Çoğu diş macunu, fırçadaki mikropları kontrol altına almaya yardımcı olabilecek antimikrobiyal özellikler taşıyor. Ancak eskiyen kıllar ve su, tükürük, yiyecek kalıntıları fırçanızda mikroskobik bir ekosistem oluşmasına neden olabiliyor. Fırçanın üzerinde biyofilm tabakası veya çatlak kılların içinde bakteriler ve mantarlar yaşayabiliyor.
Uzmanlar, diş fırçalarındaki mikropların üç kaynaktan geldiğini belirtiyor: sahibinin ağız ve cildi ile fırçanın bulunduğu çevre. Brezilya’da yapılan bir çalışmada, mağazalardan alınan yeni diş fırçalarının yarısının bile çeşitli bakterilerle kirli olduğu görüldü. Çoğu mikroorganizma zararsız olsa da bazıları diş çürümesine ve diş eti hastalıklarına yol açabiliyor.
Özellikle Streptococcus ve Staphylococcus türleri, diş çürümesine ve periodontal sorunlara neden olabiliyor. Kullanılmış fırçalarda E. coli, Pseudomonas aeruginosa, Klebsiella pneumoniae ve Candida gibi potansiyel olarak zararlı mikroplar da tespit edilebiliyor. Bu mikroplar genellikle fırçayı duruladığımız sudan, ellerden veya banyodaki çevresel koşullardan bulaşabiliyor.
Banyoların sıcak ve nemli yapısı, mikropların çoğalması için ideal bir ortam sağlıyor. Ayrıca tuvaletleri kullandığınızda açığa çıkan minik su damlacıkları (“tuvalet bulutu”) bakterileri fırçaya taşıyabilir. Ortak banyolarda bu risk daha da artıyor; bazı araştırmalara göre öğrencilerin diş fırçalarının yüzde 60’ı dışkı kaynaklı bakterilerle kirlenmiş durumda.
BBC Türkçe'de yer alan habere göre, ABD’de yapılan çalışmalarda ise tuvalet bulutunun sanıldığı kadar tehlikeli olmadığı, çoğu bağırsak mikrobunun havada uzun süre yaşayamadığı görüldü. Yine de bazı grip ve koronavirüs türleri birkaç saat, herpes virüsü 48 saate kadar fırçalarda canlı kalabiliyor. Bu nedenle diş fırçalarının paylaşılmaması ve birden fazla fırçanın birbirine temas etmemesi öneriliyor.
Diş fırçalarının temizliğini artırmak için ultraviyole ışık, mikrodalga veya özel ağız gargaralarında bekletme gibi yöntemler uygulanabiliyor. Ancak en basit ve etkili yöntem, fırçayı kullanım sonrası dik ve açık bir şekilde kurumaya bırakmak. Amerikan Diş Hekimleri Birliği ve CDC, kapalı kutularda saklamamanın mikropların çoğalmasını önlemede daha etkili olduğunu vurguluyor.
Yeni araştırmalar, probiyotik diş macunları ve biyolojik olarak aktif kıllar ile fırçaların sağlıklı bir mikrobiyal dengeyi teşvik edebileceğini gösteriyor. Böylece diş fırçaları, risk oluşturmak yerine ağız sağlığını koruyan araçlara dönüşebilir.
Uzmanlar, bağışıklığı zayıf kişilerin fırçalarını daha kısa sürede değiştirmesi gerektiğini, banyodaki fırçaların ise klozete ve nemli bölgelere uzak tutulmasının önemli olduğunu belirtiyor. Belki de diş fırçanızı bir kez daha gözden geçirmenin zamanı gelmiştir.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |