İddianamede örgütün suikast planları şöyle anlatıldı:
1- Yargıtay görevlilerine suikast hazırlığı planlaması:
İP Ankara Genel Merkez binasıda yapılan aramalarda ele geçirilen CD'nin yapılan incelemesinde; 'Yargı-Nusret Senem' isimli klasörde değişik kişilerle ilgili bilgilerin olduğu, 'Yargıtay' isimli PDF dosyasında ise elle çizilmiş basit bir kroki olduğu görüldü. Kroki binaların giriş çıkış noktalarının işaretlendiği, bu noktalar üzerine değişik işaret ve şekiller yapıldığı ve numaralandığı görüldü. Bilgilerin Ankara'daki Yargıtay binasına ait olduğu, bu bilgilerin herkes tarafından kolaylıkla temin edilmesinin mümkün olmadığı, çünkü binanın tüm giriş ve çıkış noktalarının ayrıntılı olarak belirtildiği, girişlerinden sonra güvenlik bulunan noktaların belirtidiği, hatta kilitli ya da açık kapıların dahi tespit edildiği, güvenlik kameralarının açılarının dahi belirlendiği, bunlarla da yetinmeyip binaya giriş çıkışlardaki güvenliğin ya da kameraların görmediği kör noktaların bile vurgulanarak belirtildiği görülmüştür. Emniyetten gelen yazıda bilgilerin doğru olduğu görüldü. Dolayısıyla Yargıtay binasına ait kroki ve bilgilerin Yargıtay'da görevli ve Ergenekon terör örgütüyle irtibatlı olan şahıs ya da şahıslarca hazırlandığı, binanın krokisi ve krokinin açılımı bölümünde yazan bilgilerden Ergenekon terör örgütünün Yargıtay Başkanlığında üst düzey bir yöneticiye yönelik suikast hazırlıkları yaptığı anlaşılmaktadır... Üst düzey yöneticilerinden İlhan Selçuk AKP'nin kapatılması davasından aylar önce yani 23 Ocak 2008 tarihli köşesinde 'İktidar partisi zanlı' başlıklı yazı içeriğinde 'savcı kırmızı çizgiyi çiğneyip bölücülük yada dincilik yapan siyasi partiye dava açmasın görür gününü' şeklinde bir yazı yazarak Yargıtay Başsavcısını açıkça tehdit ettiği ve kapatma davası açması yönünde etkilemeye çalıştığı, aynı İlhan Selçik, yaptığı telefon görüşmesinde de AK Partiye kapatma davası açılmasının, ülkede ekonomik kriz çıkmasının ve biraz da karışıklık çıkmasının umut olacağını söylediği de bilinmektedir...
Ergenekon terör örgütü üst düzey yöneticilerinin AK Partiye kapatma davası açılması için girişimlerde bulundukları, ele geçirilen kroki ve kroki açılımındaki bilgilerden Yargıtay üst düzey görevlilerine suikast hazırlığı yapılacağı göz önünde bulundurulduğunda, tıpkı Danıştay olayında olduğu gibi örgütün öncelikle Yargıtay Başsavcılığına kapatma davası açması yönünde etkilemeye çalıştığı, sonraki süreçte de planlarını gerçekleştirmek amacıyla suikast için her türlü planı yaptıkları, belki de söz konusu eylemler deşifre edilmemiş olsaydı örgütün bu eylemleri gerçekleştirip sonra da bu olayı davaya taraf kişilerce yapıldığı yönünde kamuoyu oluşturup darbe zemini oluşturmayı amaçladıkları değerlendirilmektedir.
2 - 2005 yılında Kara Kuvvetleri Komutanı Yaşar Büyükanıt'a suikast hazırlığı yapılması:
İP Genel Merkezi'nde el konulan CD'lerden birinde çok sayıda klasörün içinde 'Hikmet Çiçek'e ulaşanlar'/'İç isth'/'17. Müteferrik Konular' isimli klasöre gelindiğinde içerisinde 'Koruma Planı' isimli word dosyası bulundu. İçeriğinde '08 Şubat 2005' tarihli dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ın koruma planı başlıklı 9 sayfalık çizelge şeklindeki yazı olduğu, içeriğinde dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ın belirtilen tarihte İzmir ve Balıkesir illerine yapacağı ziyaretler sorasındaki koruma palanın olduğu anlaşılmıştır.
Söz konusu belge şüpheli Doğu Perinçek'e herhangi bir isnatta bulunulmadan sadece nederen,ne şekilde temin ettiği, hangi amaçla sakladığı ve bu planları başka herhangi bir kimseye verip vermediği soruduğunda; sorulan soruya cevap vermek yerine "Böyle kanun dışı saçma sapan, vatana ve millete hiyanet anlamı taşıyan işlerle bizim hiçbir işimiz olmadığını, Genel Kurmay Başkanı Emniyet Genel Müdürü, Mit Müsteşarı bilir" şeklinde beyanlarda bulunarak söz konusu koruma planı hakkında ifade vermekten kaçındığı görülmüştür. Perinçek'in şüpheli cevapları, aynı yerden ele geçirilen Yargıtay Krokileri ve İzmir Nato Karargahı krokileri ile birlikte değerlendirildiğinde, dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Yaşar Büyükanıt'a yönelik kötü amaçlı eylem ve planlar yapmış olabilecekleri düşünülmektedir.
4- Gazeteci Yazar Fehmi Koru'ya yazar orhan Pamuk'a, Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir'e, DTP Milletvekili Sebahat Tuncel ve Ahmet Türke yönelik silahlı saldırı hazırlığı yapılması olayı:
Muhammet Yüce ile Selim Akkurt arasındaki şu konuşmalar dikkat çekici:
"Bu Yenişafak gazetesinde Fehmi Koru mu ne var ya bir tane gazeteci", "O kafaya takmış tamam dedim, o bizden dedim, sen sadece ayarla dedim... sen bizi başkasına yönlendir dedim, "Yani yapacağız varsa yapalım bize destek olsun dedim", "O gazeteciyle dedim Sabahat Tuncel'i biz indirelim dedim, senin için indirelim ama dedim sende bize yap dedim", Selim'in "Gazeteci kolay ya gazeteci erkek değil mi", Muhammet'in "Erekk, Fehmi Koru var ya a... k...", "Komutan onu biz indiririz dedim, Sabahat Tuncel'i de indirelim dedim...", Selim'in "Baydemir'le O olabilir", Muhammet'in "Sabahat Tunceli dedim, o da tamam diyor, tamam da a... k... önce bir mekan lazım bize, para lazım dedim..." "
29 eylül 2007 tarihinde saat 23.58 sıralarında Muhammet Yüce ile Selim Akkurt'un arasındaki: Muhammet'in "İyi, ben şimdi bizim Fikri Albayla görüştüm de beni aradı...", ".. biri varmış İstanbul'da, o da maddi destek sağlayacak, diyor gidin ona diyor, nasıl edek", " Hı başımızı ağrıtır ama... ", "...'de ceza savcısı varmış,...ceza savcısı, bir de hakim varmış, baş hakim midir nedir, diyor onlarla da görüştürecem sizi, onlarda arkanızda ama, onların bize ne faydası olacak ki" şeklindeki konuşmaları..
02 Ekim 2007 tarihinde Muhammet Yüce'nin Çoşkun Çalık'a gönderdiği telefon mesajlarında: "Allah izin ederse Orhan Pamuk'un kurban bayramından sonra İstanbul'da konferansı varmış, gece 2 gibi toplantı çıkışı halledece, ilk başta 2 tirilyon alacaz, bunlar İstanbul'da, ama sonuçta kesin yakalanacaz, bunu bil, Hrant Dink'i vuranlar gibi tüm Türkiye bizim peşimizde olacak, haberin olsun", "Bu hafta görüşecez , Ben Sen, Halil, Fuci hazırlıklı ol", "Öyle de yok, böyle de, en azından hayatımızı kurtarırız, babalar gibi yatarız çıkarız, zaten Sedat Peker yakalanınca bizi kendi koğuşuna aldıracakmış, en büyük biz olacaz, paranın da her şeyin en iyisini yapacaz, halaoğlu bu saatten zonra buzi bu gider"
Coşkun Çalık, Muhammet Yüce'nin daha önce Ahmet türk'ü öldürme teklifinde bulunduğunu, ancak PKK'nın ailelerine zarar verebileceğini düşündüklerinden zavgeçtiklerini, daha sonra da Mehmet fikri Karadağ'ın Muhammet'e Orhan Pamuk'u öldürmeyi teklif ettiğini, Osman Baydemir konusunda da aynı şeylerin geliştiğini, Orhan Pamik'a suikast eylemini planladıklarını, eylemde tetiğe halil(kod) Selim Akkurt'un çekeceğini, kendisi ile Ayhan Çelik'in gözetleyici olacağını, Muhammet Yüce'nun de şoför olacağını, Muhammet Yüce ile arasındaki mesajlarda Fuci olarak geçen kişinin Fuci (kod) Ayhan Çelik olduğunu ve bi kişiyi Selim Akkurt'un akrabası olarak bildiğini beyan etmiştir.
Muhammet Yüce, Selim Akkurt ile Mehmet Fikri Karadağ'ı kendisinin tanıştırdığı, birbirlerine telefon numaraları verdiğini, Fikri albay'ın kendisinden dört dörtlük delikanlı bir adam istediğini, kendisinin de Selim'in telefonunu verdiğini, Fikri albayın İstanbul'da bir ote söyleyerek buluşmak için çağırdığını, sonrasında Selim'e ulaşamadığını söylediğini, daha sonra da
Kendisini Türk İntikam Tugayı-Ergenekon üyesi diye tanıtan Vatan Bölükbaşı, ele geçirile MSN görüşmelerine göre, emekli Tuğgeneral Veli Küçük tutuklandıktan sonra, Küçük'ten aldığı talimat gereği Ergenekon'a misilleme için Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek'in öldürüleceğini, bunun için silah ve tetikçi temin etmeye çalıştığı, istihbari bilgiler topladığı, gazeteci Hrant Dink'i öldüren Ogün Samast gibi irini bulmaya çalıştığı ortaya çıktı.
Radikal
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |