Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan, ''Gerek sanayi üretim endeksleri gerek kapasite kullanımları, daha kötüye gitmeyecek. Ben dip yaptığı kanaatindeyim. Artık eksiden sıfıra doğru gidiş olacağını düşünüyorum'' dedi.
Çağlayan, Türk Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜSİAD), Sektörel Dernekler Federasyonu (SEDEFED) ve Uludağ İhracatçılar Birliği (UİB) tarafından düzenlenen konferansın açılışında, küresel ekonomik krizin son derece önemli olduğunu ve geçmiş kriz tecrübelerinin bugün yaşananları açıklamaya yetmediğini belirterek, dünyanın ''kapitalizmin tarihinin ve tarifinin değiştiği bir krizle'' karşı karşıya olduğunu söyledi.
Türk ekonomisinin ise yapısal değişim ve dönüşüm döneminde, ''kabuk değiştirme'' sürecinde bu krize yakalandığını ifade eden Çağlayan, ''Her krizin dünyanın bütün sektörlerini, özellikle Türk özel sektörünü ciddi manada terbiye ettiği kanaatindeyim'' dedi.
Çağlayan, Girişimci Bilgi Sisteminin, Türk özel sektörünün neden yeniden yapılandırılması ve strateji oluşturulması gerektiğini açıkça ortaya koyduğunu ifade ederek, şu bilgileri verdi:
''2 milyon 10 bin 377 reel sektör firmasını inceledik sektörel bazda. Bunların içinde serbest meslek, finans kesimi yok. 2 milyon 10 bin 377 reel sektör firmasının, 2007 yılında 1,7 trilyon liralık bir iç toplam net satış gerçekleştirdiğini gördük. Burada yapılan ihracatı düştükten sonra, Türkiye'nin 1,7 trilyon liralık toplam cirosunun, yüzde 90'ından fazlasının iç pazarda elde edildiğini ortaya koyuyor bu... Gördük ki, 2 milyon 10 bin 377 firma içinde 888 bin ticaret perakende firması var. 2 milyon 10 bin 377 firma 1,7 trilyon lira ciro elde ederken gördük ki, 98,6 milyar lira kar elde etmiş. Yani reel sektörümüzün ortalama karı yüzde 5,6 olmuş. Şimdi, enflasyonun 8-11'ler olduğu dönemde, yüzde 5,6 karlılık da sektörleri sıkıntıya sokar. Biraz daha derinlemesine girince gördük ki, 98,6 milyar liralık kar 2 milyon 10 bin 377 işletme tarafından elde edilirken, bu karın 50 milyar lirası, yaklaşık yüzde 52'si toplam 1546 firma tarafından elde edilmiş. geriye kalan 2 milyon 8 bin 381 firma 48 milyar kar. İşte ölçek...''
Türkiye'nin, bu sayede krize en azından ''elinde radarı ve pusulası varken yakalandığını'' ifade eden Çağlayan, sektörleri izleyebildiklerini, bu sayede hangi sektörün krizden nasıl etkilendiğini ve hangi teşvikin nasıl fayda sağlayacağını hesaplayabildiklerini kaydetti.
Çağlayan, Türkiye'nin AB'ye 2014 yılında tam üye olması konusunda son derece kararlı olduklarına da değinerek, kendi bakanlığının mevzuat uyumunda 33 kriterden 21'inde doğrudan muhatap olduğunu belirtti.
''BU SEKTÖRE FAZLASIYLA İNANIYORUM, GÜVENİYORUM''
Otomotiv sektörünün Türkiye açısından son derece önemli olduğuna dikkati çeken Çağlayan, şöyle konuştu:
''Otomotiv sektörü gerçekten yüzde 60'lara varan küçülmenin yaşandığı bir sektör. Aslında küresel krizi iyi tahlil edersek, kriz önce bir finansal kriz olarak çıktı ortaya. Bakın dünyaya, Türkiye'ye, ikinci vurmuş olduğu sektör de otomotiv sektörüdür. Bu krizden en fazla etkilenen sektör otomotiv sektörüdür. Türkiye'nin bugün gelmiş olduğu durum, 22 milyar dolar geçen yıl otomotiv ihracatı yapması, bunun yaklaşık 20 milyar dolarını Avrupa'ya yapıyor olması ve Türkiye'nin otomotiv üretiminde bir üs olması, gerek nüfusuyla gerek Bursa başta olmak üzere gelmiş olduğu altyapısıyla iddia ederek söylüyorum ki önümüzdeki dönem, -bazıları bana katılmayabilir, bazıları otomotiv sektörünün Türkiye'nin geleceği açısından çok önem arz etmediğini söyleyebilir, bazıları bunu söylüyor- Türkiye otomotiv sektörü açısından geleceği en parlak olan ülkelerin en başında gelen ülkedir. Bu sektöre ben fazlasıyla inanıyorum, güveniyorum.''
Çağlayan, otomotiv sektöründe tüm tarafların stratejilerini iyi belirlemesi gerektiğini ve geleceğin parlak olduğunu ifade ederek, şöyle devam etti:
''İki kişiye bir otomobil düşüyor gelişmiş ülkelerde, bizim ülkemizde 11-12 kişiye bir otomobil düşüyor. Yani Türkiye, sadece ihracat açısından değil otomotiv sektörünün ticareti açısından da son derece önemli bir merkez. Türkiye otomotiv sektöründe doymamış, aç, dinamik bir pazar. Şimdi bunu karşılayacak, göğüsleyecek, iyi yönetecek, pazarlayacak stratejinin olması ve sektörün artık, yakıt tüketiminden çevreye varıncaya kadar, teknolojiyle donanmış, ucuz otomobilleri ve motorları ve yüzde 100 Türk mühendisinin fikir ve sınai mülkiyet hakları kendisine ait olan tasarımıyla yapacak. Gün işte varsa bugün, o gündür...''
''ATEŞİN NEREYE DÜŞTÜĞÜNÜN ÇOK NET GÖSTERGESİ''
Hükümetin kriz öncesinde, özel sektörün rekabet gücünün artırılmasına yönelik olarak SSK, işveren paylarından 5 puanlık düşüş yaptığını, bunun pro-aktif bir yaklaşım olduğunu ifade eden Bakan Zafer Çağlayan, bu tür önlemlerin başlangıçta pek anlaşılamadığını dile getirdi.
Çağlayan, ÖTV indirimi ve Kısa Çalışma Ödeneği gibi önlemlerin ise kriz sürecinde, sektöre önemli katkılar sağladığına işaret ederek, şunları kaydetti:
''Otomotiv sektöründe Türkiye'nin dev firmaları Kısa Çalışma Ödeneği'ne yaptıkları başvurularını geri aldılar. Özellikle bu ÖTV'de yapılan indirim ve stokların eritilmesi, bir ayda 40 bin küsur aracın satılmış olması, otomotiv firmalarının 24 saatlik üretime geçmiş olması, yan sanayinin yüzde 60 kapasiteye gelmesi ve yine geçenlerde Renault Mais Genel Müdürü İbrahim Aybar bey ile yapmış olduğum görüşmede, 12 bin 500 aracı Bursa fabrikasına sipariş verdiğini ifade etti. Gerçekten otomotiv sektörünü ciddi manada ilgilendiren, geçicide olsa destek veren önemli bir çalışmaydı...''
Kısa Çalışma Ödeneği'ne yapılan başvurulara ilişkin bilgi de veren Çağlayan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''2008'den 27 Nisan 2009 tarihine kadar 3 bin 299 firma, 216 bin 953 kişi için başvuruda bulunmuş. Dün itibariyle size rakamları veriyorum, Kasım 2008'den itibaren. Yapılan başvuruların bin 24 adedi kabul edilmiş ve şu anda 103 bin 234 kişi Kısa Çalışma Ödeneği'nden faydalanıyor. Yapılan başvurularda 44 bin 831 kişiyle Bursa ilk sırada, İstanbul 34 bin 161 kişiyle ikinci sırada, Kocaeli 22 bin 87 kişiyle üçüncü sırada. Aslında bu da ateşin nereye düştüğünün çok net bir göstergesi olarak değerlendirilebilir. Firma sayısına baktığımız zaman, İstanbul 825 firma ile birinci, Bursa 436 firma ile ikinci, Ankara ise 248 firma ile üçüncü sırada...''
''DİP YAPTIĞI KANAATİNDEYİM''
Bakan Çağlayan, konuşmasının sonunda diğer krizler gibi bu krizin de biteceğinin altını çizerek, şöyle dedi:
''Gerek sanayi üretim endeksleri gerek kapasite kullanımları, daha kötüye gitmeyecek. Ben dip yaptığı kanaatindeyim. Artık eksiden sıfıra doğru gidiş olacağını düşünüyorum. Şimdi kriz sonrasını planlıyor olmamız lazım bizim. Bu kötü gidişin 2009'da biteceğini düşünüyorum. Ama, kriz sonrasını dizayn etmek zorundayız, aynı zamanda bir sanayici olarak ülkeme güveniyorum ve krizi en az hasarla atlatacağımızı düşünüyorum...''
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
|
|||||
|
Bunlar da ilginizi çekebilir...