İş Olacağına Varır 

Guti görevini yaptı

Evet, Beşiktaş Guti’den yararlanabildi. Çünkü alınmasındaki amaç, temel olarak futbol oynaması değildi. Yıldırım Demirören yönetiminin çok zayıfladığı bir dönemde taraftarı bir araya getirecek, ayağa kaldıracak bir transfer hamlesinin önemli bir parçası olarak Türkiye’ye geldi ve Demirören Yönetimi de amaçladığı hedefe ulaştı. Futbol olarak bir şey beklenilmemesi gerekiyordu. Çünkü ne Guti, ne Quaresma, ne Simao, ne Almeida, ne Fernandes, ne de diğerleri oynadıkları hiçbir takımın temeli olamamışlardı. Guti bir Real Madrid efsanesi olabilir, ama Real Madrid’in hep yedek efsanesiydi. Beşiktaş’taki görevi de taraftarı ayağa kaldırmaktı. Bu aşamadan sonra Beşiktaş’ın artık futbola da yatırım yapması gerekiyor. Çünkü artık herkes bir arada...

Mehmet Demirkol

Hayırlısı oldu

Mevcut Beşiktaş Yönetimi, kulübün genetiğiyle oynayarak alt yapıya değil ‘marka’ futbolculara yöneldiğinden bu yana sıkıntı yaşıyor. Guti de bu markalardan biriydi. Mühim bir futbolcuydu ama yolun sonuna gelmişti ve onun kişisel beklentileriyle, Beşiktaş’ınki uyuşmadı. ‘Oynayabilir miydi?’, evet oynayabilirdi ama bunun için gerekli koşullar mümkün olmalıydı, o da olamadı. Çünkü takım başka, ‘eskimiş’ yıldızlarla doldurulmuştu. Haliyle güçsüz bir takımın güçsüz oyuncusu olarak bu kadarını yapabildi, o da sonunda kontağı kapattı. Bence sorun onda değil, ondan beklenenlerdeydi. Beklenti bu denli yüksek olunca hayal kırıklığı da büyük oldu. Bence gelinen nokta Guti dahil herkes için hayırlı oldu diyebiliriz. Şimdi hayallerin odağında Portekizli oyuncular kaldı. Korkarım uzak olmayan bir zamanda onlarla ilgili beklentiler de benzer şekilde sonuçlanacak gibi görünüyor.

Cem Dizdar

Ayrılmasına üzüldüm

Guti’nin geldiği günü düşünüyorum, bir de bugününü... Çok yazık oldu. Beşiktaş belki son senelerde bulacağı en iyi 10 numarasını bulmuştu. Ama menacerlik sisteminin, daha doğrusu Mendes’in gazabına uğradı. Nereden demeyin... Sadece Alves’in maliyetini biliyorsunuz. Yüzde 50’si 3 milyon 100 bin Euro. A2’de bile oynayamayan Alves, Guti’nin yer bulamadığı kadroya giriyor; primini alıyor... Doğrusu, Guti’yi idare etmek benim görevim değil. Görevli yöneticilerin. Takımda bir kaptanlık kavgası çıkardılar, Guti’yi ateşe attılar. Adamcağız baktı ki kaptanlık savaşı var, Portekiz çetesi menacerlik oyunları derken alkole daldı! Bunun tedavisi vardı, ama Beşiktaş’ta bu menacerlik sisteminin tedavisi bu kafayla zor. Guti gitti, yorum yapmıyorum, sadece çok üzüldüğümü belirtiyorum.

Artık hayır gelmezdi!

Onun futbol zekasıyla bezenen oyununu izlemek büyük zevkti. Ancak gece yaşantısına aşırı düşkünlüğü İspanya’da olduğu gibi Türkiye’de başına dert oldu. Yeteneğini kimse tartışamaz. Oyun vizyonu bu kadar geniş bir futbolcu son yıllarda Süper Lig’e gelmemiştir. Ama ilerleyen yaşı nedeniyle sahada zaten doğal olarak fiziki bir eksiklik yaşayan Guti kendine iyi bakmayınca iyice çaptan düştü. Kayseri karşılaşmasındaki görüntüsü bunun son örneğiydi. Gönül isterdi ki, sahadaki karizmatik görüntüsüyle bir süre daha Siyah-Beyazlı formayı giysin. Ancak tükenmiş hali onu yeşil çimler üzerinde aciz kılıyor. Bu andan sonra Beşiktaş-Guti birlikteliği zoraki ve yapmacık olur. Ondan artık bir hayır gelmez.

Kaan Bora

Ronaldo gelse ne fayda

Hesapsızca, günü kurtarmak adına yapılmış bir transferdi. Her şeyi günlük yaşayan, kulübü arabesk bir şekilde yöneten bu yönetimin belki de en başarılı icraatlarından biriydi Guti’yi getirmek. Ancak ona Beşiktaş formasını giydirmekten daha zor olanı, oynatabilmekti. Schuster döneminde gerçek potansiyeline çok yaklaştığı maçlar oldu; sahanın bir ucuna 50 metrelik pasları, ince asistleri, sahadaki duruşuyla aranan liderdi, ama olmadı. Özel olduğunu hissetmek isteyen Real Madrid efsanesi Guti tam anlamıyla yalnız bırakıldı. Carlos galiba, “Şu okullar olmasa maarifi ne güzel yönetirdim” sözünü duymuş olacak ki, Guti’yi kazanmak bir kenara hep dışarı itti ve bu senaryoyu hazırladı. Bu yönetim, bu hoca, bu kafayla değil Guti, Ronaldo gelse
ne fayda...

fanatik