Abdullah Gül'den bir şovalyelik bekliyor Hürriyet'in en kıdemli koltuğunda oturan Ertuğrul Özkök..
Uzatmaya gerek yok.. Kısaca diyor ki; "Eşi türbanlı olan bir Cumhurbaşkanı bu ülkeyi gerer. Bunun için gelin bir jest yapın ve adaylığınızı geri çekin.."
Çok değil, bundan 7-8 yıl önce türbanlılara "Karafatma" benzetmesi yapan, Tayyip Erdoğan'ı, "İstanbul'un imamı" diyerek aşağılayan bir gazetenin başında yine bu isim vardı..
O zaman bu gazetenin yazarları, Ergun Babahan'ın da dediği gibi başı örtülü kadınlara sadece evlere temizliğe gitme hakkı verilmesini ve diğer aktivitelerde hiç bir hakları olmaması gerektiğini yazıyor, sakallı erkeklerin de sadece cami ile evi arasında gidip gelmesini uygun görüyorlardı..
Erbakan döneminde sokaklarda türbanlı avına çıkılırken bu gazete, "Karanlık bedenler, örümcek kafalar" diyerek çarşaflıları açık hedef olarak gösteriyordu.
Ertuğrul Özkök'ün bugünkü tavrına bakıldığında büyük bir ilerleme görmek mümkün.. En azından Abdullah Gül hakkında "El Tayyip" başlıkları attırmıyor şimdilerde..
Peki Ertuğrul Özkök'ün bir vatandaş olarak olsa bile Abdullah Gül'e, "Gel etme eyleme çekil bu yarıştan. Bak sen bizi geriyorsun" deme hakkı var mı?
Özkök kendinde bu hakkı bir vatandaş olarak görüyorsa, o zaman müsadenizle ben de kendimde bir hak görüyorum ve aynı sessiz dilekçeyi kendisine dilekçede adı geçen isimleri değiştirerek iade ediyorum..
Talebim şu:
Sayın Özkök;
Madem bu ülkenin gerilmesine taraf değilsiniz. O zaman ben de Abdullah Gül'den beklediğiniz şövalyeliğin bir benzerini sizden bekliyorum..
Mesela gazetenizde Bekir Coşkun diye bir yazar var..
Kabul..
Siz kendinizi "Kaf dağında", Olympos'un zirvesinde oturan, "Tanrılar katındaki" bir köşe yazarı olarak görmüyorsunuz ama bu zat kendini aynen bu sıfatlarda görerek yazılarında başörtülüler ile domuzları birbirine benzetebiliyor. Aynı şahıs, Türkiye'nin yüzde 47'sini "Göbeğini kaşıyan gereksiz adamlar" olarak tanımlayabiliyor.. Yine aynı şahıs AK Parti'ye oy veren kitlelere "1 kilo nohuta kişiliğini satan kesim" diyerek hakaretler edebiliyor..
Kısacası kendisi gibi düşünmeyen 16 milyon insana açık açık küfrediyor, onların inançları ve kişilikleri ile alay edebiliyor..
Tüm bunları, sizin deyiminizle "Türkiye'nin en büyük gazetesi" üzerinden yaparak toplumda gereksiz ve aşırı bir gerilime neden oluyor, kin ve nefreti tetikleyecek tohumlar ekiyor..
Bir diğer yazarınız Emin Çölaşan da günlerdir aynı tavrı sergileyerek seçmene hakaretler yağdırıyor, hatta seçmenin iradesine saygı duyan MHP hakkında bile ağızına geleni sayıyor..
Madem Türkiye'yi germeme adına bir şövalyelik bekliyorsunuz, o zaman buyrun hem bize, hem de Abdullah Gül'e iyi bir şovalyelik örneği sergileyin..
Kalemlerinden kan, kin ve nefret damlayan bu iki yazarı bir çırpıda kapının önüne koyun..
"Türkiye Türklerindir" diyen bir gazetede bir iki kalemin Türkler'e hakaretler ve küfürler etmesine son verin.. Ama lütfen "Basın özgürlügü var, kalemleri susturamam" diye bir mazeretle gelmeyiniz. Size, millete küfrettirmeyin teklifinde bulunuyorum sadece..
Ben şahsım adına söz veriyorum, böyle bir girişimde bulunursanız, sizin Abdullah Gül'e gönderdiğiniz sessiz dilekçenin altına imzamı atacağım ve hiç haketmese bile sizinle birlikte Abdullah Gül ismine karşı çıkacağım..
Hadi iki olmasın, siz birini seçin....
Fifti fiftiye bile razıyım..
Ne dersiniz?
Var mısınız?
Süleyman Özışık/Sonsayfa.com
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...