Mezarı İnternetten Ucuza Alın! 

Parlemontonun “Yasama” hak ve sorumlulukları içinde, Anayasa ve İç Tüzük kurallarına uygun olarak yasalaştırdığı hukuki metinlerin Anayasa Mahkemesince denetlenmesi de, yine Anayasanın belirlediği sınırlar içinde olmak kaydıyla Anayasa Mahkemesine görev olarak verilmiştir. Bu görevlendirmeden doğan hak, sınırsız değildir ve nitekim bunlar Anayasanın içeriğinde sayılmış(tadat edilmiş) bulunmaktadır. Oysa şimdi karşı karşıya gelinen noktada Anayasa Mahkemesi kendi eliyle Anayasayı “ilga” etmiştir. “Yorum yoluyla” gibi dipsiz bir kuyuya taş atılırsa bunun sonu gelmez; en küçük devlet memuru bile o zaman işine gelmeyen ya da yetersiz kaldığı problemler karşısında kendince bir tavır takınır ve “ben böyle yorumladım” kaçamağını bir zırh gibi kullanır. Yaşanmakta olan bilgi kirliliği içinde, ben de kalkıp bu bir “Yargı Darbesidir”, bu darbenin aktörleri gerek malumu ilan ederek, gerek meydan ve bildirilerle taraflarını belli ederek Ak Parti’nin kapatılmasına kılıf hazırlayan filan filan odaklardır desem ne derece tutarlı olabileceksem; Anayasa Mahkemesi’nin henüz olmamış, olması bile abes vehimlerden hareketle kapatma davasının ana omurgasını güçlendirme kılıfı hazırlaması, o kadar tutarlıdır. Hatırlayanlar bilir; Yassıada hakimi, sanık Demokrat Partili’lere, “sizi buraya tıkan güç böyle istiyor” demişti. Acaba şimdiki Yargı sözcüleri de Yassıada hakimi kadar açık yürekli ve mert davranıp “dosyayı veren güç böyle istedi” dese, emin olun onların kişiliklerine saygı duyacağım. Ama bunu demiyor ve bizden bu karara saygı duymamızı istiyorlar. Bu karara uymak elbette vatandaşlık ödevim, saygı duyup duymamak ise kişisel hakkım ve saygı duymuyorum. Demokratik bir ülkede böyle bir olay cereyan etse herhalde “Anayasa Mahkemesi ÖTENAZİ talebinde bulunmuştur” diye manşet oludu. Bu kararın laiklikle ilişkisi, niyet okumaya dayandırılmış. Yani tasavvur üzerinden hüküm inşa edilmiştir. Ayrıca karar, hukuki değil; bürokratik ve siyasi bir muvazaayı da açıkça ortaya koymaktadır. Yakın zamanda bunun da maddi delilleri ortaya saçılır. Türkiye artık eski kapalı kutu değil; bilişim çağının da verdiği imkanlarla kabuğunu çatlattı hiçbir gerçek uzun süre saklı tutulamayacaktır kanaatindeyim. Bu da böyle biline..

Doğru hiç kimse Hukuktan üstün değildir.SİZ BİLE.Hukuğu istediğiniz gibi işinize geldiği gibide yorumlayamazsınız.Hukuk sadece sizin siyasi emellerinizin dayanağı olmamalıdır.

Bizim ne hukukla nede rejimle kavgamız var, birşeylerle kavgası olanlar sizlersiniz. Türban bir özgürlük hakkıdır siz ne derseniz deyin. Bizim anlayamadığımız CHP nin uşşaklığını yapıyor olmanız. Hukuğa ne kadar saygınızın olduğunu belgelenen ve CHP tarafından ödenen kanaltürk e ödenen paranın davasının sonunda göreceğiz. Erbakanı hapse attınız bakalım kaç CHP liyi hapse atacaksınız.