MHP'den Başörtü Yasağına Tepki 

MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır, Anayasa Mahkemesi'nin başörtüsü ile ilgili gerekçeli kararının millet vicdanında rahatsızlığa yol açtığını belirterek, "Herkes Anayasa'dan kaynaklanan yetkisini millet adına kullanmaktadır. Milleti huzursuz edecek, milletin vicdanında tartışılacak bir yetki kullanımı anayasal sınırları aşan yetki kullanımıdır" dedi.

MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır, TBMM'de öğrenci affını düzenleyen kanun tasarısı ile ilgili basın toplantısı düzenledi. Şandır, MHP'nin Milli Eğitim Komisyonu üyesi milletvekilleriyle düzenlediği basın toplantısının sonunda gazetecilerin Anayasa Mahkemesi'nin başörtüsü konusundaki gerekçeli kararına ilişkin sorularını cevapladı. Yargının kararlarına saygı gösterdiklerini belirten Şandır, yargı kararlarının saygı göstermek kaydıyla tartışılabileceğini söyledi. Sürecin tamamlandığını, Anayasa Mahkemesi'nin kararını verdiğini ve gerekçesini de dün gece itibariyle Resmi Gazete'de ilan ettiğini belirten Şandır, gerekçeyi bütünüyle okuduklarını ifade etti.

Şandır şöyle konuştu:
"Bir toplumsal sorunu çözmekle sorumlu olan bir siyasetçi olarak burada açık yüreklilikle birşey söylemek istiyorum. Laiklik, vatandaşlarımızın din ve inanç özgürlüğünün de teminatı olmak mecburiyetindedir. Çünkü din ve inanç özgürlüğü de bir temel insan hakkıdır. Kamu düzeninin korunması, cumhuriyetin değiştirilemez temel niteliklerinin korunması, hepimizin üzerinde bir görevdir ve milletvekili olarak ilk günden bu hususlara bağlı kalacağımıza dair namusumuz ve şerefimiz üzerine yemin ettik. Yargı, yürütme ve yasama tarafından Anayasa'dan kaynaklanan tüm yetkiler, millet adına kullanılmaktadır. Anayasa Mahkemesi'nin bu kararı millet vicdanında rahatsızlığa sebep olacaktır. Başörtüsünden dolayı okuma özgürlüğü elinden alınan çocukların, insanlarımızın dışlanmasına, rejime, hukuka, devlete, toplum düzenine karşı kinlenmesine sebep olacak olan bu kararı faydalı bulmuyoruz. Gerekçede ortaya konular hususlarda da niyet sorgulaması olduğunu düşünüyor ve Anayasa'nın değiştirilemez hükümlerine bir tehdit olduğu tanımlamasını da zorlama bir değerlendirme olarak kabul ediyoruz. Türkiye'de laiklik tehdit ve tehlike altında değildir."

Vatandaşlar için din ve inanç özgürlüğü ne kadar değerliyse laiklik ilkesinin tanzim edici fonksiyonunun da o kadar önemli olduğunu vurgulayan Şandır, yargının Türk milleti adına karar verdiğini, Türk milletinin vicdanını yaralamayan kararların faydalı olacağını ve adalet duygusunu geliştireceğini söyledi. Şandır, "Endişemiz ve korkumuz, yargının bu kararından sonra toplumda inanç değeri üzerinden ayrışma daha da derinleşecektir. Toplumsal huzursuzluklara karşı herkes sorumluluğunun yerine getirmelidir" dedi.

Akşamdan bu yana televizyonları izlediklerini anlatan Şandır, başı açık ve kapalı iki kız çocuğunun üniversite kampüsüne kadar geldiğini, başı kapalı olanın orada başını açarak dersine girdiğini anlattı. Bu kız çocuğunun psikolojisini kamuoyunun takdirine bıraktığını belirten Şandır. Dışlanmış olmaya bir genç insan ruhunun isyan edeceğini ifade eden Şandır, bu insanları başörtüsü üzerinden kimlikleştirerek ayrıştırmanın, bu ayrışmayı Anayasa kararlarıyla derinleştirmenin topluma fayda getirmeyeceğini söyledi. Şandır, başörtüsünün bir siyasi simge olarak Anayasal düzene karşı tehdit olarak kullanılmasına da sonuna kadar karşı olduklarını ifade etti.

Şandır, başörtülü çocukların bir kırgınlık ve kızgınlık içinde olabileceklerine işaret ederek, öğrenci affının gündemde olduğu bugünlerde başörtüsünden dolayı okuma özgürlüğü elinden alınan çocuklara devletin bir atıfet yapması, onları kendisine tehdit ve tehlike olarak görmemesi gerektiğini söyledi. Şandır şunları kaydetti: "Korkular bizi kuşatmasın. Başını örten çocukları bu rejime tehdit olarak görmek rejime de haksızlık olur. Cumhuriyetimizin kuruluş felsefesi toplum tarafından benimsenmiş ve kurumsallaşmıştır. Korkuların bizi kuşatmasına müsaade etmememiz gerekir."

Kararın gerekçesinde öne sürülen hususların çok tartışılacağını belirten Şandır, siyasetçi olarak kararın gerekçesinde ortaya konulan hususların sorgulanması gerektiği kanaatinde olduğunu belirtti. Şandır, "Yargı Türk milleti adına karar verdiğini unutmamalıdır. Ama bu gerekçede belirtilen hususların, millet vicdanını rahatsız edeceği gibi bir endişem vardır" dedi.

Şandır, bu karardan sonra bir Anayasa değişikliği ihtiyacının ortaya çıkıp çıkmadığı sorusu üzerine Türkiye'yi AK Parti'nin yönettiğine işaret etti. AK Parti'nin bu ülkenin sorunlarını çözmek niyetinde ve gücünde olmadığını gördüklerini belirten Şandır, sürekli olarak Anayasa tartışmaları yaşandığını ancak bir millik mesafe katedilmediğini bildirdi. Muhalefet partisi olarak bir Anayasa değişikliği gündeme getirmelerinin söz konusu olmadığını belirten Şandır, iktidara geldiklerinde bu Anayasa'yı değiştireceklerini belirtti. Şandır, bugün AK Parti'nin Anayasa'yı değiştirmek gibi bir niyeti ve gücünün olmadığının ortaya çıktığını ifade etti.

Şandır, DTP Genel Başkanı Ahmet Türk'ün 1980 yılında bir Kürt soykırımı yapıldığı yönündeki iddialarının hatırlatılması üzerine bunların deli saçması olduğunu kaydetti. Ahmet Türk ile AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Fırat'ın bir yemekte neler konuştuklarını topluma anlatmaları gerektiğin belirten Şandır, bu yemekten sonra Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da bir kalkışma provasının yaşandığl kadar önemli olduğunu vurgulaını öne sürdü.
Şandır, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç'ın karşı oy yazısının hatırlatılması üzerine Kılıç'ın söylediği hususların çok önemli olduğunu ve dikkate alınması gerektiğini belirtti.

Şandır, "Herkes Anayasa'dan kaynaklanan yetkisini millet adına kullanmaktadır. Milleti huzursuz edecek, milletin vicdanında tartışılacak bir yetki kullanımı anayasal sınırları aşan yetki kullanımıdır. Herkes bu noktada kendisini sorgulamak mecburiyetindedir" diye konuştu.

(İHA)