İran'ın nükleer programı ile müzakerelerde her iki tarafla da görüşen Ankara yine devrede. Dışişleri Bakanı Ali Babacan yarın İran'a gidiyor.
Dışişleri Bakanı Babacan Tahran'da Bağlantısızlar Toplantısı'na katılacak. Ancak Babacan'ın görüşmelerinin asıl gündemini İran'ın nükleer programı oluşturacak.
20 Temmuz'da Cenevre'de yapılan görüşmeler öncesinde de İran Dışişleri Bakanı Manuçehr Muttaki Ankara'ya gelmiş ve Türk yetkililerle görüşmüştü.
Cenevre toplantısının ardından da İran'ın nükleer müzakerecisi Seyid Celili İstanbul'da Babacan ile buluşmuştu. Türkiye İran'ın sorunun çözümünde diplomatik sürecin devamı için adım atmasını istiyor.
'TÜRKİYE TARAF OLMAK ZORUNDA KALABİLİR' UYARISI
Bu arada Global Strateji Enstitüsü Ortadoğu Uzmanı Özüm S. Uzun, İran'ın nükleer programına yönelik ABD ve İsrail'in askeri bir operasyon seçeneğini gündeme getirmesi durumunda, Türkiye'nin taraf olmak zorunda kalabileceğini ancak bu süreçte kesinlikle taraf olunmaması gerektiğini söyledi.
Uzun, İran'ın nükleer dosyasına ilişkin A.A muhabirine yaptığı değerlendirmede, İran'ın nükleer programının son dönemde ciddi sorunlar yaratmaya başladığını belirterek, bu konudaki en büyük sıkıntının güven eksikliği olduğunu ifade etti.
Cenevre sürecinin, BM'nin son yaptırım kararlarının ardından ekonomik sıkıntı yaşayan İran'ın diplomasiye daha önem vermesiyle gündeme geldiğini belirten Uzun, ABD ve İsrail açısından bakıldığında şu an için İran'a yönelik bir askeri seçeneğin çok muhtemel olmadığını belirtti.
ABD'nin zaten Irak ve Afganistan ile ilgili bölgede sorunlar yaşadığına işaret eden Uzun, ayrıca ABD ve İsrail'in İran'a ilişkin bazı konularda çatıştıklarını düşündüğünü söyledi.
Uzun, "ABD kısa ve orta vadede nükleer bir İran ile yaşayabilir ama İsrail'in böyle bir lüksü yok. İsrail bu nedenle askeri bir operasyon konusunda bastırıyor" diye konuştu.
ABD ve İsrail arasında karşılıklı yapılan askeri üst düzey ziyaretleri hatırlatan Uzun, ABD'nin bölgenin istikrarsız oluşu ve İran'ın elindeki askeri imkanları göz önünde bulundurarak operasyonun şu an için riskli olacağı görüşünde olduğunu kaydetti. Uzun, "Batı, 'diplomasiyi sonuna kadar kullandık ama olmadı' demek için son kozlarını oynuyor" dedi.
"TÜRKİYE KARAR VERECEK"
Uzun, İran'ın nükleer programıyla ilgili süreçte en önemli sorunun programın askıya mı alınacağı yoksa tamamen mi durdurulacağı konusu olduğunu belirtti.
İran'ın kriz yönetimini çok iyi bilen bir ülke olduğunu vurgulayan Uzun, İran'ın yumuşak bir geçiş yapıp, nükleer faaliyetlerini geçici bir süre askıya alabileceğini, ancak bunun Batı'yı tatmin etmeyeceğini söyledi.
ABD'nin, kasımda seçilecek yeni başkan göreve başlamadan önce bu konuyuçözümlemek isteyeceğini düşündüğünü ancak gelinen noktada sürece ilişkin net bir tablonunu bulunmadığını ifade etti.
Uzun, İran ile son dönemde yapılan üst düzey temaslar ile İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinecad'ın Ankara'ya yapması öngörülen ziyaretinin ise Türkiye-İran-ABD üçgeni içinde değerlendirilmesi gerektiğini söyledi. ABD ve İran'ın Türkiye'yi bu süreçte bir şekilde yanına almaya çalıştığını kaydeden Uzun, Türkiye'nin hangi kutupta yer alacağına karar vereceği bir süreçten geçildiğini sözlerine ekledi.
İRAN DA ARABULUCULUĞA SOYUNDU
Bu arada Tahran da Türkiye ile Ermenistan arasında arabuluculuğa soyundu. Türkiye-Ermenistan İş Geliştirme Konseyi Eşbaşkanı Kaan Soyak, İran'ın bu girişimini son derece olumlu ve gerekli bulduklarını söyledi.
Soyak, İran'ın Türkiye ile Ermenistan ilişkilerinin geliştirilmesi konusunda yardımcı olmak istediğini belirtti. İran'da sayıca fazla olmayan ama etkinliği ve ağırlığı çok olan bir Ermeni toplumunun yaşadığını kaydeden Soyak, İran'nın bölgedeki gelişmelerin dışında kalmak istemediğini ve bu yönde hareket ettiğini ifade etti.
10 yılı aşkın bir süreden sonra Turkiye-Ermenistan ilişkilerinde bir ilk yaşandığına işaret eden Soyak, "İlk kez İran dahil bölge ülkeleriyle Minsk Grubu üyeleri (ABD-Rusya-Fransa) Türkiye-Ermenistan sınırının açılıp, tüm sorunlarin karşılıklı çözümü konusunda hemfikirler ve elbirliği ile Turkiye ile Ermenistan ilişkilerinin normalleşmesini istiyorlar. Bu gruba en son da İran katıldı" diye konuştu.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |