Aşk-ı Memnu' dizisinde 'Adnan Bey'i oynayan usta oyuncu Selçuk Yöntem, İlknur Üstündağ'ın sunduğu 'Zirvedekiler' programına konuk oldu. Bugün TRT-1'de saat 14.50'de yayınlanacak olan programda Yöntem, çocukluğundan konservatuvar yıllarına, Zuhal Olcay'la evliliğinden 'Aşk-ı Memnu'ya kadar ilginç açıklamalar yaptı. İşte Yöntem'in anlattıkları...
ÇOCUKLUK HAYALİ
Babam subaydı ve bana yüklediği bir meslek vardı. 5-6 yaşımdayken "Oğlum hariciyeci olacak" diye empoze ederdi. Ben de "Hariciyeci olacağım' diyordum ama bu kelimenin ne olduğunu bile bilmiyordum. Ailem beni tiyatroda ilk kez izlemeye geldiğinde lisedeydim. Görevim perdeleri çekmekti. Ağır ağır açılıp sonra perdenin hızlı kapanması gerekiyordu. Yönetmenimizle buna çok çalışmıştık. Tiyatroya ilk başlangıç noktam oydu.
Konservatuarı ilk yıl kazanamadım. O sene hiç erkek öğrenci almamışlardı. Büyük hayal kırıklığı yaşamıştım. Ama bu beni hırslandırmıştı. Ertesi yıl sınava tekrar girdim ve kazandım. Çok maceralı geçti konservatuvar yıllarım.
Zuhal Olcay ile sınıf arkadaşıydık. Birkaç yıl hiçbir şey yoktu aramızda sonra bir anda oluverdi her şey, ondan sonra evlendik. O zamanlar bir şeyi kafanıza taktığınız zaman geri dönmeniz mümkün olmuyor. Çünkü, yaşam tecrübeniz yok! Sizi birileri başka bir yola çevirmeye çalışsa da siz muhakkak o deneyimi yaşamak istiyorsunuz. Ben de öyleydim. Dört yıl evli kaldık.
Zuhal'le evli olduğumuz yıllarda mesleki anlamda kendimizi geliştirmek için Londra'ya gittik. Benim için çok güzel bir hayat deneyimiydi. Bazı şansızlıklar oldu. Yokluklar ve sıkıntılar vardı. Ailelerimizden uzaktaydık. Telefonla görüşmek kolay değildi. Ama bunları yaşamadan da birtakım şeylerin kıymetini anlayamıyorsunuz. Ama geçmişe bakınca "Orada iyi ki yaşamışız o deneyimi" diyorum.
Zuhal'le boşanmamızın sebebi hayata dairdi. İkimizin de yaşama dair başka özlemleri vardı. Başka noktalardan yürüme, başka ilişkiler isteği vardı. Çok doğal bir şeydi bu, ikimiz de çok gençtik. Enteresan bir şey değildi bu ayrılık... O yaşın gerektirdiği coşku ve enerjiydi.
Özenli bir çalışma yaptığınızda bunun karşılığını alıyorsunuz. 'Behlül mü? Adnan mı?' diye çok konuşuluyorsa bu işin çok disiplinli bir şekilde yapılmasından kaynaklanıyor. Konu da tabii ki buna çok uygun. Bir aldatma var, bir yakın aile içerisinde dönen sirkülasyon var.
Beren'in de Kıvanç'ın da oyunculuklarını beğeniyorum. Çok daha iyi yerlere gelecekler. Onlara tiyatroda da oynamaları gerektiğini söylüyorum. Eminim ki yaparlar! Sahnede vücut dilini de kullanmayı öğrenmek onları çok daha farklı noktalara getirecektir.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...