KORKMAZ: 2008 YILI PKK'NIN BİTİRİLDİĞİ YIL OLACAK 

Bu satırların yazarı 2008'le birlikte yepyeni ve taze bir başlangıç yapıyor…

Türk basınının saygın gazetesi Yeni Şafak'ta olmaktan çok mutluyum…

Kıymetli Yeni Şafak ailesinin her bir ferdine ve gazetemizin bütün okuyucularına sevgilerimi sunuyorum…

'Bismillah' diyorum…

2007'nin son iki ayı içinde yaşanan sıra dışı gelişmeler, PKK terör örgütünün son durağa geldiğini göstermiş oldu: 2008'in tarihe “PKK'nın bitirildiği yıl” olarak geçeceği aşikar…

24 yıllık kanlı kabus filminin son sahnesindeyiz…

Hatırlayınız, Kasım ayının ikinci yarısında PKK elebaşlarının yakalandığına dair kimi haberler Ankara kulislerini sarsmıştı…

Bunlar söylenti falan değil aslı astarı olan haberlerdi. PKK elebaşlarının yakalanmış oldukları kısa bir süre sonra açıklandığında son dönemde terör örgütüne vurulan büyük darbenin anlamı çok daha iyi algılanacaktır…

1 Aralık gününden itibaren sınır ötesine nokta operasyonlar yapılıyor. Türkiye Kuzey Irak'ta topyekun bir savaşın içine dahil olmak gibi bir tuzağa düşmedi. Çözüm, dışarıda değil içeride olup bitenle alakalıydı. Bununla birlikte nokta operasyonlar yapılarak Ankara'nın teröre karşı kararlılığı gösterilmiş oldu…

Bölgeden gelen haberlere göre, son haftalarda Kandil dağından 1500'e yakın PKK mensubu indirilmiş bulunuyor.

Bunlar arasından terör eylemlerine katılan, suç işleyen örgüt mensupları Türkiye'ye iade ediliyor. Herhangi bir eyleme karışmamış örgüt mensupları ise (Ankara'nın takibinde olacak şekilde) Irak Ordusu'nun güneydeki birliklerine dahil ediliyorlar…

Türkiye'de “Statüko”nun değişmiş olduğu gerçeğini Ankara'nın Kürt sorununa yeni yaklaşımına bakarak da gözlemek mümkün. Güneydoğuda devletin halkıyla barışmaya başlayacağı bir döneme giriyoruz. Bu temel konuda hükümet ve askerin birlikte hareket ettiğini görebilmek zor değil. Çünkü, bugüne kadar soruna olan yaklaşım kökten değişiyor!

Ankara bir yandan teröre karşı kararlılığını gösterirken diğer bir yandan da “çocukları dağda olan aileleri” kazanmaya yönelik kapsamlı bir çaba içersine giriyor. “Etkin pişmanlık” anlamına gelen TCK-221'e yani eve dönüş yasasına işlerlik kazandırılması yönündeki çalışmalar bir süredir gündemde. Daha büyük ve köklü adım ise Kürt sorununun temelli çözümü için sosyal ve ekonomik projeler peş peşe devreye sokularak atılacak.

Türkiye son dönemde bölgesel güç formatına uygun bir kulvarda ilerliyor: Irak'ta ağır bir yenilgiyi yaşayan ABD Ortadoğu'daki etkisini hızla yitirirken onun yerini yavaş yavaş Türkiye alıyor…

Ezberlerin peş peşe bozulduğu bir dönemdeyiz. “ABD'ye rağmen Türkiye'de ve bölgede hiçbir şey yapılamaz” miti artık çöp sepetini boylamış durumda!

1 Mart tezkeresinin sıkı yandaşları –PKK'ya vurulan tarihi darbenin ardından– “ABD ile yeniden öpüşmeye başladığımızdan” falan dem vuruyorlar. (Hani, iki neslimizi, hatta geleceğimizi kaybetmiştik?)

Washington'ın 5 Kasım'dan itibaren –PKK'ya karşı– Ankara'ya destek vermek zorunda kalması; Sam Amca'nın Türkiye'nin masaya koyduğu hayati kozlar karşısında duvara dayanmasıyla ilgilidir. Son gelişmeleri yorumlarken her halükarda ABD'yi sempatik göstermeye çalışanlar bu kaçınılmaz gerçeği örtbas etmeye yeltenseler de -kamuoyunu yanıltmaya muvaffak olamayacaklar.