SOĞUK savaş yıllarının flaş isimlerinden ve Türkiye’de CIA istasyon şefi olarak uzun yıllar görev yapan Ruzi Nazar, geçmişe ve günümüze ışık tutacak çarpıcı açıklamalarda bulundu. İstihbarat tarihinde, Türkiye’de komünizmle mücadelenin kilit ismi olarak bilinen Ruzi Nazar, Alparslan Türkeş’in hayatında da önemli bir rol oynuyor. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Cumhurbaşkanı Abdullah Gül arasında yaşandığı ileri sürülen gerginliğin gündemden düşmediği bir dönemde konuşan Ruzi Nazar, “Erdoğan’ın gerici olduğu kanaatinde değilim, fakat Abdullah Gül için farklı düşünüyorum” dedi. Tuğrul Keskingören’e konuşan Ruzi Nazar, Alparslan Türkeş’ten Mehmet Ali Ağca’ya, Abdullah Gül’den Tayyip Erdoğan’a, darbe günlerinden yabancı devletlerin Türkiye üzerindeki emellerine kadar birçok konuda merak edilenleri anlattı. İşte Ruzi Nazar’ın ağzından o açıklamalar:
Erdoğan ve Gül:
“Recep Tayyip Erdoğan beni İstanbul Belediye Başkanı iken yemeğe davet etti, Sayın Erdoğan hakkında ne kadar gerici de deseler ben aynı kanaatte olduğumu söyleyemeyeceğim. Fakat Abdullah Gül hakkında daha farklı düşünüyorum. Gül’ün eşi Muhammed Salih’in eşi ile dost ve Muhammed Salih, Özbekistan İslami Hareketi lideri Tahir Yoldaşhov ile İstanbul’da 1997 yılında görüştü. Aynı Yoldaşhov daha sonra El-Kaide ve Taliban yanında savaşmak için Afganistan’a geçtiğinde ABD tarafından öldürüldü.”
Türkeş’in idamı:
“Amerikalılar ve Almanlar Cemal Gürsel’i Türkeş ve arkadaşlarının idam edilmemesi konusunda uyardılar. Zaten Türkeş ve arkadaşlarını kurşuna dizmek isteyen kişi daha sonra Milli Birlik Komitesi ile fikir ayrılığına düşen Cemal Madanoğlu’ydu. Madanoğlu Kürt asıllıydı ve Türkeş’ten hoşlanmıyordu. Türkeş, 27 Mayıs darbesinden sonra Adnan Menderes’i İsviçre’ye göndermek istedi, fakat Madanoğlu buna karşı çıktı.”
3 vilayet istendi:
“1946 senesinde Sovyetler Türkiye’den üç vilayet istedi. Stalin’in bu isteği aslında ABD için bir şok etkisi gibiydi. Aynı yıllarda Yunanistan da komünistler kargaşa çıkardı, Yunanistan’ı ve Türkiye’yi kaybetme korkusu duyan ABD Başkanı Harry Truman, daha sonra Truman doktrini olarak anılan Yunanistan ve Türkiye’ye 400 bin dolar para yardımı yaptı. Bu iki olay ve Truman’ın finansal desteği aslında soğuk savaşın başlangıcıydı.”
Papa’ya suikast:
“Ben Ağca’nın ismini Papa’ya suikast girişiminde bulunduktan sonra öğrendim. Sonra olayı araştırdığımda Abdi İpekçi’yi öldürdükten sonra hapise girdiğini, bunu hapisten kaçıranların Türk ordusu içindeki solcular olduğunu öğrendim. Yani solcu genç subaylar Ağca’yı hapisten kaçırıp Lübnan’a gönderdiler. Ağca Lübnan’dan Bulgaristan’a geldi ve orada belli bir süre çok lüks bir otelde kaldı. Papa John Paul Polonya’dan Papa seçildiğinde Sovyetler çok endişelenmişti. Bilhassa o dönem KGB’nin başı olan Yuri Andropov bundan çok rahatsız oldu ve Papa’nın Polonya’daki özgürlük yanlısı ve Sovyetler karşısındaki hareketlerin desteklemesinin bir şekilde önlenmesi gerektiğini düşünüyordu. Bu amaçla Varşova’daki KGB görevlisine bir mektup yazarak Papa’nın öldürülmesi gerektiğini söyledi fakat aldığı yanıt olumsuzdu. Bu sırada Bulgarlar Ağca’ya ‘Biz seni Almanya’ya sokacağız’ dediler. Böylece Ağca Almanya’ya geldi ve Türk Kültür Dernekleri Başkanı Musa Serdar Çelebi ile buluştu ve ondan bin dolara yakın para aldı. Tabii KGB bu olayı filme almıştı. Aslında Ağca’nın Bulgaristan üzerinden Almanya’ya gitmesi, Varşova KGB büro şefinin Andropov’a yazdığı Papa ile ilgili olumsuz rapor üzerine olmuştu. Papa’nın öldürülmesi ve bunun Ağca vasıtasıyla ABD’nin üzerine atılması planlanmıştı.”
Tercüman
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...