E-posta :
  Şifre :
    ► Üye olmak istiyorum
    ► Şifremi Unuttum
Günün haberleri| Günün manşetleri| Gazete manşetleri| Künye| İletişim| Reklam| RSS| Üye Girişi| Üye Ol

367 Sabih de Konuştu... Gönül İsterdi ki...

"Gönül isterdi ki Anayasa Mahkemesi Başkanı tavır alsın..." İşte her hukuki taretışmanın vazgeçilmez tartışmacısı Sabih Kanadoğlu'nun son gelişmeler hakkında yaptığı değerlendirmeler...

23.05.2008 - 15:03
367 Sabih de Konuştu...

"Kapatma davasının açılmasından itibaren siyasi iktidarın yargı üzerinde baskı kurma isteği ve eylemleri olayları bu noktaya getirdi. Bu, demokrasiye bakış açısındaki tutarsızlık ve kuralsızlık anlamına da gelmektedir. Çünkü, demokrasi Cumhuriyetimizin de dayandığı bir takım temek kurallar üzerine kurulmuştur. Bu; laik devlettir, ulus devlettir ve hukuk devletidir. Hukuk devleti dediğimiz zaman her şeyden önce kuvvetler ayrılığı gelir. Kuvvetler ayrılığı anayasada, 'herhangi biri diğerinden üstün değil, bir medeni işbölümüdür' diye tanımlanmıştır. Şimdi siz seçimde aldığınız oya güvenerek, çoğulcu değil çoğunluklu bir görüşle, 'Ben millet iradesini temsil ediyorum, istediğim her şeyi yaparım düşüncesine varır ve yeni anayasa yapmak için yola çıkarsanız varacağınız yer burasıdır. Kapatma davası açıldıktan sonra, bu kapatma davasını anayasadan aldığı yetkiyle bir görev biçiminde yerine getiren Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nın uğradığı haksız, yersiz ve iğrenç saldırıların yargıyı etki altına almaya yönelik girişimler olduğu açıktır. Siyasi iktidar, iddianamenin asılsız olduğunu ortaya koyacak bir savunma yerine, iddianameyi düzenleyen savcı üzerinden Anayasa Mahkemesi'ne gönderme yapmayı tercih etmiştir. Ve bu yolu da tutarken içten, dıştan gelebilecek her türlü desteğe kapılarını açmıştır. Yargının bu şekilde baskı altına alınması çabaları o raddeye varmıştır ki bırakın yargı bağımsızlığını, devletin bağımsızlığı tartışılır hale gelmiştir. Hazırlanan Anayasa taslağının yargı bölümü kamuoyuna açıklanmadan ABD'ye götürülmüş olması ve arkasından yargı reformu stratejik taslağının bakanlık kulislerinde bürokratlar tarafından hazırlanıp yüksek yargıya, barolara ve kamuoyuna sunulmadan AB Komiseri'nin tasvibine sunulması bardağı taşıran son damla olmuştur. Çünkü bu taslak, gelecek 5 yıl içerisinde yargının düzenlenmesini göz önüne almaktadır. Ve bu düzenleme hem yasamanın hem yürütmenin siyasi iktidara yatkın, yandaş bir yargı yaratma düşüncesinin ürünüdür.

Yargıya baskı olayı somut olarak kapatma davasından sonra başladı. Ama düşünce olarak 22 Temmuz seçimlerinin zaferinin kendine özgü yargı yaratma çabası ile sipariş verilen ve o siparişle hazırlanan yargı ile ilgili taslakla ortaya çıktı.

YARGITAY BİLDİRİSİ SİYASİ Mİ?

Yargı kesinlikle siyasetle uğraşmaz. Yargının adli mahkemeler yönünden en üst mahkemesi Yargıtay'dır. Eğer niyetler yargı bağımsızlığını ortadan kaldırma derecesine varmışsa, bunun işaretleri çok açık biçimde ortaya dökülmüşse, Yargıtay, önce yargı bağımsızlığını, o olmazsa olmayacak hukuk devletini ve o hukuk devletinin de demokrasinin ana temeli olduğunu göz önüne alarak millete durumu anlatmak durumundadır. Yargıtay millet adına karar vermektedir. Ve bu bildiri hukuki temele kesinlikle dayanmaktadır. Zaten bu bildiriyi yayınlayan Başkanlar Kurulu, Yargıtay Başkanı başkanlığında 2 başkanvekili ve 32 daire başkanından oluşan 35 kişilik bir kuruldur. Siz bu kurulun bildirisine 'Dam üstünde saksağan' diyeceksiniz, 'siyasidir' damgasını vuracaksınız ve ondan sonra da Yargıtay'ı siyasi bir bildiri yayınlamakla suçlayacaksınız. Bununne izanla, ne insafla, ne akılla, ne mantıkla ilgisi vardır. Bildirinin siyasi olduğunu ilan etmenin ötesinde o bildirinin içeriğini incelemek gerekir. O bildirinin içinde yazılanlara karşı siyasi iktidar ne düşünmektedir.

GÜL, SÜRECE MÜDAHALE EDEBİLİR Mİ?

Anayasanın 104'üncü maddesine göre Cumhurbaşkanı hem Türkiye Cumhuriyeti'ni hem de Türk milletinin birliğini temsil eder. Anayasanın uygulanmasını ve devlet organlarının uyumlu çalışmasını sağlamakla da görevlidir. Ve bunun için de tarafsız bir kişilik göstermesi şarttır. Bu sorun herhangi bir şekilde kurumlar arasında ana temelden ayrılarak bu ana temellerin dışında ortaya çıkmış bir anlaşmazlık değildir. Demokrasiye, hukuk devletine ve yargı bağımsızlığına bakıştaki derinn ayrılıktan doğmaktadır. Bu sorunun giderilmesi için Cumhurbaşkanı'nın olaya müdahale etmesi normal şartlarda beklenebilir, istenebilir. Ancak Cumhurbaşkanının bu sorunu çözme yeteneğinde bir kişilik taşıması ve yapacağı müdahalenin de sonuç getirmesi gerekir. Ben Cumhurabşkanı'nın geçmişteki tutumu, davranışı ve söylemleriyle herhangi bir şekilde bu olaya müdahil olup tarafsız bir şekilde sorunu çözebileceği kanısında değilim. Eğer bu müdahil olma sonucunda olumlu sonuç alınamazsa rejim krizi doğar.

NE YAPMALI?

Bugün Türkiye'de siyasi partilerde demokrasi yoktur. Genel sultası, egemenliği vardır. Bugün Türkiye'de bir siyasi parti genel başkanı kendisini seçecek olan delegeyi üstten alta doğru düzenleme şansına sahiptir. Milletvekillerinin isimlerini ve sıralarını genel başkan seçmektedir. Hatta iş o noktaya gelmiştir ki; genel başkan tek başına Cumhurabaşkanı'nı atamak durumundadır. Şimdi bir Başbakan düşünün ki meclisin tamamını kendisi seçmektedir, Cumhurbaşkanı'nı kendisi seçmektedir, şimdi de sıra yargıya gelmiştir. Eğer yargıyla ilgili düzenlemeler kabul edilirse bu doğrudan doğruya bir dikta rejimi olur. Bu hevesin yarım bıraktırılması gerekir.

AKP KAPATILMAZSA NE OLUR?

Bu süreç aynen devam eder. Eğer kapatılırsa laiklik karşıtı odak olmasına neden olanlara siyasi yasak gelir. Demokrasi sekteye uğramış da olmaz.

AKP KAPATILIRSA ERDOĞAN'IN SİYASİ DURUMU NE OLUR? YENİDEN SEÇİLİP BAŞBAKAN OLABİLİR Mİ?

Anayasanın 69. maddesi çok net bir biçimde bu yasağa uğrayan kişilerin herhangi bir partide kurucu, yönetici ve denetici olamamalarıyla sınırlandırmıştır. 1999'a kadar siyasi partiler yasasında aday da olmazlar biçiminde bir hüküm vardı. 99'da bu kaldırıldı. Yani bugün siyaset yasağı alan herhangi bir kişi bağımsız aday olarak seçime girebilir ve milletvekili seçilebilir. Bu şekilde meclise giren bir kişinin Cumhurabşakanının görev vermesi halinde Başbakan olmasına herhangi bir engel yoktur.

BU GERGİNLİK KAPATMA DAVASINA ETKİ EDER Mİ?

Etkisi olmaz. Psikolojik olarak bir baskı da yaratmaz. Aksine rahatlatır. Çünkü bugüne kadar siyasi iktidarın desteklediği dış baskıdan Anayasa Mahkemesi bunalmış durumdadır. Bunalmaması da mümkün değildir. Ve ne yazıktır ki Anayasa Mahkemesi'ni bu şekilde baskı altına almaya çalışan olaylara karşı bildiri Anayasa Mahkemesi'nden değil de Yargıtay ve Danıştay'dan gelmektedir. Yargı organlarının dayanışması yargı bağımsızlığının sağlanması konusunda oldukça önemlidir. Gönül isterdi ki Anayasa Mahkemesi Başkanı, kendisine yapılan bu telkin, tavsiye ve dayatmalara, özellikle dıştan gelenlerine sert bir şekilde tavır alsın, bunu protesto etsin, dışlasın ve bunların yinelenmesi yolunu kapatsın. Onun için bu bildiriler Anayasa Mahkemesi'nin, görülmekte olan davada daha sağlıklı bir çalışma yapmasını sağlar.

Ama eğer bu olayların ve anlaşmazlıkların önüne geçilmez ise korkarım ki ülke bir rejim krizine sürüklenir.

Habertürk

YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.
Üye girişi yapmadınız. Misafir olarak yorum ekleyebilirsiniz. Üye olmak için tıklayın.
  Yorumcuların dikkatine…

İmlası çok bozuk,
Büyük harfle yazılan,
Habere değil yorumculara yönelik,
Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan,
Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren,
Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen,

yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR.

Bu haber henüz yorumlanmamış...

KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Kızılay Başkanı Küçükali Turktime'a Konuştu: Veli Küçük'ün Kızılay’dan İhale Aldığını Sizden Öğrendim!
Kızılay Genel Başkanı Tekin Küçükali'den Turktime'a çarpıcı açıklamalar: ...
Türköne Konuşuyor: Eşimle Aram Kötü Olursa, Ak Parti'ye Muhalefet Ediyorum… MİT İşe Yaramaz, İlhan Selçuk Faşist, Çatlı Arkadaşımdı... Türkeş Bana Komünist Derdi…
Zaman’dan başka gazetede yazmam… Çok yakında medya savaşı çıkacak… Milliyetçilik ...
Cem Uzan Turktime'a Konuştu: Beni Kesebilirsin, Öldüerbilirsin ama Bana İnananlara İhanet Ettiremezsin!!!
Genç Parti Genel Başkanı Cem Uzan Türk Basınında evinin kapılarını ilk ...
 
MENDERES TURKTİME'A KONUŞTU! : “AĞAR, DEMOKRASİNİN YANINDAN BİLE GEÇMEMİŞTİR!”
Sağ siyasetin patent sahibi ve DP’nin biyolojik ve siyasi varisi Aydın ...
BAŞÖRTÜSÜ ÖZ DEĞİL, SEMBOLDÜR!
(TURKTİME-ERSİN TOKGÖZ) 5 bini aşkın üyesi ile Türkiye’nin ...
Emin Çölaşan Turktime'a Konuştu
(ÖZEL-TURKTİME) Türk basının usta kalemi, Hürriyet Gazetesi yazarı Emin ...
 
Hain Saldırı İnternette
PKK'nin gerçekleştirdiği Aktütün Karakolu saldısının görüntülerini internete koydular.
MTA, Konya Ovasında Su Buldu
Küresel ısınma, kuraklık ve susuzlukla kıvranırken, Konya Ovası’nda yerin ...
Yargıtay Hakkında Suç Duyurusu
MAZLUMDER, Yargıtay bildirisi için Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvurarak, ...
 
SOSYAL MEDYADA TAKİP ET
FACEBOOK'TA TURKTIME
TWITTER'DA TURKTIME
 
KATEGORİLER
FOTO GALERİ
VİDEO GALERİ
ETİKETLER
  •KÜNYE
  •İLETİŞİM
  •REKLAM
 
 
  •Güncel
  •Siyaset
  •Dünya
  •Medya
  •Magazin
  •Spor
  •Kültür
  •Sağlık
  •Ekonomi
  •Dünya
  •Spor
  •Kültür
  •Ekonomi
  •Sağlık
  •Medya
  •Siyaset
  •Güncel
  •Dünya
  •Spor
  •Kültür
  •Ekonomi
  •Sağlık
  •Medya
  •Siyaset
  •Güncel
  •Aktüel
borsa istanbul
hamza hamzaoğlu
Serdar Ortaç
ölüm haberi
Kuzey Kore
Kırgızistan
Zlatan Ibrahimoviç
Barack Obama
Çaykur Rizespor