E-posta :
  Şifre :
    ► Üye olmak istiyorum
    ► Şifremi Unuttum

ABD'nin Derin Gazze ikilemi NE YAPACAĞINI ŞAŞIRDI!

Obama yönetimi İsrail'i kınamaktan geri dururken, Gazze'deki durumu 'sürdürülemez', diye niteledi ama ablukanın kalkmasına da destek vermedi

3.06.2010 - 07:05
ABD nin Derin Gazze ikilemi

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun ABD’deki temaslarının ardından Obama yönetimi İsrail’in uluslararası yardım konvoyuna saldırısını kınamaktan geri dururken, Gazze’deki durumu ‘sürdürülemez’, ‘kabul edilemez’ diye niteledi ama ablukanın kalkması taleplerine destek vermedi. Saldırıyla ilgili BM Güvenlik Konseyi başkanlık açıklamasında acilen, tarafsız, şeffaf soruşturma istenirken, ABD soruşturmayı İsrail’in yürütmesinde ısrar etti.
Filistin Yönetimi Batı Şeria’yı, Hamas Gazze’yi yönetirken, Washington sadece Filistin Yönetimi’ni tanıyıp Hamas’ı ‘terör örgütleri’ listesinde tutuyor. ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, Davutoğlu ile görüşmesi sonrası, Gazze’deki durumun sürdürülemez ve kabul edilemez olduğunu, Filistinlilerin sürdürülebilir insani yardım ve yeniden yapılanma malzemesine düzenli erişim için  meşru ihtiyaçlarının teminat altına alınması gerektiğini söyledi. 

BM açıklamasına destek
Ancak İsrail ablukasının kalkmasını dile getirmeyen Clinton, İsrail’in de meşru güvenlik ihtiyaçlarının karşılanması gerektiğini belirtti. Amerikalı bakan, yeniden yapılanma ve inşaat malzemesini de içeren insani yardımlara yeterli erişimin sağlanması için uluslararası bağımsız kuruluşlar ve BM ile beraber, İsrail ve Filistin yönetimleriyle yakından çalışmaya devam edeceklerini kaydetti.
ABD Başkanı Barack Obama gibi Clinton da uluslararası konvoya saldırıyla ilgili kınama dile getirmezken, BM Güvenlik Konseyi başkanlık açıklamasının soruşturmayla ilgili maddesini en güçlü biçimde desteklediklerini, İsrail’in bu maddedeki kriterleri karşılayan bir soruşturma yapmasına destek verdiklerini, güvenilir bir soruşturma için uluslararası katılıma da açık olduklarını duyurdu. ABD Dışişleri sözcüsü Philip Crowley de, uluslararası bağımsız soruşturmayı “Eylemi yapan İsrail güçleriydi. Bu soruşturmayı yürütmede en iyi pozisyondaki ülkenin de İsrail olduğuna inanıyoruz. Daha geniş katılımın nasıl olabileceği konusundaki fikirlere de açığız” diye reddetti.
Beyaz Saray sözcüsü Robert Gibbs ise, basın toplantısında gazetecilerin konuyla ilgili sorularıyla fena terledi. “Obama Gazze’ye ablukanın kalkması için uluslararası çağrıyı destekliyor mu” sorusunu önce “Gazze’deki insani durumdan endişeliyiz” diye geçiştirmeye çalışan Gibbs, ‘Peki ya ablukanın kalkması’ ısrarı karşısında “Hayır. Abluka Hamas’ın eline silah geçmemesi için” dedi. “BM Güvenlik Konseyi başkanlık açıklamasında ölümlere yol açan eylemler kınanıyor. Ama bunlar İsrail’in eylemleri mi, belirtilmiyor” hatırlatmasını “Açıklama çok açıktı” diye geçiştirmeye çalışan sözcü, ‘Peki kimin eylemi kınanıyor’ ısrarı üzerine “Bu ancak soruşturmayla belli olacak” dedi, ama yine ‘Tam olarak kimin eylemleri kınanıyor’ sorusuyla karşılaştı. “Belki açıklama bu konuda çok açık değildi, ama can kayıplarını kınıyoruz ve derinden üzgünüz” karşılığını veren Gibbs, bu kez “Böyle şiddetle kınanması gereken bir olay için derinden üzgün olmak ne demek? Bunu bize yapsalar silahlarla karşılık veririz” çıkışıyla karşılaştı. “Ölenleri hiçbir şey geri getiremez” diyen Gibbs, ‘Bu hareket uluslararası hukuku çiğnemedi mi’ sorusundan “Ben uluslararası hukukçu değilim” diye kaçmaya çalıştı. ‘Bu olaya ABD’nin bağımsız tepkisi yok mu, niye tümüyle BM Güvenlik Konseyi açıklamasına atıfta bulunuyorsunuz’ sorusunu da “Açıklamayı oyladık ve destekledik. Bu yüzden” diye geçiştirdi. 

‘ABD önceden bilmiyordu’
Bu olayın yarattığı küresel öfkenin Obama’nın Müslüman dünyayla ilişkileri onarma çabalarını bir gecede mahvedip mahvetmediği sorusu üzerine büyük bir etkisinin olmayacağını savunan Gibbs, yine sorular üzerine, ABD’nin, İsrail’in gemilere saldıracağından önceden bilgisi olmadığını, Türk-Amerikan ilişkilerinin etkilenmesini beklemediklerini, Obama ile Erdoğan’ın önemli birer dost olduğunu ve iki ülke arasındaki ilişkilere büyük değer verdiklerini söyledi.
Dışişleri sözcüsü Crowley ise ki saat 15 dakikalık Clinton-Davutoğlu görüşmesinin planlanandan çok uzun bir görüşme olduğunu, hem Gazze meselesi hem de İran konusunun ele alındığını belirtti. Sözcü, hem Clinton hem de Davutoğlu’nun, iki müttefik olarak burada bulunduklarını ve bölgede önemli hissiyatlara yol açan çok trajik olaylar üzerinde çalışmakta ortak çıkarlarının olduğunu birçok kez tekrarladıklarını aktardı. 

Telefon trafiği
Obama İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu ile telefonda üç kez görüşürken, Crowley de Clinton’ın telefonda görüştüğü İsrail Savunma Bakanı Ehud Barak’a  can kayıpları ve yaralanmalardan ve bunun bölgedeki hissiyatlara yönelik etkisinden duyduğu kaygıyı dile getirdiğini anlattı. Sözcü, “Clinton, ABD, İsrail ve diğer ülkeler açısından, olanların ışığında neler söylediğimiz ve neler yaptığımız hususlarında çok dikkatli olmamız gerektiğini ifade etti. Yaşanan olay çok ciddi. Can kayıpları trajik. Kimsenin önceki gün olanların bir daha yaşandığını görmeyi istemediğini düşünüyorum” diye konuştu.
Davutoılu’nun özel bir talepte bulunmadığın söyleyen sözcü, görüşmenin İran bölümünü aktarırken “Önümüzdeki günlerde de Türkiye ile konuşmaya devam edeceğiz ve Türkiye, BM Güvenlik Konseyi’nde yaptırım tasarısı oya sunulduğunda bir karar vermek durumunda kalacak” vurgusu yaptı. Sözcü, İsrail’in yardım gemilerine saldırısının, İran’a karşı güçlü yaptırımlar getirilmesi çabalarını karmaşıklaştırıp karmaşıklaştırmadığı sorusuna da ‘Hayır’ yanıtını verdi. (aa)

YORUMLAR
Toplam 1 yorum var, 1 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.
Üye girişi yapmadınız. Misafir olarak yorum ekleyebilirsiniz. Üye olmak için tıklayın.
  Yorumcuların dikkatine…

İmlası çok bozuk,
Büyük harfle yazılan,
Habere değil yorumculara yönelik,
Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan,
Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren,
Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen,

yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR.
Özay Atay 3 Haziran 2010 Perşembe 10:34

Anlaşılan katillerin devşirmesi Obama "yes,we can" derken katil Bibi'ye söylüyormuş bunu.Öldürmeyi ve katillere sahip çıkmayı başardığı kesin.Netanyahu ile habire paslaşıp birbirlerine sesleniyorlar "YES,WE CAN".Obama'nın yapacağı tek şey var artık bundan sonra.Haybeye verilen "Nobel Barış Ödülü"nü kıçına taksın(!) öyle gezsin.Umut diye dünyaya sundukları adama bakın,basiretsiz,iktidarsız,beceriksiz,yalancı zavallının biri.Yaldızları pek çabuk döküldü..

Yorumu oyla      18      10  
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
İsrail Barbarlığına Karşı Dünya Tek Ses Oldu: Abluka Kaldırılsın, Gazze Özgür Olsun!
İsrail’e dünyanın dört bir yanından tepki yağmaya devam ediyor. İsrail’e ...
Bu Fotoğraf İsrail'i Çıldırttı
İsrail yardım konvoyuna saldırısının ardından dünyanın her yanında Türk ...
Saldırının faturası ABD'ye çıkacak
İsrail'in insani yardım götüren gemiye saldırısının ardından Gazze'ye ...
 
Rus İstihbaratından Dünyayı Hoplatan Haber:
Rus iç istihbarat servisi olan Federal Güvenlik Servisi (FSB) Başkanı ...
Auschwitz Dramını Yaşayan Meyer:
İsrail'in Gazze'ye insanî yardım götüren gemilere yaptığı saldırı, Türkiye'de ...
Kıbrıs'a yeni özel temsilci atandı
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki-Mun, BM'nin Amerikalı üst düzey ...
 
De Soto'dan Kıbrıs İtirafı:
Kıbrıs sorunu 2004'te tam çözülecekken fiyaskoyla sonuçlandı. BM'nin o ...
Bu da Japonya Demokrasisi:
Japonya’nın “uzaylı” lakaplı başbakanı Yukio Hatoyama, Okinawa’daki ABD ...
Yunanistan'da Özelleştirmelere Gidiliyor
Yunanistan'da hükümetin, piyasalardaki durgunluğa çare bulunması, ekonomik ...
 
SOSYAL MEDYADA TAKİP ET
FACEBOOK'TA TURKTIME
TWITTER'DA TURKTIME
 
KATEGORİLER
FOTO GALERİ
VİDEO GALERİ
ETİKETLER
  •KÜNYE
  •İLETİŞİM
  •REKLAM
 
 
  •Güncel
  •Siyaset
  •Dünya
  •Medya
  •Magazin
  •Spor
  •Kültür
  •Sağlık
  •Ekonomi
  •Dünya
  •Spor
  •Kültür
  •Ekonomi
  •Sağlık
  •Medya
  •Siyaset
  •Güncel
  •Dünya
  •Spor
  •Kültür
  •Ekonomi
  •Sağlık
  •Medya
  •Siyaset
  •Güncel
  •Aktüel
Club Brugge
big ben
TV8
Yükseköğretime Geçiş Sınavı
Manchester City
Milwaukee Bucks
İtalya
ismail kartal
çözüm süreci