MUHAMMED NUREDDİN (Lübnan gazetesi Sefir)
Türkiye'nin bölgede tek bir rolü yok.
Dün Türkiye topraklarında Pakistan'la İsrail dışişleri bakanları bir araya gelmişti, bugün de Ankara, İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres ve Filistin Yönetimi Cumhurbaşkanı Mahmud Abbas'ı meclis çatısı altında bir araya getirdi.
Türkiye 'aracılık' rolü açısından, bölgede hiçbir devletin yapamadığını gerçekleştirdi. Zira İbrani devletiyle onun bütün düşmanları ve özellikle de Suriye arasında bir iletişim bağlantısı olan Türkiye, Filistinlilerle İsraillileri bir araya getiriyor. İran'la 'düşmanları' Suudi Arabistan, Mısır ve Ürdün arasında bağlantı kuruyor. Türkiye Lübnan'daki çekişmenin farklı gruplarına da büyük ölçüde aynı mesafede duruyor.
Ankara ılımlı bir kamp istiyor
Fakat zamanlaması nedeniyle Türk çabasının hedefleri karmaşık. Zira Ankara bölgedeki gerginliğin dozunun hafiflemesini ve sonuçlarından ilk etkilenen ülkelerden olacağı için da kapsamlı bir patlamayı engellemek istiyor. Tıpkı Irak savaşının sonuçlarından etkilendiği gibi...
Fakat ABD ve müttefikleriyle, İran, Suriye, Hamas, Hizbullah ve diğerlerinin arasındaki kutuplaşmanın doruğa çıkması gölgesinde, Türklerin çabası iki kamp arasında bir 'ılımlılar' kampı oluşturmayı amaçlıyormuş görünüyor. Belki de Türkiye Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, İran'ı savunarak Peres'le bir tartışmaya girmesi Türk adımının, ay sonunda ABD'nin Annapolis kentinde düzenlencek barış konferansının, Amerikan-İsrail kriterleri açısından başarısız olmaması için Amerikan baskısı altında gerçekleştiği düşüncesini baskın kılıyor.
Diğer yandan Ankara, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'nin Batı Şeria'da bir Türk sanayi bölgesi kurma projesinin şu şartlarda istenen bir adım olmadığını ve Peres'in bu projeye imza atmasının, harcanan mürekkebin bedeli kadar bir kıymeti olmadığını başkalarından iyi biliyor. Zira İsrail askeri Gilad Şalit'in esir alınması sonrası Türk sanayi bölgesi Erez'i Haziran 2006'da yerle bir eden İsrail'dir. Türkiye Filistin halkının şu an her şeyden önce, İsrail'in Batı Şeria ve Kudüs'ü Yahudileştirme, Gazze'yi de ablukaya alıp halkını aç bırakma planlarına karşı dünyanın bir emniyet şeridi oluşturmasına ihtiyaç duyduğunu biliyor.
Referandumda onaylanmazdı...
Peres Türkiye'ye tatlı sözler sarf etmek ve Türkiye meclisindeki konuşmasında, Türk şair Cahit Sıtkı Tarancı'dan dizeler okuyarak Türk şiirini lekelemek için geldi... Türkiye 'iki lideri', Türk medyasının ifade ettiği gibi 'tarihi bir buluşma'da bir araya getirdi. Ancak, Kana ve Filistin'deki çocukların katiline, Türklerin temsilcilerinin önünde konuşma 'onuru' vermek zorunda değildi.
Bu adım referanduma sunulsaydı kesinlikle onay almazdı. Türk halkının yüzde 80'inden fazlası ABD ve İsrail politikalarına karşı çıkıyor; Temmuz 2006'daki saldırı sırasında Lübnanlılarla eşsiz bir dayanışma içine giren yine bu halktı. (Lübnan gazetesi Sefir, Beyrut Stratejik Araştırmalar Merkezi Direktörü, 14 Kasım 2007)
radikal
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...