Eski Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, Anayasa"nın 69. maddesindeki "Temelli kapatılan bir parti başka adla kurulamaz" hükmünün Anayasa Mahkemesi"nce yaptırıma bağlanması gerektiğini belirterek, "(Kurulamaz) diyor. Kurulursa ne olur? O partinin de kapatılması lazım" dedi.
Kanadoğlu, AA muhabirinin DTP hakkında açılan kapatma davasının ardından, "parti kapatmanın sorunu çözmeyeceği" yönündeki görüşleri hatırlatması üzerine, terörle mücadelede yegane yolun ilgili siyasi partiye kapatma davası açmak olmadığını söyledi.
Batı demokrasilerinde de siyasi parti kapatma bulunduğunu, ancak bu yola sık başvurulmadığını ifade eden Kanadoğlu, siyasi partilerin demokrasinin vazgeçilmez unsurları olduğunu, Türkiye"de bütün siyasi partilerin "ulus devlet", "hukuk devleti" ve "laik devlet" ilkeleri üzerinde mutabık olmaları gerektiğini kaydetti.
Hukukun gereğinin mutlaka yapılması gerektiğini, Anayasa ve yasalarda kapatma yaptırımı varsa "bunu uygulamıyorum" denemeyeceğini anlatan Kanadoğlu, "Demokrasilerin kendilerini koruması lazımdır ve zorunludur.
Biz bunu hem 1961 Anayasası"nda hem de 1982 Anayasası"nda görüyoruz" diye konuştu.
"Kapatma yaptırımının sonuçsuz kaldığı" yönündeki görüşlerin hatırlatılması üzerine Kanadoğlu, Anayasa"nın 69. maddesindeki "Temelli kapatılan bir parti başka ad altında kurulamaz" hükmünün Anayasa Mahkemesince yaptırıma bağlanması gerektiğini söyledi. Bu konuda Anayasa Mahkemesi"ne görev yaptığı dönemde bir başvuruda bulunduğunu anımsatan Kanadoğlu, "Anayasa Mahkemesi bizim bu başvurumuzu kabul etmedi.
Anayasa"daki o hükmün bir yaptırımı olmalı. Bu bir dilek ifadesi değil.
"Kurulamaz" diyor. Peki kurulursa ne olur? O partinin de de kapatması lazım" diye konuştu.
OK"UN SÖZLERİ
Eski Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Nuri Ok da, "siyasi parti kapatma davalarının kesin bir çözüm olmadığını" söyledi. Anayasa ve Siyasi Partiler Yasası"nda eksiklikler bulunduğunu ifade eden Ok, "Örneğin, fiilin ağırlığına göre, Anayasa Mahkemesi kapatma yaptırımı yerine Hazine yardımından kısmen veya tamamen yoksun bırakma yaptırımı da uygulayabilir. Peki Hazine yardımı almayan ne olacak?" diye sordu.
Bugünkü yasal düzenlemelerle siyasi parti kapatma davalarından sonuç almanın mümkün olmadığını, zaten o partilerin yedeğinin bulunduğunu vurgulayan Ok, şunları kaydetti:
"Siyasi partileri kapatarak sonuca varmak zor. Bir siyasi partiye kapatıp 3-5 yöneticisine yasak getiriliyor. Ancak yeni bir parti kurmak çok zor değil, hatta kurulmuş yedek partileri var. Siyasi partiler demokratik toplumların hepsinde var. Türkiye"de bölücü partiler var, gizli emelleri olan partiler var. Bunu nasıl engelleyeceğiz? Bana göre, Türkiye"de bir siyasi partinin kapatılmasına neden olmuş genel başkanı, milletvekilleri, bütün il, ilçe başkan ve yöneticilerinin tümüne yönelik yasak getirilmelidir. Burada o partinin eylemlerin "odağı" olmasını neden olanlara daha fazla süreyle yasak getirilebilir. Bu yasak kısmen daha etkili olur." Basına da önemli görevler düştüğünü anlatan Ok, "bölücü" düşünceye sahip partilerin halka iyi anlatılması gerektiğini, böylece bu partilerin oylarının düşeceğini söyledi.
Nuri Ok, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının siyasi partilere dava açma konusunda takdir yetkisi bulunduğunu belirterek, "Başsavcılık delilleri yeterli görmüş ve DTP"ye dava açmış. Mevcut Anayasa ve yasalara göre "niye dava açtın" denemez. Delilleri yeterli görmüş. Ancak bugünkü düzenlemeler yeterli değil" diye konuştu.
Milliyet
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...