Doğan Grubu gazetelerinden Vatan geçen hafta Sabah ve ATV’ye talip olanların listesini yayınladı.

Listenin tamamı Başbakan’ın yakın çevresinden oluşuyor.

Cüneyd Zapsu, Hasan Doğan, Cihan Kamer gibi isimler.

Doğrusu haberi okuyunca güldüm. Bugün Türkiye’nin ikinci büyük medya grubunun alıcıları arasında adı geçenler, çok değil bundan 5 yıl önce gazete satın almak deyince, bakkaldan gazete almaktan öte bir iş yapamayacak isimler. 

Tabii Sabah ve ATV’nin taliplileri sadece bunlar değil.

Öyle olmadığını Vatan ve Doğan da biliyor ama böyle takdim etmek işlerine geliyor.

Bunların Başbakan’a yakınlığını ön plana çıkarıp, gizledikleri diğer alıcıların şansını ve legalitesini arttırmaya çalışıyorlar.

Oysa yazdıkları isimler, bu işin içinde olsalar bile Sabah ve ATV’yi tek başlarına almaları, bırakın almayı, mali şartlar nedeniyle  ihaleye girmeleri bile mümkün değil.

Çünkü ihaleye girecek olan grupların 300 milyon dolar öz kaynağa sahip olmaları gerekiyor. Hadi yüzde 25’de yabancı ortak buldular o zaman 225 milyon dolar özkaynakları olması lazım ki, sayılan isimlerden hiç birinde bu yok.  

O zaman zenim kulağıma gelenlere göre kimlerin talip olduğuna birlikte bakalım:

ÇALIK GRUBU: Türki Cumhuriyetlerde yaptıkları büyük işlerle Türkiye’deki son dönemde parlayan yıldızlarıyla ihaleye hazırlandıkları konuşuluyor. Onlar da Başbakan’a yakın. Başbakan’ın damadı bu grubun en üst profesyoneli. Hem özkaynak, hem de finansman bulma açısından hiç bir sorunları yok.

HÜSNÜ ÖZYEĞİN: Bankasını sattıktan sonra ciddi bir nakit varlığa kavuşan Hüsnü Özyeğin’in de adı ihaleye katılacaklar arasında geçiyor. Hüsnü Özyeğin, Sabah ve ATV’yi kredi bile almadan alabilecek likiditeye sahip. Özyeğin’i Aydın Doğan’ın yönlendirdiği, destek sözü verdiği iddia ediliyor. Özyeğin’in ihaleye girip girmeme konusunda Başbakan’la bir görüşme yaptığı dedikodular arasında.

ETEM SANCAK: Hedef Alliance isimli ecza deposu ve ilaç dağıtım şirketini sattıktan sonra ciddi bir servete kavuşan Etem Sancak’ın da ihaleye girmek istediği söyleniyor. Sancak’ın, Sami Ofer’in Türkiye’deki alımlarında aracılık yapan Mehmet Kutman’la ortak hareket ettiği ve finansman konusunda Kutman’ın desteğini aldığı iddia ediliyor. Tek başına TMSF’nin istediği şartlara haiz olmayan Sancak’ın ortak bularak bu işe gireceği konuşuluyor. Etem Sancak, AKP’yi yakınlığıyla bilinen Kanal 24’ün de ortakları arasında. Aydın Doğan, yakın ilişkide olduğu Etem Sancak’ı da ihaleye girme konusunda motive ediyor. 

DOĞAN GRUBU: Doğan Grubu bu ihalenin peşini bırakacak gibi değil. Kendileri giremeyecekler ama yabancı ortaklarından birini, bir ihtimal Zafer Mutlu veya Vatan Grubu ile birlikte bu ihaleye sokacakları ya da ihaleyi alacak dostlarıyla daha sonra ortaklık kuracakları kesin.  Doğan Grubu ihalenin iki parça halinde yapılmasını, Sabah ve ATV’nin ayrı ayrı satılmasını böylelikle yasal sınırlama olmayan gazetede yüzde yüzlük bir satın alma yapmayı, ATV’de paravan kullanmayı planlıyor.

MURDOCH: Dünya devi Murdoch ihaleye kesin girecek. Türk ortak için çeşitli görüşmeler yaptıkları, ilgili yasanın değişmesinden sonra tamamını üzerlerine alacak bir şekilde ortalığa gitmeyi planladıkları söyleniyor. Murdoch’ın şirketin satış bedelini olması gerekenden yüksek bulduğu ancak Türkiye’de medyaya girmek için bunun son büyük fırsat olması nedeniyle yine de bu satın almayı yapmayı planladığı söyleniyor. Murdoch’ın Cüneyd Zapsu’nun danışmanlığından faydalandığı bir sır değil.

HAMDİ AKIN: TAV’ın patronu müteahit hamdi Akın’ın da ihaleyle ilgilendiği söyleniyor. Akın’ın bu konuyla ilgili olarak Ankara’da bazı gazetecilerle konuştuğu Ankara’da yaygın bir söylenti.

Bunların yanı sıra bütün potansiyel alıcılarla temas halinde olan kişiler var. Vatan’ın söz ettiği grup daha çok bunlardan oluşuyor.
Bu isimler alıcı kim olursa olsun, iktidarın yakını olarak satın alan grubun içinde bir şekilde yer almaya çalışıyorlar.

Yabancılardan Telekom’un sahibi Hariri Grubu ve Dubai Emiri Maktum’un da ihaleye dahil olmak veya dahil edilmek istendiği söylentileri yaygın. 

Sonuç olarak bu işin bir hayli heveslisi var.

Anladığım kadarıyla medya patronluğu dışardan bakınca kolay görünüyor.

Allah yardımcıları olsun!

Ne içersiniz?

Geçen haftanın anlamsız tartışmalarından biri, Çankaya Köşkü’nde içki servisi yapılıp yapılmayacağıydı.

Bunlar tartışıldığına göre, ne hale düşmüşüz varın siz hesaplayın.

Bu tartışmalardan olsa gerek, davette ön planda “Alkollü içkiler” vardı. Sanki gözü sokulmak istenirmiş gibi. Hani bir ötesi Köşke bar açmak olur ancak.

Bu tartışmalar esnasında,  oturduğu koltuğa Gül tarafından oturtulan ve birinci vazifesini Gül’ü koruyup kollamak olarak tanımlayan bir tosun “Ben Gül’lerin evine defalarca konuk oldum. Ne istediysem onu içtim” diyerek Gül Ailesine destek verdi.

Böyle bir yazı yazmak son derece komik.

Bu tosun herhalde Gül ailesi’nin evine konuk olduğunda “Hayrunissa Yenge. Koy bir rakı da neşemizi bulalım” demedi herhalde.

Zaten deseydi büyük bir ayıp etmiş olurdu.

Çünkü ben Gül Ailesinin evine gitsem, böyle bir şey istemem.

Ev sahibine ayıp olmasın diye istemem, onların yaşam tarzlarına saygı duyduğum için istemem, onları zor durumda bırakmamak için istemem.

Eğer içkisiz duramıyorsam,. zaten onların evine gitmem.

Bu nedenle “Gül ailesinin avukatı tosunun” “Ben ne istediysem içtim” demesi komik.

Cocola, ayran, su, süt istersen tabii içersin.