Sinan Aygün, savcılık ve mahkemede sözlerine hep ''Huzurunuzda olmaktan utanıyorum'' diyerek başladı. Bugüne kadar hiçbir suçlama ile hakim karşısına çıkmadığını anlattı. Savcılıkta kendisine bir başka zanlıyı tanıyıp tanımadığı soruldu. Tanımadığını söyledi. Ancak savcı bu kişi ile telefon görüşmesini okudu. Aygün ise bir başka kişi ile konuşurken ''Merhaba demek istiyor'' denilerek telefona verilmesi üzerine konuştuğunu anlattı.
Aynı konu daha önce emniyette de gündeme gelmişti. İstanbul TEM Şube Müdürlüğünde ifadesi alınıyordu. Aygün'ün sinirleri gerilmiş, izin isteyerek bir sigara yakmıştı. Komiser ifadeyi zapta geçirirken '' Zanlı bu kişiyi tanımadığını beyan etmişse de, telefon ile görüşmeleri tespit edilmiş'' deyince ''Ama tanımıyorum. Nasıl konuştuğum belli'' diyerek itiraz etti. Bu sırada sigarasından derin bir nefes daha aldı. Stres katsayısı artmıştı. Aniden ayağa kalktı ve şöyle dedi:
- "Beni yakmak mı istiyorlar. Eğer öyleyse ben kendimi yakarım''
Ardından elindeki sigarayı hırsla koluna bastırdı. Polisler, ''Aman ne yapıyorsunuz?'' diyerek üzerine atıldı. Aygün'ün elindeki, yarısı içilmiş ve kolunda sönen sigarayı aldılar. Aygün'ün teninde, kırmızı tişörtünün rengine yakın bir iz oluşmuştu….
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...