E-posta :
  Şifre :
    ► Üye olmak istiyorum
    ► Şifremi Unuttum

ESKİ MİT'Çİ ÖNEŞ: MUHTIRAYA KARŞI ÇIKIN! 

27 Nisan'da Genelkurmay'ın sitesine konulan bildiri Türk siyasetinin gidişatını etkiledi mi? Şüphesiz... Peki, "muhtıranın gölgesinde kalan" Türk siyaseti krizden aydınlığa adım atmak için ne yapmalı? Eski MİT'çi Cevat Öneş bu sorunun yanıtını arıyor.

10.05.2007 - 23:25
ESKİ MİT Çİ ÖNEŞ: MUHTIRAYA KARŞI ÇIKIN!

Emekli MİT'çi Cevat Öneş'in yazısı:

Demokrasi sınavında krizden aydınlığa yönelmek için hamleler

Muhafazakâr kesimlerin Cumhuriyet'le bütünleştirilmesi görevi sadece Adalet ve Kalkınma Partisi'nin sorunu olmayıp, siyasi yelpazede yer alan bütün siyasi partilerimizin öncelikli temel konularından biri olmalı. Öncelikle seçim süreci hukuki meşruiyet içinde sonuçlandırılmalı

Osmanlı İmparatorluğ'unun enkazı ve parçalanmışlığı üzerinde kurulan Cumhuriyetimizin nesilleri, büyük Atatürk'ün 'muasır medeniyetin üzerine çıkma' hedefine ulaşabilme gerçekliğini, yaşamlarında ulaşmak istenilen güzel bir 'rüya' olarak benimsemiştir.

Kurucu önderimiz Atatürk'ün simgeleştirdiği ve 'Türkiye vizyonu'nu ortaya koyan söz konusu hedefin gerçekleştirilmesinde atılan önemli adımlara rağmen, Cumhuriyetimizin çocukları küresel gelişmeleri yakalamaktan uzak, sosyoekonomik, sosyopolitik, sosyokültürel sorunlarının çözümsüzlüklerinin yarattığı yapı içerisinde ezilen, sürekli mutsuzluğa mahkum edilmiş bir psikolojinin baskısı altına sokulmuş durumdadır.

'Muhtıra'yı tartışmak

21 yüzyıl dünyası ve Türkiye'sinde, hangi sebeplerle olursa olsun, 27 Nisan 2007 gecesi verilen teknolojik 'muhtıra' ile sergilenen bir 'zihniyet'in yarattığı/ yaratabileceği sorunları, yeniden düşünmek ve tartışmak zorundayız.

Silahlı Kuvvetlerimizin; devlet yapımız içerisindeki önemli yeri, ülke-millet varlığımızın devamlılığının korunmasında yüklendiği hayati görev ve sorumluluğunun bilincinde olarak, meşru ve hukuki bir sistem içerisinde yapılan 'müdahale'ye karşı çıkılması, çağdaş laik-demokratiksosyal Cumhuriyetimizin bugünü ve yarınları için önemi haizdir.

Türkiye'mizin maruz kaldığı askeri darbe müdahalelerinin görünen sebepleri dışında, olayların arka planına açıklık kazandıran bilgi ve belgelerin de gösterdiği gibi global-bölgesel çıkarların "etkilediği, yönlendirdiği, şekillendirdiği" girişimlerin sebep ve sonuçları üzerinde durulması, her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının olduğu kadar, öncelikle siyasetin ve devlet kurumsal yapılarının en önemli görevlerindendir.

Tehdit algılaması

Soğuk Savaş döneminin Türk Silahlı Kuvvetleri'nin tehdit algılamasını iç güvenlik odaklı hale dönüştürdüğünü, günümüzde daha açık şekilde görebiliyoruz. Sayın Avni Özgürel gibi birçok aydın ve tarihçimizin açıkladıkları gibi 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat, 2002 süreçlerinde karşılaşılan Amerika Birleşik Devletleri etkinliği, çıkar çatışmalarının boyutlarını göstermektedir.

Soğuk Savaş döneminin stratejik, askeri-ekonomik ittifak koşullarının yaratılmasından, haşhaş ekiminin sonlandırılmasına, pazar ekonomisine geçişten, enerji kaynaklarının ve dağıtım yollarının güvenliğinin sağlanmasına, milli güç kaynaklarının kontrolüne kadar uzanan alanlardaki müdahale ve kontrollerin tüm boyutları ile görülebilmesi, siyaset kurumunun ve siyasetle bütünleşmesi gereken devlet kurumsal yapılarının öncelikli görevlerindendir. 27 Nisan uyarısına karşı çıkarken, şüphesiz uyarıyı ortaya çıkaran koşullar göz ardı edilmemektedir, edilmemelidir.

Meşruiyeti ve hukuki yeterliliği tartışılamayacak siyasi iktidarın;

Dört seneyi aşan iktidar döneminde 'Laik Cumhuriyet' hassasiyeti yüksek vasatlarda yeterli 'güven' unsurunu yaratamayışı, bu konuda olması gereken çabaları yeterince gösteremeyişi,

Kadrolaşmada partili, kıyafette şekilci, liyakat kullanımında tereddüt yaratıcı bir görüntü vermesi,

Beyinlerde kristalleşmesi gereken din ve vicdan özgürlüğünün gerçekleştirilmesi için ihtiyaç duyulan çağdaş eğitim çalışmalarının geliştirilmesi, yerleştirilmesi ve tanıtımı yerine, 'türban', 'imam hatipler', 'kuran kursları', 'bazı etkinlikler' gibi gelişmelerin oluşumu ve yönlendirilmelerinde, olması gereken kontrolün yeterince sağlanamayışı,

Laik/anti-laik, etnik ve mezhep çatışmalarının yarattığı saflaşmaların çözümleri için öncelikle ihtiyaç duyulan demokratikleşme, AB kriterlerinin uygulanabilirliğini sağlayıcı şartların yaratılması çalışmalarında gerçekleştirilemeyen süreklilik ve motivasyon, gibi gelişmelerin yarattığı hassasiyetlerin yeterince değerlendiremeyişini önemli eksiklikler olarak tespit etme durumundayız.

Önemli bir tespit

Sayın Prof. Dr. Nilüfer Göle'nin 01 Mayıs 2007 tarihli Radikal gazetesinde "Adalet ve Kalkınma Partisi'nin iktidarı Cumhuriyet'in çocukluk hastalığından kurtulması, olgunlaşması için bir fırsat. Atatürkçülüğün illa Kemalizm'le sınırlı kalamayacağı, sadece sol aydınların, laik kadınların, askerlerin korumasında olması gerekmediğini, muhafazakâr Türkiye'nin de Cumhuriyet resmi içinde olabileceğini göstermesi bakımından bir fırsat..." şeklinde yaptığı tespit, Türkiye'nin demokrasi, rejim, sistem sorunlarının çözülebilirliği meselesine de önemle işaret etmektedir.

Muhafazakâr kesimlerin Cumhuriyet'le bütünleştirilmesi görevi sadece Adalet ve Kalkınma Partisi'nin sorunu olmayıp siyasi yelpazede yer alan tüm siyasi partilerimizin öncelikli temel konularından biri olmalıdır.

Çağdaş demokrasilerdeki çoğulculuk, katılımcılık, adalet ve eşitlik kriterlerinin sağ ve sol çizgideki siyasi partilerimizin kurumsal yapıları içinde kazanacağı 'nitelik', laik-demokratik-sosyal Cumhuriyeti güçlendirirken, rejim-sistem korkularımızı da ortadan kaldırabilecektir.

27 Nisan Bildirisi'ne karşı Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarının sergilediği duruş, olması gereken meşruiyetçi-hukuki-demokratik bir tavırdır. Bildiri ile ortaya konulan hassasiyetlerin dikkate alınması önemlidir. Çözüm için, demokratik-hukuki meşruiyet içinde, halkın iradesinin şekilleneceği bir sürecin başlatılması, belki de Türkiyemiz için bir krizden, aydınlık yeni bir yola girişimizi sağlayabilecektir.

İktidar sorumluluğu

Ağır iktidar sorumluluğunu taşıyan Adalet ve Kalkınma Partisi'nin, alternatif iktidar adayları siyasi partilerimizin ve anayasal kurumlarımızın, çağdaş Türkiye vizyonu hedefleriyle uyumlu, laik-demokratik-sosyal Cumhuriyet sistemini şekillendirici, farklı politikalar içinde asgari müştereklerde bütünleşen, kurumsal yapılarının geliştirlmesine ve etik davranışlarına her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyulmaktadır.

Ankara-Tandoğan ve İstanbul-Çağlayan'da, marjinal bazı grupların yönlendirici söylem ve faaliyetlerine rağmen, yüz binlerle ifade edilebilecek bilinçli kitlelerin 'şeriata hayır, darbeye hayır' sloganında bütünleşen demokratik kararlılıkları, 'laik cumhuriyet'i koruyan gerçek sivil güçlerin dinamizminin ortaya çıkışı, demokrasimiz için önemli bir kazanç olmuştur.

Seçim sürecinin hukuki meşruiyet içinde sonuçlandırılmasında, siyasi partilerimizin, kurumların, sivil toplumun göstereceği duyarlılık, geleceğin Türkiye'sinin şekillenmesinde önemli rol oynayacaktır. Böylesi bir demokratik sınavdan geçen Türkiye, küresel gelişmeleri değerlendirebilen bölgesel ve uluslararası çıkar çatışmalarının yaratabildiği olumsuzluklara karşı tedbirlerini zamanında alabilen ve milli gücünü en iyi şekilde kullanabilen, laik-demokratik-sosyal sistemi ile örnek bir ülke olabilme şartlarını yaratabilecek potansiyele de sahiptir.

Seçimlerle şekillenecek siyasi iradenin öncelikleri arasında 'demokratik

güvenlik konsepti' ile uyumlu politikalar üretiminin yer alması gerektiğine özellikle işaret etmeliyiz. Bütünleşen ve karşılıklı etkileşim içinde olan iç ve dış politikalarımızın çözüm ihtiyacı duyduğu temel sorunlara yaklaşımın önemi ve hassasiyetleri dikkate alınarak, ilgili bakanlık ve kurumlarda yapılacak atamaların 'niteliği' cumhur'un beklentileri için temel gösterge oluşturacaktır.

Cevat Öneş: Emekli MİT müsteşar yardımcısı

RADİKAL

YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.
Üye girişi yapmadınız. Misafir olarak yorum ekleyebilirsiniz. Üye olmak için tıklayın.
  Yorumcuların dikkatine…

İmlası çok bozuk,
Büyük harfle yazılan,
Habere değil yorumculara yönelik,
Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan,
Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren,
Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen,

yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR.

Bu haber henüz yorumlanmamış...

KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
BAŞÖRTÜSÜ ÖZ DEĞİL, SEMBOLDÜR!
(TURKTİME-ERSİN TOKGÖZ) 5 bini aşkın üyesi ile Türkiye’nin ...
Emin Çölaşan Turktime'a Konuştu
(ÖZEL-TURKTİME) Türk basının usta kalemi, Hürriyet Gazetesi yazarı Emin ...
ÜNİVERSİTEDE ÇATIŞMA VİDEO
Ankara Üniversitesi'nde çıkan çatışmada 30'un üzerinde öğrenci yaralandı.
 
İKİNCİ FERHAT SARIKAYA VAKASI
Genelkurmay'ın bildirisinin endişe ve korku yarattığı gerekçesiyle Milli ...
AB MUHTIRASININ ŞİFRELERİ
Genelkurmay'ın "muhtırasına" karşı Avrupa Birliği'nin "muhtırası" arada ...
İŞTE YILIN ANNESİ - VİDEO
Özürlü torununu leğen içinde okula götürüp getiren fedakâr insan Hatice ...
 
POLİS BÖYLE VURDU VİDEO
Armutlu'da polisle çatışan göstericilerden biri keskin nişancı tarafından vuruldu.
DTP'DEN DENGELERİ DEĞİŞTİRECEK SEÇİM KARARI
Demokratik Türkiye Partisi, seçimlerde Güneydoğu milletvekillerinin dağılımını ...
TÜSİAD'DAN GERİ ADIM
TÜSİAD Başkanı Yalçındağ, Başbakan Erdoğan'ın, "Parlamento görevini TÜSİAD'dan ...
 
SOSYAL MEDYADA TAKİP ET
FACEBOOK'TA TURKTIME
TWITTER'DA TURKTIME
 
KATEGORİLER
FOTO GALERİ
VİDEO GALERİ
ETİKETLER
  •KÜNYE
  •İLETİŞİM
  •REKLAM
 
 
  •Güncel
  •Siyaset
  •Dünya
  •Medya
  •Magazin
  •Spor
  •Kültür
  •Sağlık
  •Ekonomi
  •Dünya
  •Spor
  •Kültür
  •Ekonomi
  •Sağlık
  •Medya
  •Siyaset
  •Güncel
  •Dünya
  •Spor
  •Kültür
  •Ekonomi
  •Sağlık
  •Medya
  •Siyaset
  •Güncel
  •Aktüel
Vladimir Putin
NBA
Belçika
konya
seçim
Jose Mourinho
Elif Erbakan
pkk
muhsin yazıcıoğlu