![]() |
Talat Atilla Özel Viski Kokusu! Suikast! Altaylı Hapiste de Gazeteci! 144 Senedir Yaşıyor! |
![]() |
Cengiz Altınsoy Eline çekiç alan, her şeyi çivi gibi görür |
![]() |
Adnan Küçük TÜRKİYE’DE BİR DAHA 15 TEMMUZ İHANET KALKIŞMASI YAŞANIR MI? |
![]() |
Tuğba AYAN Hoş geldin Hıdrellez |
![]() |
Melike Topuk Tik tak işleyen benlik |
![]() |
Zahide Guliyeva ANNELİK NEDİR BİLİYOR MUSUN? |
![]() |
Derya Çöl Neden daha iyi ve erdemli olmalıyız? |
![]() |
Seyhan Korkmaz KÖR NOKTANIN ANATOMİSİ |
![]() |
Kıvılcım Kalay LİMANDAKİ SEVGİLİLER |
![]() |
Canan Sezgin Haziran’ın ışığında: Yeni umutlara yolculuk! |
![]() |
Tuğrul Sarıtaş İz bırakan bir gazeteci ve siyasetçi Altan Öymen Hocam |
![]() |
Tekin Öget HAÇLI SİYONİST İTTİFAKINA KARŞI KUDÜS İTTİFAKI |
![]() |
Esra Süntar KALABALIKLAR İÇİNDE KENDİNE SESİNİ DUYURABİLİR MİSİN? |
![]() |
M. Kürşat Türker Bazen rakamlar veya harfler sıralanarak gelir |
![]() |
Ersan Yıldız Volkan abi |
![]() |
Haktan Kerem Ural BİR SANİYESİNE BİLE HÜKMEDEMEDİĞİMİZ BİR HAYAT İÇİN, BU KADAR FIRILDAK OLMAYA GEREK YOKTUR! |
Geçen gün bir TV kanalındaki sohbette, “Aktör ve aktrislerimizin tamamı, Türk Sineması’nda tam olarak değerini bulmuştur. Sahici bir sinemamız oldu.” sözüne denk gelince, bu yazı kaçınılmaz oldu.
60’lı yıllarda ateşlenen, 80’li yılların ortalarına kadar içimizi ısıtan bir Türk sineması vardı.
Elle çizilmiş afişlerini bile saatlerce seyrettiğimiz, çan sesine benzeyen gong sesine bile meftun olduğumuz büyülü bir Dünya’ydı Yeşilçam.
Açık hava sinemalarının kapanış dönemleri ile, Türk Sineması’nın gerileme döneminin eş zamanlı başladığını düşünüyorum.
Sinema’ya olan sevda o kadar büyüktü ki;
Beyazperde’ye düşen her lekeyi ya görmezden geldik, ya da ellerimizle sildik.
Örneğin; Star kavramına o kadar iştahlıydık ki, Ayhan Işık gibi rol yeteneği sıfıra yakın bir sanatçımızı, sırf kaşı gözü yerinde diye, kral ilan ederek bağrımıza bastık.
Türkan Şoray’ı sultan ilan ederken, Hülya Koçyiğit, Fatma Girik ve Filiz Akın’ı, taca ortak etmek için, “Türk sinemasının 4 yoncası” diye lanse ettik.
Kötü etmedik elbette ama illa bir kral ve kraliçe bulmak zorunda mıydık acaba?
Tac takmadığımız onlarca sinema değerimizi ötekileştirmiş, her şeyde olduğu gibi yeni bir sınıf oluşturmuş olmadık mı?
Ya sahicilik?
Avrupa sineması ile en keskin ayrıldığımız nokta, tam da burası oldu.
Seyirciyi sürekli bir masal Dünya’sında yaşamaya iten Türk Sineması, az sayıda başyapıt eserler çıkarsa da, sahicilikten uzak kaldı.
1960 ve 1975’li yıllara kadar sahiciliği bir miktar yakalayan Yeşilçam, özellikle 1980 sonrası ucuz, içeriksiz ve taklit filmlerle çıtayı iyice düşürdü.
Sanat adına yapılan filimler, halkın anlamadığı filimler olarak gişeye sürülürken, filimi izlemeyen seyirciye de, “Anlamıyorlar!” yaftası yapıştırıldı.
Türk Sineması’nın geldiği noktayı en iyi özetleyen filim; Recep İvedik serisidir!
Çünkü; Tüm zamanların 1 numarası o!
Talat Atilla/Güneş
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
Bu yazı 26146 defa okunmuştur. |
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
|
|||||
|
|
|||||
|
|
|||||
|
|
|||||
|
|
|||||
|