Düğümün üçlü sacayağını işte bunlar oluşturuyor...
Federasyon Başkanlığı seçimi de tam bu nedenle zorlu geçiyor. UEFA-Başbakan-kulüpler üçgeninde en iyi noktayı kim bulacak, daha önemlisi nasıl bulacak?
BEŞİKTAŞ Başkanı Yıldırım Demirören'in adının neden ön plana çıktığını dün yazdık.
ARTILARI ve eksileriyle bu hassas dengenin en ucundaki isimle ilgili analize devam edelim...
Her şeyden önce üç büyüklerden birinin başkanı. Üstelik uzun süredir aynı koltukta. Seçilmiş bir isim. Halen Kulüpler Birliği Vakfı'nın da başkanlığını yürütüyor.
Son dönemde Başbakan Erdoğan'la yakın bir ilişki tesis etmiş durumdalar. Fenerbahçe'nin de onayını rahatlıkla alıyor. Trabzonspor'dan itiraz sesi güçlü çıkmaz, Galatasaray karşı çıksa da en son noktada kabullenir.
UEFA düşmanımız mı?
Bir yanlış algı oluşmuş durumda. Sanılanın aksine UEFA Türkiye'de futbolun gidişatıyla pozitif anlamda çok yakından ilgilenir. Gerileme değil, ilerleme ister. Futbol coşkusunun artmasından yanadır, hatta mümkünse bütün uluslararası turnuvalarda renk ve hareket getirsin diye Türkiye'yi görmeyi arzu ederler. Bu genel çerçeveyi unutmayalım. Hem 'içeride' hem de 'uluslararası sahalarda' futbol ekonomisine bizim katkımızın artarak sürmesinin planlamasını yapar.
ŞENES Erzik'in kurtlar sofrasında uzun yıllardır en kritik konumunu koruyabilmesinin arka planında ülke prestiji ve stratejik değeri de önemli bir faktördür.
DOLAYISIYLA telafisi imkansız zararlar oluşturmak ve futbolumuzun çok ağır darbeler almasına neden olmaktan çekinirler. Ama yine de şike gibi sıfır toleransla yaklaştıkları ağır bir iddia karşısında hiçbir şey yokmuş gibi davranılmasını kabullenemezler.
Aranan ve bulunması gereken çözüm de işte bu denge noktasında yatıyor.
Başbakan'ın umudu Türkiye'deki kongre
Erdoğan, futbolun içinden birisi. Elbette bütün gelişmeleri çok yakından takip ediyor. Uluslararası alanda ülke imajı açısından meşin yuvarlağın önemini bilir. Anlayabildiğim kadarıyla, 22 Mart'taki UEFA'nın kongresine kilitlenmiş durumda. Bu çok önemli organizasyon Türkiye'de yapılacak. Şenes Erzik defalarca ne kadar kritik değer taşıdığını söyledi.
PLATİNİ ve bütün UEFA Yönetim Kurulu ülkemize geliyor. Başbakan katılacak, konuşma yapacak, yemek daveti verecek. İkili görüşmeler de şimdiden planlanıyor. Türkiye'nin 2020 Avrupa Futbol Şampiyonası'na ev sahipliği yapması için tarihi bir toplantı olacak.
Hava ilk defa çok lehimize. Üstelik çok yaklaşmış olmamıza karşın Sarkozy'nin devreye girmesiyle Fransa'ya verilen 2016 şampiyonasının hayal kırıklığını telafi etme iradesi oluşmuş gibi görünüyor.
Ev sahipliği yapacağımız UEFA Kongresi her manada kırılma noktası niteliğinde olacak.
Avrupa'yı gözden çıkarabilir miyiz?
Türkiye'nin ekonomik, siyasi, diplomatik profili yükseliyor. Sporda bunun karşılığını maalesef göremiyoruz. Sistem yokluğu ve devamlılık sorunu yaşıyoruz. Avrupa arenasında görünürlüğümüz ve imajımız hayati önemde. Yıldırım Demirören, başkan olursa bunu unutmayacaktır. Yönetim Kurulu'nu oluştururken bu açıdan mesaj vermeyi tercih edecektir. Bir handikapı da şike soruşturmasına Beşiktaş'ın adının da karışmasıydı. Ama kupayı hemen iade etme kararı ve yönetici Serdal Adalı'nın istifası, UEFA nezdinde o sıkıntıyı bir ölçüde giderdi. Zorlu bir göreve soyunuyor. Hazır görünüyor. Her şeye sıfırdan başlayacak. Başarırsa tarihe geçer.
İlk tercih Avrupa
Sonuçta seçilirse, UEFA'yla yeni bir ilişki başlatacak. Şike konusu başta olmak üzere her şeyi silbaştan anlatacak ve ikna etmeye çalışacak.
Daha önce bana söylemiş olduğu 'Gerekirse Avrupa'ya gitmeyiz, dünyanın sonu olmaz. Yeter ki Türk futbolunu masaya yatıralım' sözleri en son çaredir. Demirören bunu söylüyordu. Elbette ilk tercihi 'Kimse ceza almasın.'
akşam
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |