E-posta :
  Şifre :
    ► Üye olmak istiyorum
    ► Şifremi Unuttum

ÖZKÖK PAŞA'NIN YÜZDE 47 YORUMU 

Orgeneral Hilmi Özkök, 22 Temmuz seçimlerinin sonucunu yorumladı: Zaman, yüzde 47'yi alanlara değil, beyinleri gözlüğe muhtaç olanlara kızma zamanıdır...

6.10.2007 - 12:17
ÖZKÖK PAŞA NIN YÜZDE 47 YORUMU

Eski Genelkurmay Başkanı Özkök seçim sonuçlarını şöyle değerlendiriyor: Zaman yüzde 47'yi alanlara değil, hatalarıyla, tembellikleriyle, önyargılarıyla bunu onlara verenlere kızma ve onların kendilerine çekidüzen vermelerini sağlama zamanıdır. Zaman, 'Ne yapacağını iyi bilemeyen' insanlarımızı kazanma zamanıdır

Fikret Bila'nın röportajı

Eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök, kendisiyle yaptığımız mülakatın son bölümünde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile yürüttüğü çalışma ilişkisi, eski TBMM Başkanı Bülent Arınç hakkında söylediği tartışma yaratan sözler ve 22 Temmuz seçimleriyle ilgili sorularımızı yanıtladı.
Kendisine yönelttiğimiz sorular ve Özkök'ün yanıtları özetle şöyle:

Mayıs 2006'da Danıştay'a yapılan saldırıda öldürülen Yargıç Yücel Özbilgin'in cenazesinde halkın gösterdiği tepkileri "takdir edici" bulduğunuzu, bunun daimilik kazanması gerektiğini söylemiştiniz.
Başbakan Erdoğan da bunun üzerine "Geleceğe yönelik olarak da bu tür eylem ve tepki içerisinde olmayı beklemek, bunlara yönelik tavsiyelerde bulunmak, asla doğru bir yaklaşım değildir. Çünkü sorumluluk mevkiinde olan insanlar, neyi, nasıl tavsiye edeceğimizi bilmemiz gerekir. Sorumluluk mevkiinde olan insanların söylediği her sözün bir bedeli vardır. Bu iç huzuru etkiler" diye karşılık vermişti. Kendisiyle ilişkiniz bundan nasıl etkilendi?

BAŞBAKAN'A İNCİNDİM
Tepkiler için görüşüm sorulduğunda tepkilerin "takdire şayan" olduğunu ifade edecekken "şayan" sözü anlaşılmaz diye son anda "takdir edilecek" demek istedimse de ağzımdan "takdir edici" yanlış ifadesi çıktı. Tabii "demokratik tepki" desem daha iyi olurdu. Fakat sadece "tepki" dedim.
Şüphesiz demokratik tepkileri kastettim. Esasen süre giden tepki demokratikti ve ben bunun devamlılık göstermesini diledim. Tek, devamı olmayan eylemler benzer olayları şüphesiz caydıramaz.
Toplumun benzer olaylara karşı tepkisinin, gayet tabii demokratik tepkisinin, devamlılık arz etmesi büyük önem taşır.

Bu sözlerime sayın Başbakan'ın basın yoluyla cevabını haksız buldum ve incindim. Çünkü beni tanıyan herkes demokratik olmayan ve şiddet içeren bir eylem önermeyeceğimi bilir. Aslında birçok kişi bunu anladı. Ancak incinmem Sayın Başbakan'a olan tutumumu değiştirmedi. Çünkü kırgınlıkların devlet işlerine menfi şekilde yansımasına asla fırsat vermeyen bir anlayışım vardır. Doğrusunu söylemek gerekirse Sayın Başbakan'ın bana karşı tutumunda da bu olaydan dolayı bir değişiklik hissetmedim.

Görevinizden ayrılmadan önce TBMM Başkanı Bülent Arınç için, "Sizin döneminizde Meclis'in saygınlığı ve siyaset kurumunun saygınlığı arttı. Bunu önemsiyorum, sizi tebrik ediyorum" dediğiniz için büyük tepki aldınız. Bu tepkileri nasıl karşılıyorsunuz?
Çocuklar arasında oynanan bir oyun vardır. Kulaktan kulağa. Söylenen şeyler kulaktan kulağa aktarılırken o kadar çok değişir ki, sonunda bazen çok şaşırtıcı söylemlere dönüşür. O gün konuşulanlar arasında son kamuoyu araştırmalarında parlamenterlere olan güvende yükselme görüldüğünü, bunun memnuniyet verici olduğunu söyledim.
"Sizin döneminizde" , "tebrik ediyorum" sözlerini kullandığımı sanmıyorum. Kullanmış olsaydım dahi bu beni üzmezdi. Bu bir resmi ziyaretti ve muhatabım Sayın Arınç değil, TBBM Başkanı'ydı. Ama ben Sayın Arınç'a, sayın Arınç Basın Sözcüsü'ne, o muhabire, muhabir yazı işlerine derken sonuçta amacını aşmış sözler haline geldi.

BİRİLERİ KIZACAK DİYE DÜŞÜNCEME İHANET EDEMEM
İnanıyorum ki parlamenterlerin güvenilirliğinin artması, siyasi görüşlerimiz ne olursa olsun, sevinilecek bir şeydir. Ama memleketimizde maalesef öyle bir kanaat toptancılığı var ki, birisine kızıyorsak doğru veya yanlış onunla ilişkili her şeye kızıyoruz.
Ben böyle düşünüyorum ve birileri kızacak diye düşünceme ihanet etmem. İyiye iyi, yanlışa yanlış, kötüye kötü. Bu benim tarzım.

ERDOĞAN'A ' ŞEFFAF BİR İLİŞKİ KURALIM' DEDİM
2002 seçimlerinden hemen sonra Genelkurmay karargâhında AKP lideri Recep Tayyip Erdoğan'ı kabul ettiniz. Bu görüşmeyle ilgili olarak çok az şey basına yansıdı. Burada şekillenen bir mutabakat var mıydı?
Hayır. Genelkurmay - Hükümet münasebetleri hakkında bir mutabakat aranmadı ve konuşulmadı. Ancak ziyarette, basın aracılığıyla ilişki yerine, şeffaf ve doğrudan ilişkinin daha olumlu ve yapıcı olacağı düşüncemi dile getirdim.

BEYİNLERİ GÖZLÜĞE MUHTAÇ OLANLAR VAR
22 Temmuz seçimlerinin sonuçlarını nasıl karşıladınız?
Zafer kendi imkân ve kabiliyetlerimiz kadar, bazen karşı tarafın hatalarından da kazanılır. Zaman yüzde 47'yi alanlara değil, hatalarıyla, tembellikleriyle, önyargılarıyla bunu onlara veren, beyinleri gözlüğe muhtaç olanlara kızma ve onların kendilerine çekidüzen vermelerini sağlama zamanıdır.

Zaman, "Ne yapacağını iyi bilemeyen" insanlarımızı küçümseme, onlara kızma değil onları sevme, kazanma ve eğitme zamanıdır.

Bitirirken...

Eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök Paşa'yla yaptığımız söyleşi, bugün yayımladığımız 6. bölümle sona eriyor.
Özkök Paşa'nın açıklamaları okurlarımızdan büyük ilgi gördü, kamuoyunda yankılandı. Görüşlerini bizimle paylaştığı için Özkök Paşa'ya ve yoğun ilgileri nedeniyle değerli okuyucularımıza teşekkür ediyoruz.
Bununla birlikte, diziyi bitirirken yanlış anlamaları düzeltmek, haksız yorum ve eleştirilere yanıt vermek ihtiyacı doğdu.
Hilmi Paşa'nın, asker-siyaset ilişkileri ve İç Hizmet Kanunu'nun 35. maddesine ilişkin görüşlerinin yer aldığı 4. bölümün "İhtilal tek çare değil" biçimindeki başlığı yanlış anlamalara yol açmış. Bazı okurlarımız buradan hareketle Özkök Paşa'nın, "İhtilalin tek çare olmadığını ancak çarelerden biri olarak gördüğü" sonucuna varmışlar.
Bu bir yanlış algılama. Özkök Paşa, "ihtilalin çare olmadığı, çarenin Genelkurmay Başkanı'nın görüşlerini kamuoyuyla paylaşması olduğu" görüşünde. Dördüncü bölümün tümü okunduğunda Özkök Paşa'nın bu görüşte olduğu zaten anlaşılıyor. Yine de yanlış anlamaları önlemek açısından bu vurguyu yapmakta yarar görüyorum.
İkinci konu ise dayanaksız ve haksız yere yöneltilen bir suçlama. Bazı gazeteler ve köşe yazarları, dizinin zamanlamasına özel bir anlam yüklemeye çalıştılar. Dizinin 1 Ekim günü başlamasının nedeninin, aynı gün Harp Akademileri'nde konuşan Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ın görüşlerinin perdelenmesi olduğunu öne sürdüler. Hatta Hilmi Özkök Paşa'nın bunu her zaman yaptığını da eklediler.
Hemen belirteyim ki, bu eleştiri ve yorumların tamamı uydurmadır, haksızdır ve dayanaktan yoksundur... Özkök Paşa'nın herhangi bir tarih önerisi söz konusu değildir. Beni 1 Ekim'den hemen önce çağırıp demeç verdiği iddiası da doğru değildir. Ben Hilmi Özkök Paşa ile 20 Eylül 2007 günü İzmir'de görüştüm. Dizinin 1 Ekim gününde başlamasının nedeni ise söyleşinin yayına hazırlanması ve devam etmekte olan Malezya dizisinin bitmesini beklemek zorunda olmamızdı. Bu görüşmeyi yaptığımızda Orgeneral Büyükanıt'ın 1 Ekim'de konuşma yapacağını bilmemiz zaten mümkün değildi.
Herhangi bir araştırma yapmadan, bu suçlamaları başka gazetelerde veya internette okuyup kendi saptamalarıy-mış gibi köşelerinde yer veren meslek-taşlarımızın bu tavrı, meslek adına üzüntü vericiydi.

Milliyet

YORUMLAR
Toplam 1 yorum var, 1 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.
Üye girişi yapmadınız. Misafir olarak yorum ekleyebilirsiniz. Üye olmak için tıklayın.
  Yorumcuların dikkatine…

İmlası çok bozuk,
Büyük harfle yazılan,
Habere değil yorumculara yönelik,
Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan,
Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren,
Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen,

yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR.
turhan varveren 8 Eylül 2007 Cumartesi 

ciğeri beş para etmez ırak'ın uyduruk cumhur başkanı bile TÜRKİYE'ile kafa buluyor .barzani küstahı,abd,talabani üçlüsü pkk ıra kı terk etsin diye koro halinde kakafoni ses çıkarıp.bir taraftanda kayboldu ayağına yatıp silhları kandile gönderiyorlar.bu oya lama numaralarını artık en cahil insanımız bile yutmuyor.koltuk sevdasında olan sorumlu lar çare üretsinler.ne abd,ne ab,nede imf tam bağımsız TÜRKİYE istiyoruz.

Yorumu oyla      18      10  
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Cem Uzan Turktime'a Konuştu: Beni Kesebilirsin, Öldüerbilirsin ama Bana İnananlara İhanet Ettiremezsin!!!
Genç Parti Genel Başkanı Cem Uzan Türk Basınında evinin kapılarını ilk ...
MENDERES TURKTİME'A KONUŞTU! : “AĞAR, DEMOKRASİNİN YANINDAN BİLE GEÇMEMİŞTİR!”
Sağ siyasetin patent sahibi ve DP’nin biyolojik ve siyasi varisi Aydın ...
BAŞÖRTÜSÜ ÖZ DEĞİL, SEMBOLDÜR!
(TURKTİME-ERSİN TOKGÖZ) 5 bini aşkın üyesi ile Türkiye’nin ...
 
Emin Çölaşan Turktime'a Konuştu
(ÖZEL-TURKTİME) Türk basının usta kalemi, Hürriyet Gazetesi yazarı Emin ...
PİŞKİNLİĞİN BU KADARI!
Bir çocuk annesi N.E. Binbaşı T.A. ile ilişki yaşamaya başladı. Kocası, ...
NUR SERTER'İN "TELE" VURGUNU
CHP Milletvekili ve eski İstanbul Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. ...
 
GÜNÜN MANŞETİ TERCÜMAN'DAN... "İFTİRAYA ŞAMAR!"
Bayındırlık eski bakanı Koray Aydın’ın 216 yıl istenirken 11 yargıcın ...
BAŞBUĞ PAŞADAN ACI İTİRAF: 'TERÖR ÖRGÜTÜNE KATILIMI ENGELLEMEDE BAŞARISIZ OLDUK'
Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral İlker Başbuğ, devletin terör örgütü ...
GREEN CARD BAŞVURULARI BAŞLADI
ABD'de yasal olarak oturma ve çalışmaya olanak tanıyan Green Card (Yeşil Kart) başvuruları başladı.
 
SOSYAL MEDYADA TAKİP ET
FACEBOOK'TA TURKTIME
TWITTER'DA TURKTIME
 
KATEGORİLER
FOTO GALERİ
VİDEO GALERİ
ETİKETLER
  •KÜNYE
  •İLETİŞİM
  •REKLAM
 
 
  •Güncel
  •Siyaset
  •Dünya
  •Medya
  •Magazin
  •Spor
  •Kültür
  •Sağlık
  •Ekonomi
  •Dünya
  •Spor
  •Kültür
  •Ekonomi
  •Sağlık
  •Medya
  •Siyaset
  •Güncel
  •Dünya
  •Spor
  •Kültür
  •Ekonomi
  •Sağlık
  •Medya
  •Siyaset
  •Güncel
  •Aktüel
eyfel kulesi
Brezilya
işte benim stilim
yakmak
mülteci
ismail kartal
Ömer Aşık
zatürre
İptal