Pamukbank davasında mahkeme, Çukurova Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Emin Karamehmet'e 11 yıl 8 ay hapis cezası ile 471 milyon 950 bin TL adli para cezası verdi.
Henüz konunun Yargıtay aşaması bitmedi ama tarafsız gözlemciler verilen kararın adil olmadığı yönünde birleşiyor. Karamehmet’in Pamukbank’a olan borcunu vadesi bitmeden ödemesine rağmen bu cezanın gelmesi, verilen kararın adil olduğu şüphelerini derinleştiren bir karine. Bir başka paradoks ise, kamuoyunun tanıdığı birçok zanlının devlete olan para borcunu ödememesine rağmen ellerini kollarını sallayarak rahat rahat dolaşması. Ya da zaman aşımı gibi ucube bir gerekçe ile temizlenmesi.
Karar Yargıtay’a gönderilecek, Yargıtay bozarsa yerel mahkeme konuyu tekrar inceleyecek. İşte bu aradaki zaman sürecinde Karamehmet muhtemelen uykusuz geceler geçirecek.
Yargıtay’ın bu kararda direnmesi basit bir mantıkla fifti fifti…
Görünür gerçekliğe göre kararın bozulması gerekiyor ama görünür gerçekliğe göre bu kararın da çıkmaması gerekirdi. Bu yüzden fifti fifti…
Bu kararın çıkmasının gruptaki yansımalarına gelince…
Karar üzüntü ile karşılandı ama Çukurova’da işlerin aksaması söz konusu değil. Zaman zaman meydana gelen maaş problemi diğer bazı saygın basın kuruluşlarında da yaşanıyor.
Çukurova Grubu’ndaki tek sıra dışı hareketlenme; Grubun Güneş’ten sonra en çok satan gazetesi Akşam’da yaşanıyor. Daha doğrusu Akşam’ın yayın yönetmeni, kendisine yeni bir alan açmaya çalışıyor…
Anlatalım…
Kısa bir süre önce Sabah Gazetesi’nin patronu Ahmet Çalık’a iktidar kanadından çok önemli bir siyasiden, “Erdal Şafak’ı değiştirmeyi düşündüğünüzü duydum. Akşam’ın yayın yönetmeni İsmail Küçükkaya’yı gazetenin başına düşünür müsünüz?” ricası gelir.
Ricası zor kırılacak siyasetçinin bu teklifine Çalık’ın, “Bir iki yazısını okudum. Bize daha liberal bir isim gerekiyor.” yanıtı verdiği söyleniyor.
Bu bilgi kulisi aşan bir bilgi…
Söyleniyor, öne sürülüyor, belirtiliyor gibi muğlak kelimelere hapsedilemeyecek kadar net bir durum…
Bize gelen bilgi bu aşamadan sonra tamamlanıyor…
Çalık cephesine bu kanaldan tekrar ısrar oldu mu, olacak mı? Yoksa başka güçlü unsurlar Çalık’ın kapısına halen dayanıyor, dayanacak mı, onları şu aşamada bilemiyoruz.
Bunu zaman gösterecek.
İşin doğasında elbette ayıplanacak, kınanacak bir durum yok…
Gazeteciler kendilerini nerede huzurlu ve daha iyi şartlarda konumlandırıyorsa, o durumu değerlendirebilir. Hakkıdır. Burada belki dikkat çekilecek tek unsur zamanlama olabilir.
Karamehmet’e verilen hapis ve para cezaları ile aynı zaman dilimine denk düşmesi, Karamehmet’in göreceli bile olsa zor durumda olduğu bir takvimde bu gelişme ilginç…
Kim bilir, bu zamanlama yalnızca tesadüf de olabilir!
Şairin dediği gibi;
Zaman denen usta başına vura vura öğretir!
Öğreneceğiz!
Star Ankara
Uğur Dündar ve Yılmaz Özdil yönetimindeki Star Ana Haberin reytingleri çok yüksek. Hatta tüm izlenme raporlarında bile ilk 5’in içindeler.
Star Ana Haber’in Ankara ekibi ilk zamanlar Dündar ve Özdil’e ciddi katkılar veriyorlardı ama yaklaşık 3 aydır Ankara derin bir sessizlik içinde…
Aldığımız haberlere göre Star Ankara Temsilcisi Murat Çelik’le Yılmaz Özdil’in arasının açıldığı söyleniyor.
En ciddi veri de Murat Çelik’in uzun zamandır Star ekranlarına çıkmaması olarak değerlendiriliyor.
Kulağımıza gelen son bilgi ise tam anlamıyla final vuruşu niteliğinde.
Medya dünyasında Dündar’ın yanında çalışanlara gösterdiği özen bilinir.
Cem Uzan döneminde kendi cebinden çalışanlarına verdiği paralar hala konuşuluyor.
Dündar Star Haber’de de bu geleneği bozmadı.
Arena ekibine 1’er milyar zam yaptırdı.
Star Ankara ekibinin Ankara komutanı Murat Çelik ekibi için istediği zammı İstanbul’dan koparamadı.
Bu gelişmelerin üzerine Yılmaz Özdil’de Murat Çelik’in telefonlarına çıkmayınca durumdan huylanan Çelik apar topar İstanbul’a gitti.
Geriye dönüşü muhteşem olmadı!..
Murat Çelik İstanbul’dan Ankara’ya döndüğünde çalışma arkadaşlarına, “Bunlar beni silmişler” dedi.
Çelik, Ankara büroda şu ilginç konuşmayı da yaptı;
“Eski patronum Akın İpek’in kardeşi tavla arkadaşım… Rahat olun…”
Çelik bu sözleri söyledikten sonra şoförüne dönerek, “Öyle değil mi İsmail?” diye onaylattı…
Çelik'in başka bir sohbetinde ise, "Sami Dadalıoğlu benim yerime, ben de Uğur Dündar'ın yerine geçeceğim.." dediği konuşuluyor. (DİP NOT: Sami Dadalıoğlu, Kanaltürk'ün Ankara temsilcisi)
Star TV’nin başarılı haber müdürü Esat Pala Uğur Dündar’dan, “Arena ekibinize katılmak istiyorum” ricasında bulundu.
Star TV’de son olay yeri inceleme raporu böyle!
TV 8
TV 8 reytinglerde görünmese de itibarlı bir kanal.
Abiş Hopikoğlu’nun genel müdürlük görevine getirilmesi kanalın üzerindeki ölü toprağını kaldırdı.
Tartışma programları, kaliteli filimler TV 8’e ciddi bir ivme kazandırdı.
Hopikoğlu’nun göreve gelmesi üzerine bıyık altından gülen ve “Otel işletmecisi bu işin altından nasıl kalkacak?” diyenler bile başarısını teslim ediyorlar…
Buraya kadar her şey güzel…
Ya Ankara?
Gözü yaşlı Ankara?
TV 8 Ankara bürosu tam anlamıyla “Kel Ali’nin bağına” döndü…
Sedat Yazıcıoğlu koltuğunu koruyor ama yetkileri karpuz gibi dilimlendi.
Bir dilimi deneyimli gazeteci İsmet Demirdöğen’e, diğer dilimi Ankara’nın tanınmış gazetecilerinden Ahmet Erhan Çelik’e kaldı.
Kuru koltuk da Yazıcıoğlu’na!
Ahmet Erhan Çelik ve İsmet Demirdöğen kendilerini ispat etmiş gazeteciler…
Her ikisine de Ankara Haber Müdürlüğü sözü verilince çare; 2 tane haber müdürlüğü meydana getirilerek bulunuldu…
Daha doğrusu bulunmaya çalışıldı…
İstanbul’da olsa neyse ama Ankara’da hem haber müdürlüğü, hem de haber koordinatörlüğünün aynı yerde olması ister istemez ilginç bir fotoğraf ortaya çıkardı.
Bu ilginç fotoğrafa rağmen Çelik ve Demirdöğen şu ya da bu şekilde anlaşıyorlar.
Bu arada Yazıcıoğlu kendisi ile ilgili geçmişte yazdığımız içinde “Köfte” (köfte olduğu yerde duruyor!) geçen bir yazıdan dolayı Turktime’ın girişini TV8’de kestirmiş, Turktime'ın kazandığı ödül töreni fragmanını da TV 8'den çıkarmıştı.
O zaman, “Hadi neyse” demiştik…
Aynı sansürü yine yapmaya çalışırsa buna sessiz kalmayız...
Sanırız Mehmet Nazif Günal da sessiz kalamaz...