, yani "Gezer Yazıtı" için şöyle yazıyor: "İbranice dilindeki en eski yazıt. İsrailoğulları çölü kat ettikten sonra bu kitabeyi yazdı."
10. yüzyılda yazılan ve "Gezer Takvimi" olarak da bilinen bu yazıtta ayların isimleri ve ekin dönemleri belirtiliyor.
EN ESKİ BELGE
İkinci yazıtın hikayesi ise şöyle: Bundan üç bin yıl önce Kudüs'ün etrafını çevreleyen surların dışına su ulaştırılması kentteki en önemli sorunlardan biriydi. Asuri düşmanlar kenti kuşattığı zaman Kudüs'ün susuz kalması ihtimaline karşın 500 metrelik tünel iki uçtan kazılmaya başlandı. Tünel bittiği zaman, iki ucun birleştiği yere "Sıloam Yazıtı" kondu.
Haham Rev Mendy Chitrik "Bu yazıt üç bin yıl önce Kudüs'te yaşayan Yahudiler'le ilgili en eski belgedir" diyor ve devam ediyor:
"Yazıt okunduğunda, Tevrat'ta da bulunan bir hikayenin aynen nakledildiğini görüyoruz. Yani, iki işçi grubunun kazdıkları tünellerin nasıl birleştiği ve suyun buradan nasıl nakledildiği."
SÜRGÜNÜ ANLATIYOR
Chitrik, üçüncü yazıtın Yahudiler'in Kudüs'ten sürgün edilmesini simgelediği görüşünde. Yahudiler'den başka kimsenin giremediği ve bugün Ağlama Duvarı'nın olduğu yerde inşa edilen mabet, iki kere yıkıldı. Birisi M.Ö. 832-33 yıllarında, Babil Kralı Nabukadnezar zamanında, ikincisi ise M.Ö. 42223 yıllarında, Romalı Komufan Titus tarafından. Yazıt bu mabetten kalan tek kanıt ve Yahudiler'in sürgün yıllarını hatırlatıyor.
İSTENMESİ NORMAL
500. Yıl Müzesi Küratörü Naim Güleryüz kitabenin İbrani tarihinin kilometre taşlarından birisi olduğunu söylüyor. "Bu tarihi belgelerin Türkiye'den istenmesini normal karşılamak gerekiyor" diyen Güleryüz şöyle devam ediyor: "Bunlar Osmanlı egemenliğine girmiş kutsal topraklarda değerli kanıtlardır. Bugünkü politik çekişme nedeni olan bu toprakların bir zamanlar Osmanlı hükümranlığında olduğunu bilmek anlamlı."
Kaynak: Taraf Gazetesi
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...