Türker Alkan'ın köşe yazısı
CHP, ‘Dinleniyoruz!’ diye feryat edince Emniyet Genel Müdürü anında yanıtladı: “Hayır efendim, dinlemiyoruz!” Arkasından İçişleri Bakanı: “Paranoya bu, dinlemiyoruz!” Ve tabii Başbakan: “CHP’lileri kaçtıkları yere kadar kovalayacağım (ne demekse!), ama telefonlarını dinlemiyoruz!”
Önce şaşırdım, hiçbir inceleme yapmaya gerek görmeden nasıl oldu da CHP’nin iddiasını anında yalanladılar? Kendilerinin haberi olmadan Emniyet veya MİT içinde bir grup işgüzarlık edip dinliyor olamaz mıydı?
Tereddütsüz ve ivedi inkârın arkasında yatan gerçek daha sonra anlaşıldı: Meğerse devletimiz sadece CHP’yi değil, bütün ülkeyi dinlemeye almış!
Gerçi bütün ülkeyi dinleyip de CHP’ye bir ayrıcalık tanıyıp dinlemeyeceklerini düşünmek için iyice saf olmak lâzım ya, o da ayrı mesele.
CHP Genel Sekreteri Önder Sav, Vakit muhabiriyle konuştuktan sonra telefonu açık bırakmış ve böylece isteği dışında bir mülakat vermiş olabilir. Fakat, ‘Dinleniyoruz!’ iddiasının (daha bir hafta önce Anayasa Mahkemesi Başkan Yardımcısı’nın da yakındığı gibi) hiç de boş olmadığı anlaşılıyor. Hem de Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma, MİT hepsi kolları sıvamış, dinliyor.
Emniyet Genel Müdürlüğü’nün ‘dinlemiyoruz, sadece izliyoruz,’ açıklaması hiç de inandırıcı değil.
Bu arada AKP’lilerden yükselen ‘CHP Genel Sekreteri istifa!’ seslerine ne demeli? Sav, yanlışlık yapmış olabilir, bu nedenle istifası da gerekebilir, ama bu konuda görüş bildirme yetkisi AKP’lilere değil, CHP’lilere düşer. Çünkü Sav’ın hatası nedeniyle zor durumda kalanlar CHP’liler olmuştur, AKP’liler değil.
Öte yandan, başta Başbakan, İçişleri Bakanı ve diğer yetkililer olmak üzere bütün Türkiye’yi kapsama alanına alan telekulak skandalı sorumluları istifa etmelidir veya en azından sorumluluk sahibi liderlerin yönettiği demokratik bir ülkede istifa etmeleri beklenirdi!
Ama bizde böyle olmuyor. ‘Biz dinlemiyoruz, sadece izliyoruz!’ diye milleti oyalama ve kandırma yolunu tercih ediyorlar.
Kendilerine özgü bir demokrasi anlayışları var.
‘Dinleme skandalı’ kuşkusuz ki son derece önemli, demokrasi anlayışımızın sınırlarını belirlemesi bakımından da öğretici olmuştur. Fakat, bizi dinleyen sadece kendi güvenlik güçlerimiz değil ki! En büyük dinleme potansiyeline sahip olan ülke, Amerika’dır! Kanada, İngiltere, Yeni Zelanda gibi dostlarının da yardımıyla, gelişmiş elektronik cihazları ve
uydu teknolojilerini kullanarak, ABD dünyadaki bütün konuşmaları dinleyecek, açık havadaki görüntüleri izleyecek olanağa sahip!
Apo’nun gizlendiği yer, yapığı telefon konuşmaları sayesinde bu teknolojinin yardımıyla bulunmuştu!
Yani kendi Emniyetimiz dinlemese bile, Amerika’nın CIA’sı dinleyecek ve işine gelen bilgilerden, uygun gördüğünde, işine geldiği kadarını bizim yetkililere aktaracak veya aktarmayacak. Küreselleşmenin bir boyutu da bu işte.
[email protected]
(Radikal)