SADAK'TAN BÜYÜKANIT'A KOMİK SUÇLAMA 

Selim Sadak, bu sözlerinden dolayı Büyükanıt'a "Gözlerimizin içine baka baka yalan söylüyor" dedi. Sadak, Büyükanıta atıf'ta bulunarak, "Bir Genelkurmay başkanı var. ABD'ye gidiyor ve diyorki, 'Kerkük Kürt şehri değildir.' Hem de Türkiye de yaşayan 20 milyon Kürt'ün gözünün içine baka baka. Senin bu yaptığın Kürtlere karşı bölücülük değildir de nedir?" dedi.

DEP Eski Milletvekili Selim Sadak, Demokratik Toplum Partisi (DPT) tarafından Eskişehir'de düzenlenen "Barışın Dili" konulu konferansa konuşmacı olarak katıldı. Sadak, Ticaret ve Sanayi Odası toplantı salonunda gerçekleştirilen konferansta ilginç çıkışlarda bulundu.

Türk ve Kürt halkının kardeş olduğunu ve bunu çekemeyenlerin iki kesimin arasını açmaya çalıştığını dile getiren Sadak, hedeflerinin konuşarak kendilerini anlatmak olduğunu söyledi. Ancak, bunu kabul etmeyen Türkiye karşıtlarının Türkçülük adı altında bu konuyu farklı mecralara çekmeye çalıştığını ileri süren Sadak, " Bizler Anadolu'nun bağrından kopmuş gelmiş bir ecdadın çocuklarıyız. Bunların asıl meselesi Türklük değil. Bunlar bizi bölmeye çalışıyor. Bu ülkeyi bölmeye çalışanlarda kürtler değildir." şeklinde konuştu.

Sadak konuşmasında, ABD ziyareti sırasında, "Kerkük Türk şehri değildir" diyen Genel Kurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ı da bölücülük yapmakla suçladı. Büyükanıt'ın bu sözünü sert bir dille eleştiren Sadak, " Bu ülkeyi bölmeye çalışanlar değişik senaryolar yazıyor. Bir de bir Genel Kurmay Başkanı var. ABD 'ye gidiyor ve diyor ki, " Kerkük kürt şehri değildir. Hem de Türkiye de yaşayan 20 milyon kürt'ün gözünün içine baka baka . E şimdi senin bu yaptığın kürtlere karşı bölücülük değildirde nedir?"

Konuşmasında Kerkük'teki kürtlere karşı sert çıkış yapan siyasetçilerinde olduğunu ve bu tutumların yanlış olduğunu dakkat çeken Sadak, şöyle devam etti: " Diğer bir siyasetçi de çıkmış diyor ki, ' Ben Kerkük'teki 3-5 Türkmen için orayı harebeye çevireceğim. Dünyayı başlarına yıkacağım'. Beyefendi sen 1 milyon veya 100 milyon Türkmeni sahip çıkmak için kürtleri karşına alarak mı siyaset yapıyorsun? İşte böyle siyasetçilede kürtleri karşına alarak bölücülük yapıyor. Bırakın bölücülüğü ve oradaki Türkmenlerin sorununu kürtlere bırakın, Selim Sadak'a bırakın. Ben gideceğim orada Türkmenlere bir haksızlık varsa, bir hukuksuzluk varsa, mülklerini, mallarını ellerinden almışlarsa benim siyaset anlayışım çerçevesenide bunu müsade etmeyeceğim. Çünkü, ben oradaki bir Kürt'ün bir Türkmenden çok iyi olduğunu söylemiyorum. Oradaki Kürt'te bir Türkmen kadar insandır. Ama tarih ve sosyolojinin getirdiği bir gerçek vardır. Biz bunları müsade etmiyoruz ve etmeyeceğiz" şeklinde konuştu.

Konuşmasında eski Cumhurbaşkanlarından Turgut Özal ile aralarındaki yaşanan bir hadiseyi de anlatan Sadak, Özal'ın Öcalan'ın dağ'dan inip siyaset yapmasını istediğini kendisine söylediğini iddia etti.

Konuşması sırasında terör örgütü PKK elebaşısı Abdullah Öcalan için ise sık sık "sayın" kelimesini kullanan Sadak, Özal ile aralarındaki yaşananları şöyle anlattı: " Yaşanan acı olaylardan ders alarak artık bunu şiddetle, inkarla, imha ile çözemeyeceğini anlayan dönemin Cumhurbaşkanı Merhum Turgut Özal, bir gün bizi makamında kabul etti. Bu sırada yanımda Orhan Doğan ve Mahmut Alınak'ta vardı. Özal, 'Çocuklar size 45 dakikalık süre vermiştim ama konuşun konuştuğunuz kadar sınırı kaldırıyorum' dedi.Ve Biz Özal ile tam 1.5 saat görüştük. Özal, bize net olarak şunu söyledi; ' Arkadaşlar çatışmalar dursun. Kimin ne gücü varsa bu silahlar sussun. Herşeyi konuşalım.' Hatta sayın Öcalan içinde, 'O deliyi de iletin gelip buralarda siyaset yapsın. Ne yapıyor o, oralarda" dedi.Özal, böylesi engin görüşlü bir insandı. Özal, yine " Ve bunların çok tehlikeli olduğunu biliyorum ama ben Türk halkını çok sevdiğim için bu riskleri taşımaya hazırım. Birde ben kadere inandığım için kaderim ne ise ters çevirecek değilim. Ben yaptıklarımın doğru olduğuna inandığım için yinede korkmuyorum.Bu çatışmalar durmalı. Ülkemizin sorunlarını kendi aramızda tartışmalıyız" demişti. Bende o zaman Özal'a şöyledi dedim: 'Rüyamı görüyorum yoksa bunlar gerçek mi?' O da bana güldü ve hepimiz heyecanlandık."

ZAMAN