Geçtiğimiz Cuma günü, Ergenekon operayonu kapsamında sabah saat 4.30'da evinde gözaltına alındıktan 45 saat sonra tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan Cumhuriyet Gazetesi'nin başyazarı ve imtiyaz sahibi İlhan Selçuk, bugünkü yazısında Ergenekon savcısı Zekeriya Öz'ü " Emniyet'te veya savcılıkta bana bir şey olsaydı, pattadak nalları havaya dikseydim, neler olacağını sevgili savcım hiç düşündü mü?.." diye tehdit etti.
İşçi Partisi Lideri Doğu Perinçek, İstanbul Üniversitesi eski rektörü Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu ile birlikte gözaltına alınan vesorgulandıktan sonra yurt dışına çıkma yasağı ile serbest bırakılan Selçuk, Savcı Zekeriya Öz'e hitaben, "Nasıl bir tehlikeyi yaşadığının farkında mı?..
Sanırım değil... Evi bastıkları saatlerde, daha sonra polislerle yolda, Emniyet'te veya savcılıkta bana bir şey olsaydı, pattadak nalları havaya dikseydim, neler olacağını sevgili savcım hiç düşündü mü?.." diy sordu ve cevabı da kendi verdi: Katil savcı diye damgayı yiyecekti.
AK Parti'nin kapatılma davasından önce 24 Ocak'ta köşesinden Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya'ya yönelik olarak da, "Hele bir kapatma davası açmasın görür gününü" şeklinde ifadeler kullanan Selçuk'un bu yazısı da çok tartışılacağa benziyor.
İşte Selçuk yazısındaki iligili bölüm:
Şimdi gelelim sevgili savcımıza...
Nasıl bir tehlikeyi yaşadığının farkında mı?..
Sanırım değil...
Evi bastıkları saatlerde, daha sonra polislerle yolda, Emniyet'te veya savcılıkta bana bir şey olsaydı, pattadak nalları havaya dikseydim, neler olacağını sevgili savcım hiç düşündü mü?..
Damgayı yiyecekti:
- Katil savcı!..
Yazık olacaktı sevgili savcımıza...
İşin altından ömür boyu kalkamayacaktı...
*
Savcı Bey anlaşılıyor ki çok ağır bir yük üstlenmiş, altından kolay kolay kalkılamayacak bir yük...
Sorgulamadaki karşılıklı konuşmalarda sezinledim ki bu yük onu tüm yaşam boyu ezebilir...
Ne düşünüyordu:
- İlhan Selçuk 'un evini sabaha karşı basarım, suç belgelerini ele geçiririm...
Operasyon fos çıktı...
Ergenekon dosyasını yaymak; yazarları, fikir adamlarını, emekli komutanları, muvazzafları da içine alarak sonuçta laik orduya ilişkin bir dava harekâtına dönüştürmek akıl kârı değildir...
Savcımız durumu bir daha gözden geçirmeli...
Kişinin kafasındakilerle "realite" arasında bir uygunluk olmadı mı iş tersine döner, dava dosyası da çuvallar...
*
İlhan Selçuk'a gece baskınında kapsamlı düşünemeyen, kendi kariyerini bile tehlikeye atabilecek kararlar alabilen sevgili savcım, "Düşünen Adam" heykelini sanırım biliyordur...
Savcım "Düşünen Adam" olmalı...
Bu, yalnız ülke için değil, kendisi için de gerekli bir temel koşul...
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...