Tankların nöbet tuttuğu parlamento binasının önünden yürüyerek dev meydana çıktım.. Hidiv İbrahim Paşa'nın "Nil kıyısında Paris" kurma hayaliyle yaptırdığı Tahrir yani "Özgürlük" meydanı burası!! Kahire'nin kalbi burada atıyor sanki.. Paris'teki benzerleri gibi meydana geniş bulvarlar açılıyor. Tahrir'in aylarca Paris'tekilerden tek farkı vardı. O da, meydanı kaplayan derme çatma çadırlar, pankartlar ve seyyar satıcılar!! O gün de kadınlı erkekli küçük gruplar, birkaç saat sonra askerlerin meydanı temizleyeceğinden habersiz "Özgürlüğün" nöbetini tutuyorlardı sanki.. Sonunda ordu demir yumruğunu gösterip meydanı temizlemiş olsa da Tahrir devrimin hala simgesi!!
MEYDANDA PANKART YARIŞI
Parlamento binasının bahçesi 6 aydır tanklarla dolu! Binayı çevreleyen duvarların üstü tel örgülerle çevrilmiş.. Arkasında makineli tüfekleriyle askerler 24 saat nöbet tutuyor. Parlamentonun karşısındaki başbakanlık binasının önünde ise her gün birkaç küçük bir grup protesto gösterisi yapıyor.. Derdi olan "İstemezük" diye bağırıyor.. Tahrir meydanının her köşesinde ise farklı bir grubun pankartı var.. Liberaller, İslamcılar, Müslüman Kardeşler... Ya da yeni Nasırcılar!! Meydanda 2 pankart vardı ki en çarpıcı olanlardı bence.. Yerdeki pankartta 25 Ocak'ta başlayan halk ayaklanmasında ölen 850 devrim şehidin fotoğrafları yan yana sıralanmıştı. Asılı olan pankarta ise 6 aydır Mısır'ı yöneten askeri konseyin Başkanı Savunma Bakanı General Tantavi'yle Hüsnü Mübarek'in fotoğrafları yan yanaydı.. Tantavi, "Emredersiniz efendim. Her şey tamam. Böyle yapanlara böyle" diyordu.. Hüsnü Mübarek'in boynuna ise yağlı ilmik geçirilmişti..
İNTİKAM RUHU!!
Aslında bu iki pankart devrimden 6 ay sonra yaşanan karmaşık psikolojiyi yansıtıyordu. 30 yıl ülkeyi demir yumrukla yöneten Mübarek'e halk öylesine kızgın ki devrilmesi şölenle kutlansa da yeterli olmadı. Kimle konuşsam, 30 yıl süren baskı rejiminin, yolsuzlukların ve sefaletin bedelini birilerinin ödemesi gerektiğini söyledi bana.. 83 yaşındaki Mübarek'in boynuna yağlı ilmik geçirilir mi derseniz? Biraz zor!! Ama işkence odalarının, baskının ve devrim şehitlerinin bedeli mutlaka birileri ödeyecek gibi.. Ya babasının yerine oturmak isteyen Cemal Mübarek!! Ya Mübarek'in sağ kolu olan Şura Meclisi Başkanı ve parti Genel Sekreteri Saffet El Şerif'le Özel Kalem Müdürü Zekeriya Azmi!! Ya da son 15 yıldır İçişleri Bakanı olan Habib El Adli! Hepsi de hem yıllardır süren işkence ve baskı rejiminden, hem de 18.000 mahkumu serbest bırakıp develerle halka saldırtıp öldürtmekle suçlanıyorlar.. Yani Mısır'ın üstüne intikam ruhu çoktan çökmüş!! Suzan Mübarek'e gelince? Servetini devlete bıraktığı günden beri "O da yargılansın" diyen yok.. Şarm El şeyh'te olduğunu söyleniyor ama gören yok.. Hatta kocası ve oğulları için bile mahkemeye gelmedi.. Kasırganın biraz olsun hafiflemesini bekliyor gibi..
KONTROLLÜ KAOS MU?
Gelelim 'Son Firavun'un ardından 6 aylık ülke yönetimine!! Mübarek'in devrildiği 11 Şubat günü Savunma Bakanı ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral Tantavi başkanlık koltuğuna oturdu. Yanında Yüksek Askeri Konsey'in generalleriyle birlikte! Kahire sokaklarında her gün gösteriler var.. Mübarek ve rejimin kilit adamları yargılanmaya başlasa da 6 aydır sanki her şey donmuş gibi!! Konseyin atadığı ilk Başbakan Ahmet Şerif 15 gün dayanabildi.. 6 ayda 3 dışişleri bakanı değişti. İkinci Başbakan Essam Şerif şimdiye kadar 20'den fazla bakanını başbakanlığın önünde "istemezük" diye bağıran protestoculara feda etmek zorunda kaldı çünkü atananların hepsi Mübarek rejiminin devamı gibiydi. Halk otuz yıl süren baskıdan öylesine bunalmış, öylesine demokrasiye susamış ki, bir siyasi yorumcunun deyimiyle "kafesten serbest bırakılmış kuş gibi!! Nereye uçacağını bilemeden oradan oraya çırpınıyor.. Uçarken duvarlara çarpıyor." Bu arada 30 yıllık Mübarek döneminde zaten iyice yoksullaşan Mısır, turizmde 22 milyar dolar daha kaybetti. Ödenen ağır faturaya rağmen henüz kimse değişimden tatmin olmadı. Neden mi? Çünkü 30 yıldır ülkenin tüm damarlarına kadar işleyen Mübarek rejimini 6 ayda ya da bir yılda değiştirmek imkânsız!
CİNİN KAFASI ÇOK KARIŞIK
Rejimin beslediği zengin iş adamlarından birçoğu özel uçaklarına atlayıp ilk günden kaçtı ama rejimle bütünleşen binlerce bürokrat, iş adamı, gazeteci ve subay hala ülkeyi yönetmeye devam ediyor. Yani Mübarek devrildi ama hala rejim ayakta duruyor sanki.. Kısacası Mısır devriminde şişeden cin çıktı.. Ama çıkan cinin ruhu karmakarışık!! Ordu içinde ve bürokraside Mübarek rejimini devam ettirmek için yol arayanlar da var.. Çağdaş demokratik Mısır'ı yaratmak için savaşanlar da!! Ve "Gerçek" şeriatı uygulamayı hedefleyenler de!! Sonuç ne olursa olsun, Mısır devrimiyle bir çağ kapanıp yeni bir çağ açıldı.
sabah
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
|
|||||
|
|
|||||
|