BAŞKENT’TE ‘DERİN PLAN’ TARTIŞMALARI
Başbakan Erdoğan’ın hükümetin terör konusundaki öncelikleri arasında “silah bıraktırmak” seçeneği saymasından bu yana hükümetin PKK ve Kürt sorunu konusunda atacağı adımlarla ilgili çeşitli spekülasyonlar yapılıyor. Kulislerde, bu adımların Erdoğan’ın ABD ziyaretinde şekillendiği yönünde yaygın bir kanaat var. ABD’nin K. Irak’taki bölgesel Kürt yönetimi üzerindeki etkisini artırdığı ve Talabani-Barzani güçlerinin PKK’ya karşı harekete geçme işaretleri verdiği belirtilirken PKK’nın silah bırakması için hükümetten gelecek sürpriz adımlar konusu ise “af” ya da daha etkili işleyecek bir “pişmanlık” ve “eve dönüş” yasası seçeneği üzerinde yoğunlaşıyor.
Bu tartışmalarla geçmişte yapılan yasal düzenlemeleri yeniden gündeme getirdi. 2003’te çıkarılan Topluma Kazandırma Yasası, önceki pişmanlık yasalarına göre daha geniş kapsamlı bir yasaydı. ‘Eve Dönüş Yasası’ olarak bilinen yasa, “örgütün tümünü sevk ve idare eden yöneticileri” kapsam dışı bırakmasına karşın, önceki pişmanlık yasalarının aksine il sorumlusu, bölge sorumlusu gibi daha alt düzeydeki yöneticilerin yasadan yararlanabileceğini düzenliyordu. Bu yasadan yararlananların büyük çoğunluğu cezaevlerindeki örgüt üyeleri olmuştu. Beklenen sonuç alınmaması üzerine 1 Haziran 2005’de yeni TCK’ya benzer hükümler konuldu. Halen yürürlükte olan TCK’nın etkin pişmanlığı düzenleyen 221. maddesine göre, örgüt üyesi iken hiçbir suça karışmadan teslim olanlara hiç ceza verilmiyor. Örgüt için işlenen suçlara karışanlardan yakalandıktan sonra bilgi verenlerin ise cezalarından 4’te 3 oranında indirim yapılıyor. Etkin pişmanlıktan örgüt yöneticileri yararlanamıyor.
Neden çözülme olmuyor?
Ancak bu da örgütün dağılmasında çözüm olmadı. Uzmanlar, suça karışmayan örgüt üyesinin ceza almamasına ilişkin hükmünün uygulanmasında suça karışılıp karışılmadığı konusunda yaşanan tereddütlerin etkili olduğunu belirtiyor. Örgüt üyelerinin ceza indiriminden yararlanması için pişman olma şartının aranması da yasayı dezavantajlı hale getiren unsurlardan biri. Pişmanlık gösteren örgüt üyesi örgütün hedefi haline geliyor. Bu da caydırıcı bir unsur oluyor. Bu yüzden hükümetin af niteliği ağır basan bir düzenleme yapması olasılığını da değerlendirdiği belirtiliyor.
Hükümetin bir af kanunu çıkarması halinde Öcalan’ın serbest kalmaması için örgüt yöneticilerini tamamen yasa kapsamı dışında tutması gerekecek. Yöneticilerin yararlanamadığı bir af yasasının başarılı olup olmayacağı ise konjonktüre göre belli olacak. Kulislerde, örgüt yöneticilerini dışta bırakacak af benzeri bir “Eve Dönüş Yasası”nı Kürt sorunu konusunda demokratik açılımların takip edebileceği de konuşuluyor.
Vatan