“İstanbul’a sahip olan bütün dünyaya hükmeder. Dünya tek bir devlet olsa idi, taht şehrinin İstanbul olması gerekirdi.” Napolyon Bonaparte İstanbul’a zamanında bu kadar anlam yüklerken, bir gün Eurolig takımlarının peşinde koştuğu tahtın, bu şehirde sahibini bulacağını düşünmemişti. Ancak yine de bu yıl Eurolig başlarken F4 hedefleyen takımların hayallerini süsleyen, Avrupa’ya hükmetme planlarıyla ulaşmak istediği hedef şehir İstanbul’du.
Aslan’ın mücadelesi
Lakin hedef belirleyen takımlarımız için İstanbul, mesafe kısaldıkça uzaklaşmaya başladı. En sonunda acı bir veda yaşandı. İşin asıl dikkat çekici yönü şehre en çok yaklaşanın adımlarını daha ihtiyatlı atıp, planına sadık kalandı. İstanbul kimileri için kahır yolculuğu haline gelirken kimileri için ise geleceğe uzanan yolda ilk sağlam adımların atıldığı, kervanın düzüldüğü macera oldu. Biz doğru yol haritasını çıkaran dersi konuk ediyoruz.
“Açıkçası çıtanın yükselmesi olmazsa olmazlardan bir tanesi ve sürekli bunu düşünmek lazım ki oralara ulaşabilesiniz. Aksi halde bu sadece bir hayal olur ve ancak olanlarla tatmin olursunuz. Galatasaray şu anda iyi bir organizasyona sahip; her ne kadar bu organizasyon şu anda istediğimiz şekilde oturmasa da neticede bu kadar kısa sürede bu kadar yol kat etmesi bize bu hakkı tanıyor. Umarım sportif anlamda da çıta en üst seviyeye gelir ve Galatasaray Eurolig’de marka haline gelir.”
Galatasaray’ın son maçta yenilerek ‘Top 16’da bu yılki Avrupa macerasını sonlandıran takım olan Olympiakos bu günlere bir günde, hatta bir kaç sezonda gelmedi. 90’ların ortalarına kadar Avrupa’da pek de söz sahibi olmayan bir ekipken, Yunanistan zenginleşip bireysel zenginlerin çoğalmasıyla beraber Angelopoulos kardeşlerin basketbol şubesini devralıp ayrı bir yapı haline getirerek, önemli ancak istikrarlı yatırımlar yapmasıyla temelleri attı.
‘Ligde kalalım’ derken...
Evet para önemli rol oynadı ancak her şeyden öte takımın o silik Avrupa karnesi bir kenara atılıp, her yıl iddialı olup hedeflerini yüksek tutan bir mentaliteye kavuşuldu. Ivkoviç’le 1997’de Eurolig şampiyonluğu gelmesi yetmedi, bütçe ne olursa olsun ülke krize dahi girse her yıl aynı hedefle yola çıkıldı: ‘Final Four’a ulaşmak.
Son altı yıldır mutlaka ‘Top 16’nın ötesini, Kaf Dağı’nın ardını gören bir mantalite bu. Galatasaray’ın son hafta konuk olduğu ve belki de ilerde sahip olacağı mantalite. Hatta ulaşması şart olan zihinsel ve organizasyon seviye. Galatasaray için Avrupa macerası belki üzülerek sonlandı.
Gönül isterdi ki ‘Top 8’ gelsin ama , belki optimist yaklaşım olarak kabul edilebilir, ‘Top 8’in ötesinde kazanımlar elde edildi. Üstelik Olympiakos’un zamanında yaptığı gibi büyük para enjeksiyonları ile değil çok daha mutevazı ama sistemli bir yapıyla. Birkaç yıl önce ligden düşmemek için play-out kelimeleri zikredilen bir girdaptan bugün Avrupa’da yaratılan Galatasaray girdabına uzanan çetrefil dolu bir yol. Bu yolda çok fazla kişinin emeği var.
“Ne olmuş yani, Galatasaray ne yapmış” diyebilirsiniz lakin Oktay Mahmuti, yardımcıları, Hakan Üstünberk, oyuncular ve tüm ekip bu ülkede planlı, sistemli, paranın her şey olmadığını kanıtlarcasına kısa, gösterişli yollara sapmadan bir kimlik ve istikrarlı yapı oluşturarak başarıya ulaşılacağını ortaya koydu. Burada her yıl yabancılarını değiştirip silbaştan yaparak seneleri geçirmeye alışmış, zamanında ‘Yenilmez Armada’ temelleri atılıp üzerine sağlam bir bina inşa edilemeyen bir basketbol şubesinden bahsediyoruz. Üstteki sözlerin sahibi Oktay Mahmuti de bu yolda zorlu boğazı geçmeye çalışan geminin kaptabı konumunda. Sözleri güven veriyor.
‘Top 16’da kendi evinde kaybetmeyen, CSKA’yı yenen, Bar-celona’yı elinden kaçıran ve seyircisiyle oluşturduğu olağanüstü sinerjiyle Abdi İpekçi’yi artık yıkılması zor kale haline getirdi Galatasaray. Aynı Siena’nın Palaestra’sı ya da Olympiakos’un Barış-Dostluk Salonu gibi. Galatasaray hedeflenen yerlere belirlenen daha kısa sürede gelmeye devam ediyor. HG Wells’in zaman makinesindeki kolu hızlı ayara getirmiş gibiler ama hazmederek ve kanıksayarak yol alıyorlar. Teşekkürler. Lakin asıl macera yeni başlıyor. Yolun devamında A Lisansı ve her yıl bu heyecanı yaşamanın verdiği keyif var. Yolunuz açık olsun...
Eşleşmeler
CSKA-Gescrap BB
M. Siena-Olympiakos
Panathinaikos-Maccabi Electra
Barcelona-Unics Kazan
NOT: 3 galibiyet kazanan tur atlayacak. İki takım da peş peşe ikişer maç evinde oynayacak. Gerekirse final maçı saha avantajı olan takımın sahasında oynanacak.
MİLLİYET
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |