Baş komiserin ‘toz hattı’ ile imtihanı
Her iki diziden birkaç kalem daha büyük reklâm çalışmaları eşliğinde ekrana gelen Pars-Narkatörör’ün üzerinde ise biraz durmak gerekiyor. Dizinin konusu, İstanbul Narkotik Şube’de görevli Baş komiser Şamil Baturay’ın, nişanlısı Zülüf ile birlikte Van'a yaptığı aile ziyaretinin ardından kendisini uyuşturucu baronlarının tam ortasında bulması üzerinde gelişiyor. Şamil ile Zülüf'ün aşkı, Şamil'in abisinin uyuşturucuyla ilgili bir operasyonda şehit edilmesiyle daha da imkânsız bir hâl alır. Afganistan'dan İran'a, Van'dan Berlin'e kadar uzanan yeni bir "toz hattının" kurulmak üzere olduğunu keşfeden Şamil, bu toz hattının terör örgütleriyle bağı olduğunu ve uyuşturucudan kazanılan paranın terörü finanse ettiğini anlar. Şamil'in verdiği mücadele, kişisel bir gayret olmaktan da çıkarak, vatan için verilen bir mücadeleye dönüşür…
Binbaşı Selçuk, sürekli vaaz ediyor!
‘Kahramanlık tarihi’ bir hayli zengin olan necip Türk milleti, film icabı da olsa yeni bir kahraman çıkarmış, çok mu’ deyip meseleyi bağlamak da mümkün ama kazın ayağı o kadar kısa değil! Pars’ın karakterleri de konusunun işlenişi de tam anlamıyla evlere şenlik. Esas adamımız Şamil’in akıl hocası Binbaşı Selçuk, sanki rol kesmiyor da sürekli vaaz ediyor! Bunaltıcı didaktiklik sadece onda olsa gene canımıza minnet. Amiri ile konuşuyor, paşamızın bir kameraya bakıp konuşmadığı eksik. Şamil’in düşmanı ‘kötü kadın’ Süreyya ise resmen gülünç. Katır sırtında uyuşturucu ticareti yapan, gözlerindeki sürmeye bakmadan elindeki kalaşnikof ile bir de snaypır olmaya soyunan Süreyya’yı canlandıran oyuncunun İstanbul Türkçesi ile bölge ağzıyla konuşmaya çalışması izleyiciyi hepten irite ediyor.
Osman Sınav rehavete kapılmış olmalı
Dizinin yapımcısı Osman Sınav, ‘Nasıl olsa milliyetçilikten bize büyük ekmek var’ rehavetine kapılmış olmalı ki, Acı Hayat ve Pusat dizilerinin ardından Pars’ta da meselelere, karakter oluşturmaya sığ bakmaktan kendini alamamış. Oysa aynı Osman Sınav, Süper Baba, Ekmek Teknesi ve Kapıları Açmak gibi, yüreğimizi delip geçen dizi ve filmleri de yapıp çekmedi mi? Deliyürek-Bumerang Cehennemi’nde, kaçakçılığa karıştığı için ordudan atılmış üst düzey bir subay üzerinden bugün de gündemin konusu olan devlet çatısı altındaki çeteleşmeleri anlatan Osman Sınav’a ne oldu da bugün tıpkı pek çok meslektaşı gibi kötülüğün kaynağını belli bir bölgenin ve toplumun üzerine yıkıverdi! Hem merak etmeden duramıyorum, Osman Sınav neden artık yüreğimizi delip geçen dizi ve filmlere imza atamıyor ki?
Psikiyatrist Arif Verimli: Bu diziler huzur ortamına katkı yapmıyor
İçerideki terör olayları ile dışarıdan AB ile ABD’nin Türkiye’ye yaklaşımları gibi nedenler, insanların kabuğuna çekilmesine neden oldu. Güvensizlik duygusu milliyetçi yaşam tarzına yöneltti. Giderek insanlarda milliyetçilik dozu yüksek dizilere ilgi oluştu. Bunlar karşılıklı olarak birbirini besliyor. Dizi yapımcıları insanların duygularını paraya çevirirken tehlikeli sularda yüzüyor. Bu diziler toplumun birbirine karşı yargı ve düşüncelerinin kemikleşmesine neden oluyor. Huzur ortamına katkı yapmıyor.
İyibilgi
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...