Fatih Terim… Çünkü… 

Pazarlama harikası Fatih Terim’e “pazarlayıcıları” yakıştıracak sıfat bulmakta yarışıyor. O, imparator. O tüm zamanların en büyük teknik direktörü. O, Türkiye’nin dünya çapındaki tek teknik direktörü. Bu liste uzar gider.

Pazarlama harikası dedik ya…

Bunu herkes gibi TFF de yer. O kadar yer ki, bulunmaz Hint kumaşı kabilinden muameleler çekip akıl almaz paralarla Milli Takım’ın başına geçirirler.

Fatih Terim de tüm bu övgüleri içselleştirmiş, her hali ve tavrıyla “Yedeğinizde başka kelimeler yok mu beni övmek için? Az daha, biraz daha sıfat” der gibidir.

Yüzündeki o kibir ifadesine bakın, lisan-ı hal ile bunu dediğini göreceksiniz.
Ama işte gelin görün ki o meşhur sözde dediği gibi “Halep oradaysa arşın tam da burada”dır.

İşte son büyük başarısı Fatih Terim’in…

Türkiye’nin küçük illerinden biri kadar bile nüfusu olmayan, tarihinde hiçbir futbol başarısı bulunmayan İzlanda kocaman Türkiye’ye 3 gol attı ve Halep ile arşın diyalektini hepimize bir kez daha anımsattı.

O İzlanda Milli Takımı ki, tüm futbolcularının alsanız, teknik heyetini ekleseniz çıkan rakamı birkaç kez de çarpsanız Fatih terim’in aldığı ücretin yanına yaklaşamayan bir takım.

Ezdi… Başında sözde futbol dahisi, imparator bulunan bizim milli takımı tam anlamıyla ezdi.
Ve işin en can alıcı noktası ise, bu açık hezimete rağmen bile Fatih Terim bırakın istifa falan etmeyi çıkıp tek bir özür bile beyan etmedi.

Öyle ya… Sözleşmesinde kendini garanti altına almış, eğer ilk yıl kovulursa koca bir ilin yıllık bütçesinden daha fazla tazminat maddesi ekletmişti. Sonuçta o aslında paranın imparatoruydu ve parası güvendeydi.

Kıytırık İzlanda’ya yenilmişiz, dünya aleme rezil olmuşuz… O gibi dertler biz sıradan ölümlüler içindi ve imparatorlar o tür şeyleri takmazdı. Nitekim, takmadı.

Ama… KAYBETTİ.