E-posta :
  Şifre :
    ► Üye olmak istiyorum
    ► Şifremi Unuttum

Viyana'da Muhammed Esed Meydanı 

Avusturya'nın başkenti Viyana'da bir meydana Müslüman alimlerden Muhammed Esed'in ismi verildi.

17.04.2008 - 10:25
Viyana da Muhammed Esed Meydanı

Müslüman düşünür Muhammed Esed Avusturya'nın başşehri Viyana'da anıldı. Viyana Belediyesi, Kültürlerarası Diyalog çerçevesinde ünlü düşünürün adını bir meydana verdi.

Muhammed Esed (Leopold Weiss) kültürlerarası diyalog elçisi ve uluslararası tanınmışlığa sahip bir düşünür.

Viyana'da meydan için yapılan açılış törenine Muhammede Esed'in oğlu Prof. Talal Esed'in yanısıra, Sosyalist Parti (SPÖ) milletvekili Ömer Al-Rawi , Viyana İslam Federasyonu Başkanı Muhammed Turhan, Avusturya Diyanet İşleri Başkanı Anas Schakfeh, Viyana Belediyesı Kültür Dairesi'nden Andreas Mailath-Pokorny, Alman Müslüman yüzar Murad Hoffman katıldı.

MUHAMMED ESED KİMDİR?

Muhammed Esed, 1900 yılında, Doğu Galiçya'nın Lvov şehrinde, Yahudi bir ailenin üç çocuğun ortancası olarak dünyaya geldi. Baba tarafından dedesi Czemowitz'de, matematik ve fizikte uzmanlığı olan ve astronomiye de ilgisi bulunan satranç ustası bir hahamdı. Babası ise ailenin muhalefetine rağmen fen tahsili yapmak istiyordu. Fakat malı darlık ancak hukuk tahsili yapmasına ve avukat olmasına imkan vermiş ve evlendikten sonra Lvov'a yerleşmişti. Esed, burada hem şehir hayatını hem de anne tarafından dedesinin malikanesinde köy hayatını yaşadı ve mutlu bir çocukluk geçirdi.


Babası gerçekleştiremediği fen tahsilinin ıstırabını bilimsel yayınları izleyerek hafifletmeye çalışıyor ve oğlunun kendi yapamadığını gerçekleştirmesini istiyordu. Oysa o tarihe, şiire, Polonya ve Alman edebiyatına ilgi duyuyordu. Esed de aile geleneği icabı evde özel dini eğitim gördü. On üç yaşlarında İbraniceyi su gibi okuyor ve akıcı bir dille konuşabiliyordu. Tevrat, Mişna, Gemara, Talmud okuyor ve Aramice de anlıyordu.


1914 yılı sonlarına doğru o sıralarda oturmakta oldukları Viyana'da, yaşı tutmadığı halde okuldan kaçarak, gösterişli yapısına güvenerek başka bir adla Avusturya ordusuna asker yazıldı. Fakat ailesi onu buldu ve geri getirdi. Dört yıl sonra ise normal yoldan asker olduysa da devrim patlak verince Avusturya İmparatorluğu çöktü ve savaş da sona erdi.


Savaştan sonra Viyana Üniversitesinde iki yıl sanat tarihi ve felsefe okudu. Fakat bunu kendine uygun bulmayan Esed, gazeteci olmak istiyordu. Babası ile fikir ayrılığı anlaşmazlıkla sonuçlanınca, annesinin de ölümünden bir yıl sonra 1920'de Viyana'yı terk ederek Prag'a, oradan da Berlin'e gitti. Edebiyat çevrelerinde dolaştı, film yönetmeni asistanlığı, senaristlik yaptı.


1921 yılı sonbaharında "United Telegraph" adlı ajansta muhaberat servisinde telefon görevlisi olarak işe girdi. Bir süre sonra Berlin'e Rusya'daki sefalet için gizlice yardım toplamaya gelmiş olan Madam Gorky ile bir röportaj yapmaya ve bunu kimsenin haberi olmadan ajansının bültenlerine geçmeye muvaffak olunca telefon görevliliğinden gerçek muhabirliğe geçti.


1922 yılında, Kudüs'te oturan küçük dayısı psikiyatrist Dorian'dan bir davet alınca, çoğu zamanki gibi ani bir kararla Ajans'tan ayrılıp, gemiyle Karadeniz üzerinden İskenderiye'ye, oradan da trenle Kudüs'e gitti. O yıl Kudüs'ten birçok gazeteyle yazışma sonucu Frankfurter Allgemeine Zeitung'un Yakın Doğu muhabiri oldu. Sonra Kahire'ye gitti.


1923 yazında tekrar Kudüs'e döndü. Muhtemelen bu yıl Siyonist önder Chaim Weizmann ile tartıştı ve siyonizme karşı çıktı. Siyonist idealleri temelsiz ve gayri ahlaki buluyordu. Amman'a gitti, Emir Abdullah'la ve danışmanı filozof Rıza Tevfik'le tanıştı. Buradan İstanbul'a gitmek isterken bütün resmi evrakını kaybedince, yaya olarak Şam'a gitti. Sonbaharda Bursa, İstanbul, Sofya, Belgrad üzerinden Frankfurt'a döndü. Berlin'e gidiş gelişlerinde ileride kendisiyle evleneceği, sezgileri güçlü ve yüksek, dul kadın Elsa ile tanıştı. Bu arada ilk gezi izlenimlerinden oluşan kitap "Unromantisches Morgenland" adıyla yayımlandı.


1924 baharında Frankfurter Zeitung tarafından bu kez daha iyi şartlarla yeniden Doğu'ya gönderildi. Port Said üzerinden Kahire'ye geldi, el-Ezher şeyhi Mustafa el-Merağı ile tanıştı ve uzun sohbetlerde bulundu. Yaz başında Kahire'den ayrılarak yeniden Ürdün'e gitti. Birkaç kez daha Şam'a, Trablus'a, Beyrut'a gitti geldi. Halep'ten Deyr ez-ZGr'a giderken ileriki yıllarda dostu ve seyahat rehberi olacak olan Kuzey Arabistan'ın Şammar kabilesinden Zeyd b. Ğanim ile tanıştı. İran'a ve Afganistan'a gitti.


1926'da kış sonuna doğru Herat'tan ayrılarak Merv, Semerkant, Buhara, Taşkent üzerinden Moskova'ya gitti, sonra Avrupa'ya döndü. Elsa'yı ikna etti ve onunla evlendi. Gazete'den ayrılarak yeni gazetelerle anlaştı; bir müddet Berlin'e yerleştiler. Jeopolitik Akademisinde daha önce verdiği seri konferanslara devam etti.


Bu yılın sonbaharında bir gün Berlin metrosunda seyahat ederken gördüğü yüzlerin istisnasız hepsinin derin ve gizli bir acıyla kasılı olduğunu müşahede etti. Duyduğu sarsıntıyla bunu yanındaki Elsa'ya açtı. Elsa şaşkınlıkla "Bir cehennem azabı çekiyorlar sanki... Acaba kendileri bunun farkındalar mı?" cevabıyla onu tasdik etti. Esed bu acıları ve ıstırapları insanların gerçeksiz, inançsız ve fasılasızca refah peşinde olmalarına bağlar. Eve döndüklerinde masada açık kalmış Mushaf'ı gördü. Kapatıp kaldırmak için uzandığında gözü Tekâsür suresine ilişti. Birden surenin o gün metroda yaşadıklarının tam bir yankısı olduğunu hissetti ve şunları düşündü: "Bütün çağlarda insanlar tamahı, açgözlülüğü tanımışlardır: ama tamah ve açgözlülük başka hiçbir çağda bugün olduğu kadar ... ciğer sökücü bir hırs halinde kendini açığa Vurmamıştı. ... İnsanların boyunlarına binmişti ifrit; kamçısını tam yüreklerinin başına indiriyor ve uzaklarda alayla göz kırpan yalancı hedeflere doğru dehliyordu onları. ... Ne kadar hikmetli olursa olsun bir insan, yirminci yüzyıla özgü bu acılı koşuyu kendiliğinden bilemez. Böylesine hakim bir perdeden, böylesine apaçık bir üslupla dile getiremezdi. Hayır Kur'an'da konuşan, Muhammed (S.A.V.)'in sesinden daha güçlü, daha yüksek bir sesli ve bütün zamanları aşarak ulaşıyordu insan kulağına..."


Esed, bu olaydan kısa bir süre sonra Elsa ile birlikte Müslüman olduğunu açıkladı. Böylece on dokuz yaşlarındayken görüp çoktan unutmuş olduğu bir rüya tecelli etmişti: Bu rüyada Esed, içinde bulunduğu bir metro treninin yeraltından çıktıktan sonra saplandığı sonsuz ufuklu bir batakta, az ötede çökmüş duran ve kendisini beklediğini hissettiği, yüzü örtülü kısa kollu harmanili binicisi olan bir devenin terkisine binerek, saat, gün, ay, kısaca zaman kavramını yitirecek kadar uzun bir yolculuk sonunda, yakmayan fakat kör edici parlaklıktaki bir beyaz ışığa vardığını görmüş ve tasvir edilemez ahenkteki bir sesin 'Burası Batının en uç şehri' dediğini işitmişti. Yıllar sonra, rüyasındaki binicinin Hz. Peygamber, ışığın kavuştuğu, işittiği sözlerin ise Batıdaki hayatının sona ereceğinin habercisi olduğu tefsiriyle karşılaşacaktır.


Esed, 1927 Ocak'ında bir kez daha, ama bu sefer Elsa ve onun altı yaşındaki oğlu ile beraber yola çıktı. Daha o günden bunun dönüşü olmayan bir yolculuk olduğunu hissetmişti. Deniz yoluyla Cidde'ye oradan da Mekke'ye hacca gittiler. Vardıktan dokuz gün sonra Elsa, bilinmeyen bir hastalıktan öldü ve Mekke mezarlığına gömüldü. Aynı yıl Kral Abdülaziz ile tanıştı. Bir müddet sonra Zeyd'i yanına çağırdı. Bu arada yeniden evlendi ve Medine'ye yerleşip, tarih ve tefsir çalıştı. Fakat hiçbir zaman evde sürekli kalmadı, Zeyd'le Arabistan'da pek çok seyahatler yaptı. Şeyh Sunusî ile tanıştı, Libya bağımsızlık savaşına katılmak için yola çıktı, fakat Ömer el-Muhtar'a yetişemedi. 1932 yılı Arabistan'daki hayatının sonu oldu. 1942 yılında babası ve kız kardeşi toplama kampında öldüler.


Pakistan'a gitti, Cinnah ve İkbal'le tanıştı; 1947'de Pakistan Dışişleri Bakanlığı Ortadoğu Dairesi başkanı ve İslamî Tecdit Kurumu üyesi oldu, çalışmalarda ve araştırmalarda bulundu.


1952 yılı başlarında yirmi beş yıllık ayrılıktan sonra Pakistan'ı Birleşmiş Milletler'de temsil etmek üzere New York'a gitti. Kısa süre sonra bu vazifesinden ayrıldı ve Mekke'ye Giden Yol adlı hatıratını ve seyahatnamesini yazdı ve neşretti. Daha sonraki yıllarını Kur'an meali'ni hazırlamaya hasretti. 1992 yılında İspanya'da vefat etti.

(dunyabulteni)

YORUMLAR
Toplam 4 yorum var, 4 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.
Üye girişi yapmadınız. Misafir olarak yorum ekleyebilirsiniz. Üye olmak için tıklayın.
  Yorumcuların dikkatine…

İmlası çok bozuk,
Büyük harfle yazılan,
Habere değil yorumculara yönelik,
Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan,
Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren,
Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen,

yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR.
Faik Aşçı 2 Nisan 2008 Çarşamba 

Bu ülkeyi yönetenler adam gibi adam olsalar dönüp o Sarkozy p......k ine sen kendi ülkenle ilgili konuş benim iç işlerime karışma demeleri gerekir ama nerde onlarda o yürek.

Yorumu oyla      18      10  
CRUZ 2 Nisan 2008 Çarşamba 

BU ÜLKENİN İÇ İŞLERİNE KARIŞAN,SÖZÜM ONA AB YANLISI ÜLKELERİ KENDİ ÜLKESİNDEN KONUŞAN İNSANLAR GİBİ GÖREN AKP HÜKÜMETİ HİÇ BİR AÇIKLAMA YAPIYOR.SÖZDE DESTEK GÖRÜYOR.BÜ ÜLKENİN BİR DIŞ POLİTİKASI VAR.AMA DIŞİŞLERİ BAKANI DAHİ AĞZINI AÇIP BİR LAF SÖYLEMİYOR.YAZIKLAR OLSUN BU HÜKÜMETE VERİLEN OYLARA.BU BECERİKSİZ,SU/PUS KEDİ GİBİ SİNEN,KORKULUK GİBİ DURAN BU HÜKÜMETİN BİR AN ÖNCE ÜLKE GÜNDEMİNDEN VE SİYASETİNDEN BİR AN ÖNCE ÇEKİLMELİDİR.EĞER ONURU VAR İSE DIŞİŞLERİ BAKANI İSTİFA EDER.

Yorumu oyla      18      10  
uyarı mı yapmış 2 Nisan 2008 Çarşamba 

yaw gitsin işine fransa kendi sömürgeleri ile uğraşsın başka işi mi kalmamış, kim kimi uyarıyor akepe sayesinde aldıkları cesarete bak. sen kimsin ya

Yorumu oyla      18      10  
atamın kızıyım 2 Nisan 2008 Çarşamba 

not etse ne olacak. ne değişecek yani. fransa beni ilgilendirmiyor.

Yorumu oyla      18      10  
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
İsrail Vuruyor, İslam Dünyası Bakıyor
Hamas'ın son eylemine misilleme olarak savaş uçakları ve helikopterlerle ...
Zenginler Ellerini Ceplerine Atacak mı?
Dünya Bankası Başkanı Rebort Zoellick'in, açlık tehlikesi çeken ülkelere ...
Ermeni Gösterisine İzin Verilmedi
Moskova'da yaşayan Ermeni diasporası her yıl 24 Nisan'da Moskova Türkiye ...
 
Ahmedinejad'dan Şüpheli 11 Eylül Açıklaması
11 Eylül 2001'de ABD'nin New York kentinde düzenlenen saldırıları 'şüpheli' ...
Üsteki Afganların Başı Kesildi
Afganistan'ın güneyinde çıkan çatışmada 1 polis ve 5 Taliban militanının öldürüldüğü bildirildi.
Babacan'dan Nato'ya Uyarı
Dışişleri Bakanı Babacan, halkın güvenlik güçlerini işgalcı olarak algılamaya ...
 
Mısır'da Paşa'lar Geçidi
Büyükanıt, Hüsnü Mübarek tarafından Başkanlık Sarayı’nda kabul edildi.
Uçak Değil Otobüs Kazası: 42 Ölü
Hindistan'da 60'tan fazla çocuğu okula götürmek için yola çıkan otobüs ...
Kongo'da Uçak Kazası:33 Ölü
Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nde bir yolcu uçağı kalkış esnasında yerleşim ...
 
SOSYAL MEDYADA TAKİP ET
FACEBOOK'TA TURKTIME
TWITTER'DA TURKTIME
 
KATEGORİLER
FOTO GALERİ
VİDEO GALERİ
ETİKETLER
  •KÜNYE
  •İLETİŞİM
  •REKLAM
 
 
  •Güncel
  •Siyaset
  •Dünya
  •Medya
  •Magazin
  •Spor
  •Kültür
  •Sağlık
  •Ekonomi
  •Dünya
  •Spor
  •Kültür
  •Ekonomi
  •Sağlık
  •Medya
  •Siyaset
  •Güncel
  •Dünya
  •Spor
  •Kültür
  •Ekonomi
  •Sağlık
  •Medya
  •Siyaset
  •Güncel
  •Aktüel
Güney Kore
Suudi Arabistan
nato
Tehdit
madenci
Kayseri Erciyesspor
çin
Rıza Çalımbay
domates