Fatih Erbakan ile Balgat'taki aile evinde;Necmettin Erbakan'ın çalışma odasında buluşuyoruz. 90'larda muhafazakar ailelerin evlerine damga vuran “şampanya sarısı” duvarlar, sarı deri koltuklar ve polyester masa örtüsü ile bir dönem filminin dekoru içinde gibiyiz. Manevi atmosferi bozulmasın, gelenler Erbakan Hoca'yla hatıralarını anımsasın diye hiçbir eşyaya dokunulmamış...
Tarihin bir noktasında donup kalmış bu oda içinde, yaşından çok daha büyük davranmak zorunda olan sorumluluk sahibi mutsuz bir veliaht gibi görünüyor Fatih Erbakan. “Aslında konuşkan ve esprili biriyimdir” diyerek bu algıyı dağıtmaya çalışsa da iki saat boyunca gözlerime hiç bakmıyor, gergin bir havada konuşuyoruz. “Hep babam gibi davranmamı bekliyorlar ama onun yetkilerini vermiyorlar” diyerek sitem ediyor...
Necmettin Erbakan'ın vefatından sonra milli görüş artık düşüş yoluna mı girdi?
Saadet partisinin az oy alması milli görüşün modasının geçtiği anlamına gelmez. Günümüzde de gelecekte de geçerli bir zihniyet olacaktır.
Oy oranının düşmesini nasıl açıklıyorsunuz?
Bu zihniyeti temsil eden kuruluşlardaki temsil zafiyetleri , yapılan teknik hatalar, usulde yapılan yanlışlıklar ve Milli Görüş'e konulan ambargolar yüzünden zaman zaman oylarının düşmesi çok doğal. Yeniden çalışıp eski günlerine kavuşması lazım.
Reform yapacak mısınız?
Esas değişmeden teknik konularda revizyon yapılabilir. İnancımızın ve değerlerimizin insanlara daha etkin bir şekilde aktarılması için çalışmalar yapılabilir ama emperyalist güçlerle işbirlikçiliğine doğru kayılmamalı.
Bugün Milli Görüş'ü kim temsil ediyor?
Rahmetli babam Saadet Partisi kongresinde, “buranın dışında kim ben de milli görüşçüyüm derse palyaçoya benzer” demişti. Milli görüşün asıl yeri kendisinin genel başkanlığını yaptığı Saadet partisidir.
Oğuzhan Asiltürk milli görüşü kendisinin temsil ettiğini söylüyor. Kabul ediyor musunuz?
Milli Görüş'ün yegane lideri Erbakan hocamızdı. Onun arkasından gösterdiği 8 istişare kurulu üyemiz var. Bunların arasında sıralama yapmak veya milli görüşün temsilini sadece birisine yüklemek doğru değil.
Asiltürk ile aranızdaki çekişme partide yeni bir parçalanmaya yol açar mı?
Açmayacağını tahmin ediyorum.
Erbakan yaşasaydı şu anki durumdan memnun olur muydu?
Usül açısından Erbakan hoca gibi mükemmel bir insandan sonra bazı eksiklikler olabilir, esas açısından bir hata olduğunu düşünmüyorum.
“GENÇKEN DAHA RADİKALDİM”
Erdoğan ile Erbakan'ın ayrılma sürecini bir çocuk gözüyle nasıl görmüştünüz?
Aslında 20 yaşındaydım, yani çocuk sayılmazdım. İçimizden bazı kimseler 40 senelik hareket boyunca yaşanan haksızlıklara, ambargolara, çile bir yolculuğa daha fazla dayanamayacaklarını söylediler ve çizgiyi biraz daha yumuşatmaları halinde bir takım mevkileri daha kolay elde edebileceklerini düşündüler.
Siz ne hissettiniz o zaman? Gençler biraz daha isyankâr olur. “Ben de daha yumuşak bir çizgiye geçsem” diye aklınızdan geçtiği olmadı mı?
Tam tersi o zaman daha da radikaldim ve çok suçlamıştım onları.
Peki bugün baktığınızda onlara hak verdiğiniz olmuyor mu?
Teknik açıdan yaptıkları bazı şeyler yerinde. Seçim kampanyalarını profesyonelce yürütüyorlar. Teşkilat güçlü. Sayın Başbakan yaşının ötesinde çok çalışkan ve motivasyonu yüksek bir insan.
“HİÇ KIZ ARKADAŞIM OLMADI”
Kamuoyuna yansıyanlar dışında Fatih Erbakan nasıl bir adam?
3 yaşında ikiz kızlarım var. Kız çocuğu babaya düşkün oluyor. Onlara çok zaman ayırıyorum.
Kızlar büyüyünce aykırı tipler olurlarsa nasıl karşılarsınız?
İnşallah olmazlar!
Sorumluluk sahibi bir veliaht durumunda olmak ağır gelmiyor mu? Hiç gülerken ya da espri yaparken görmüyoruz sizi…
Tam tersine çok espriliyimdir! Hatta rahmetli babam çok az konuşurdu ama ben çok konuşan bir insanım. Siyasi konularla gündemde olduğum için o yönüm fazla ön plana çıkmıyor.
Bugün de hiç gülümsemiyorsunuz!
Düğünümde de gülümsememişim hiç! Hâlbuki orada yorgunluktan ve biraz heyecandan oldu. Sonra düğün fotoğraflarıma baktığım zaman üzüldüm. Sanki zorla evleniyormuşum gibi görünmüş!
Sebebi çocukluktan itibaren fazla sorumluluk hissetmeniz olabilir mi?
Olabilir. Çünkü Erbakan hocanın evladı olmak büyük bir şeref, büyük bir mutluluk ama aynı zamanda büyük bir sorumluluk… Beklentilerin yüksek olması insan üzerinde bir yük. Hemen babamla kıyaslıyorlar. “Şurada şöyle davranman lazım çünkü hocamız olsa böyle davranırdı” diyorlar. Ben de diyorum ki “bütün sorumluluklarını yüklüyorsunuz ama yetkilerini vermiyorsunuz!”
İçten içe isyan ediyor musunuz bu duruma?
Zor ama beklentinin yüksek olması aynı zamanda motive edici…
Babanız siyasetçi olmasaydı yine de siyasete atılır mıydınız?
Hiç düşünmedim.
Önceden dikte edilmiş bir kaderi yaşamak zorunda olan mutsuz biri gibisiniz sanki…
Kendim istemesem yapmazdım. Ama zor olduğunu kabul ediyorum. Yapıma uygun olmadığı tarafları oluyor. Rahmetli babam çok rahat bir insandı. Ben öyle değilim.
Kamuoyuna ‘lüks arabalarla gezen, şımarık genç çocuk’ olarak yansıdınız.
Şimdiye kadar sadece 4 arabam oldu ve aynı anda birden fazla olmadı. “Araba meraklısı, hız düşkünü” demek çok haksızlık olur!
O arabalara binip nerelere gidiyordunuz?
Restoranlara kafelere gidiyorduk arkadaşlarımızla.
Kimlerle arkadaşlık ediyordunuz? Sizin gibi olmayan arkadaşlarınız varmıydı?
Lisedeyken çok samimi olduğum Alevi bir arkadaşım vardı.
İçkili restoranlara gitmeme konusunda bir tavrınız var mı?
Hayır, gidiyorum, hatta gençken daha çok gidiyordum. Tabi gitmemek daha iyi…
İçki kullanıyor musunuz?
Hayır, asla! Kokusunu bile bilmem.
Huqqa gibi muhafazakarlara hitap eden yeni lüks mekanlarla aranız nasıl?
Huqqa'ya gözlem amaçlı gittim. Siyasi ve ekonomik açıdan güç merkezi İslami hassasiyetleri olan kesime kaydı. Huqqa gibi yerler de bunun bir göstergesi...
İyi bir gelişme mi bu?
Müslümanların iyi yaşaması, kaliteli şeyler kullanmasının mahsuru yok. Önemli olan asıl ideolojilerinden ödün vermeden helal yoldan para kazanmaları, sadakalarını zekatlarını vermeleri…
İslam ile kapitalizm arasında bir çelişki olmadığını düşünenlerdensiniz.
İslam’da herkesin hak ettiğini kazanması ve hak ettiği kadar yaşaması esas. Çok zengin peygamberler var. Dolayısıyla zenginlikle İslam bağdaşmaz demek çok yanlış olur.
Gençken Rock müzik dinlediğiniz doğru mu ?
Hayır, asparagas bir bilgi. (Gülüyor)
Bizi şaşırtacak bir özelliğiniz yok mu hiç?
3 tane kedim var, kızlarım kadar seviyorum!
Sizin için “lisedeyken kendi tipindeki kızları çeken bir mıknatıs gibiydi” yazmışlar!
Kızlar beni sever miydi bilmiyorum ama hiç kız arkadaşım olmadı!
“ADNAN HOCA'YA OYUN OYNUYORLAR”
Babanız bir parti lideri olsa da aynı zamanda bir dini lider olarak da kabul ediliyordu. Ölümünden sonra sizin Türkiye’deki cemaatlerle bir ilişkiniz oldu mu? Herhangi bir cemaate aidiyetiniz var mı?
Hayır, doğrudan yok ama çok kıymetli kanaat önderleri var. Onlarla ilişkilerimizi sürdürüyoruz.
Hangi cemaatler?
Mahmut Efendi ve İhsan Efendi Hazretleri var. Ziyaret edip dualarını alıyorum, ama doğrudan herhangi birine intisap etmiş değilim.
İsmail Ağa cemaatiyle bir ilişkiniz var mı?
Dostuz. Sağ olsunlar rahmetli babamdan dolayı bizi çok seviyor, dua ediyorlar.
Adnan Oktar hocayla samimi olduğunuz doğru mu?
Arkadaşız. Siyonizm, masonluk, Büyük İsrail planları ve evrimle ilgili yazdığı kitapları rahmetli babam da çok beğenirdi.
Adnan Hoca’nın yaşam biçimine yönelik ciddi eleştiriler var.
Özel hayat kişiye özeldir. Yanlış yapıyorsa karşılığını ahirette görür.
‘Yanına başı açık hanımın oturması suç değil’
Peki o lüks yaşam ve kadınlar kısmına ne diyorsunuz ?
Aslında İslam’a aykırı bir şey yaptığını ifade ettikten sonra yanınızda başı açık bir hanımın oturması suç değil.
Kadın zaafı olduğu söyleniyor.
O kadar ayrıntısına girmek doğru olmaz, ama medyada yansıtıldığı gibi biri değil. Öyle olsa bu ciddi çalışmaları bu külliyatı ortaya koyması mümkün olmaz.
Ama hep kadınlarla gündeme geliyor.
Siyonizm, masonlukla, ateizmle ilgili çalışmalar yaptığınız zaman değişik yönlerden sizi vurmaya çalışmaları, oyun oynamaları normal. Bu konuda mücadele eden herkesin başına benzer şeyler gelmiş.
Nasıl yani? Kedicikler komplo mu?!
Adnan Hoca ile ilgili akla hayale gelmedik, ağza alınmayacak suçlamalar yapıldı ama niçin ortaya delil olacak bir kaset bir görüntü bir fotoğraf konulamadı?
Gülen cemaatine nasıl bakıyorsunuz?
Rahmetli babamın meşhur biz sözü vardı “biz Fethullah hocayla günde 5 defa bir araya geliyoruz” derdi. Takdir edilecek hizmetleri var ama kişisel bir tanışıklığımız yok.
Siyaseten sizi desteklemelerini ister miydiniz?
Elbette isteriz, davette bulunacağız. Çünkü onların eğitimini öğretimini yaptıkları değerlerin siyasi hayattaki temsilcisi Milli Görüş aslında.
“ERDOĞAN'LA HİÇ YÜZ YÜZE GÖRÜŞMEDİK”
“Necmettin Erbakan'ın son siyasi projesi Tayyip Erdoğan’dı ve Erbakan 28 Şubatı böyle bir hamle ile aştı” şeklinde bir iddia vardır. Erdoğan bir Erbakan projesi miydi?
Bu Milli görüş tabanını AK Parti'ye çekmek için söylenmiş bir şehir efsanesi. Erbakan hocamızın da öyle olmadığını artık açıkça ifade etmişti.
Erbakan Erdoğan'a küskün mü ayrıldı?
Hayır, hiç kimseye küskünlüğü olmadı.
Babanızın ölümünden sonra Erdoğan'la temasınız oldu mu?
Annesinin vefatında cenaze törenine gitmiştik, orada görüştük. Babamın vefatından sonra da o arayıp başsağlığı diledi. Onun dışında herhangi bir görüşme olmadı.
Kardeşlerinizle aranızdaki gerilimi gidermek için sizi toplayıp nasihatte bulunduğu söyleniyor.
Böyle bir şey asla söz konusu değil. Tayyip Erdoğan'ın puan kazanmasını isteyen insanlar böyle bir haber çıkartmış olabilirler.
Böyle bir davette bulunsa gider miydiniz?
Kardeşler olarak problemimizi kendi aramızda çözmemiz daha uygun olur.
Kardeşiniz Zeynep Erdoğan'ı eve kapattığınız söyleniyor. Doğru mu?
Çok saçma bir dedikodu! 45 yaşındaki bir kadını nasıl eve kapatabiliriz ki?
“AK PARTİ'YE GEÇMEM”
Önümüzdeki seçimlerde AK Parti'den adaylık teklifi gelse cevabınız ne olur?
Politikalarını 12 seneden beri çok ağır şekilde eleştiriyoruz. Birden bire dönüp oraya geçmek kendimizle çelişmek olur. Benim asıl misyonum milli görüş hareketinin başarısını yeniden sağlamak için çalışmak.
AK Parti kitlesel başarı yakaladıktan sonra siz marjinal kaldınız. Bu anlamda ruh haliniz nasıl? İki kızımı alıp bir sahil kasabasına yerleşeyim, bunlardan elimi eteğimi çekeyim dediğiniz oluyor mu hiç?
İnsan yaratılış gereği kolaya meyleder ama her zaman İslami çerçeveden bakmamız lazım. Bunu ibadet olarak yapıyoruz. Devam etmemiz lazım.
Karamsarlığa kapıldığınız, "artık başarılı olamayacağım" dediğiniz olmuyor mu?
Eğer bir işi ibadet olarak yapıyorsanız, karamsarlığa kapılmanıza gerek yok. Ayrıca Irak'ta işlenen günahlara ortak olduktan; Amerika izin vermediği takdirde bir Gazze ziyaretini bile yapamadıktan sonra iktidar olmanın da bir manası yok.
KÜBRA PAR- HT GAZETE PAZARTESİ RÖPORTAJLARI
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...