Ülkeye ve partiye zararlılar
BAŞBAKAN Erdoğan'a yakın kurmayların açıklamaları, AKP'de bazı vekillerde büyük huzursuzluk yarattı. Vekiller, "İçimizdeki ihanet çemberini bu davayla gördük" diyor.
Yangına benzinle gidiyorlar
İŞTE bir vekil, "Brütüs, 'inatlaşmayla' kapatma davasını açtırdı. Neronlar'dan biri de AB'deki açıklamasıyla adeta yangına benzinle gitti" dedi.
Metin Özkan'ın konuyla ilgili yazısı...
AKP hakkında kapatma davası açılalı 3.5 ay oldu.
O günden bu yana siyaset dünyası toz duman.
Çıkış yolu için kimi Anayasa değişikliği öneriyor, kimi mahkemenin yapısının değiştirilmesini.
Kimi de erken seçim başta olmak üzere sandık formülleri üretiyor.
İlginçtir, bu süreçte AKP de ilk kez Türkiye’nin temel gerçekleri yerine kendi dokularını sorgulamaya başladı. Farklı siyasi yelpazelerdeki isimleri tek çatı altında buluşturmasına karşın, kapatma davasına açılana kadar birlik ve beraberlik görüntüsü sergileyen parti, son dönemde çeşitli çıkışlara sahne oldu. Hele, partide çok etkin isimlerin bile kontrolden çıkma görüntüsü vermeye başlaması, kapatma davasından çıkacak sonuçla orantılı olarak, çok karmaşık bir sürece girilebileceğini gösteriyor.
Bence AKP’nin hangi yolu izleyeceği kadar, “kendisini sorgulama” mantığına girmesinin üzerinde de dikkatle durulmalı. Çünkü bu durum, davanın neticelenmesinin ardından milletvekillerinin istikametlerini çizmelerinde başlıca belirleyici faktör olacak.
Brütüs kim?
Yapılan değerlendirmelere gelince...
Sohbet ettiğim bir AKP’linin samimi olarak yaptığı, “İçimizde Brütüs ve Neronlar olduğunu da bu davayla gördük” tespiti, sanki hesaplaşmanın bir işareti gibi. Başbakan’a yakın kurmayların da işin içinde olması, hedefteki ismin Erdoğan olduğunu gösteriyor.
Peki AKP’li vekil, “Brütüs ve Neronlar” diyerek kimleri kastediyordu?
Daha da önemlisi, AKP içinde kimler yüzde 47’lik oya karşın, partiyi yüzde 34’lük günlerini bile arar hale getirmişti?
Merak ettiğimiz soruyu yönelttiğimizde, aldığımız yanıtlar, aslında herkesin “Acaba” dediği birçok noktaya da ışık tutuyordu.
“Brütüs, kapatma davasına uzanan yolu açtı” diyen vekilin değerlendirmesi aynen şöyle:
“Başbakan Erdoğan, 22 Temmuz seçimleri öncesinde ne demişti?
‘Cumhurbaşkanlığı seçimi için uzlaşma ararız...’
Peki Erdoğan’ın bu mesajına karşın işi tarikat baskısıyla da inatlaşmaya götürerek, Köşk sürecini kim tartışmalı hale getirdi?
‘Uzlaşma’ yerine ‘inatlaşma’ adımıyla, kapatma davasına giden yolu kim açtı?
Bir anlamda Köşk inadı birilerini hedefine ulaştırsa da, ‘Brütüs’ün hançeri’ gibi sırtımıza saplandı. Sanırım Brütüs’ün kim olduğunu söylememe gerek yok...”
Neron kim?
Peki ya ‘Neron’ olarak kim kastediliyor?
İlginçtir; yanıt yine Erdoğan’a en büyük desteği sağlaması gereken isimleri işaret ediyor.
Yani bir değil, birden çok Neron var...
Neronlar da, kapatma davasının ardından ortaya çıkmış. Başbakan, hemen tüm toplantılarda vekillere “İtidalli olun, partiyi sıkıntıya sokacak açıklamalardan kaçının” mesajı vermişti.
Ancak bu süreçte, bazı isimlerin çıkışlarıyla ortam sıkça gerildi.
Vekilin yorumu şöyle:
“Bazıları yangına benzinle gitti. Doğru olsa bile bir bakan’ımız hiç gereği yokken ve zamanı değilken, AB’de ‘Türkiye’de Müslümanlar dinini yaşayamıyor’ dedi. Tam bu tartışma kapanırken, bir parti yöneticisi de ABD gazetesine ‘Atatürk devrimleri travma yarattı’ açıklaması yaptı. Durduk yerde, gerilim yaratacağı bilinerek, üstelik Başbakan da ‘partiyi sıkıntıya sokacak açıklamalardan kaçının’ derken, bunlara nasıl bir anlam yüklenebilir? Bunlar yangına benzinle gitmek değil de nedir? AKP’yi zor durumda bırakacak, hatta ek iddianameye bile yol açacağı söylenen bu ifadelerin bize hizmet etmediği kesin. Peki kimin ekmeğine yağ sürüyor? Yoksa, ortada bir Neron-Brütüs işbirliği mi var?”
Hedefleri kim?
Sorular, sorular, sorular...
Senaryoları yönlendiren AKP dışında başka güçlerin olduğu ve hedefte Başbakan Erdoğan’ın bulunduğu ortada.
Şu noktanın altını çizelim: Kim, ne derse desin, Başbakan Erdoğan, farklı siyasi yelpazelerden gelenlerce oluşturulan “AKP’nin zembereği”ni tutan ve tutabilecek tek isimdir.
Şu ana kadar sergilediği performansla da bunu gösterdi.
Eğer Başbakan’a siyasi yasak gelirse, AKP’nin zembereği de boşalabilir. Bu durumda, çok parçalı bir yapının ortaya çıkması kaçınılmaz görünüyor. Tarikatın etkili olduğu milletvekilleri, Güneydoğu’dan seçilen vekiller, sola açılım sonucu AKP’ye gelenler, orta yolcular, ANAP ve DYP’den geçenler farklı farklı istikametler çizebilir.
Yeni oluşumların da AKP hakkında verilecek kararı beklediğini düşündüğünüzde, 6 ayda kurularak iktidara gelen AKP’nin, yine kapatma davası açılmasının ardından 6 ayda tarihe karıştığı bile ortaya çıkabilir.
Tam tersine, “kapatmama” yönünde verilecek bir karar da, AKP içindeki Neron ve Brütüslerin ayıklanmasına gidecek bir süreci açabilir. Erdoğan etrafında daha büyük bir bütünleşme gerçekleşebilir.
Başbakan Erdoğan bence kararın ardından, yakın çevresindeki Brütüs ve Neronlardan kurtulmuş biri olarak çok daha rahat ve kararlı hareket edecektir.
İşte o zaman ‘inatlaşma’ yerine ‘uzlaşma’ anahtarı çevrilirse, bu durum AKP kadar, Türkiye’nin de kazanımı olacaktır.
Tercüman
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |